Zulme Karşı Kararlı Duruşuyla Örnek Olan Bir Lider: Muhammed Mursi
Ahmet Varol, Yeni Akit’teki yazısında şehadetinin birinci yıl dönümü vesilesiyle zulme karşı kararlı duruşuyla örnek bir lidere dönüşen Muhammed Mursi’yi gündemleştirmiş.
Muhammed Mursi’nin hayatı ve mücadelesinden kesitler sunan Ahmet Varol, “O kendisine yönelik baskı ve işkencelere rağmen zulüm güçleri karşısında kesinlikle eğilmeyerek ve onların pazarlık tekliflerini asla kabul etmeyip gayrimeşru cuntayı sürekli reddederek örnek bir mücadele sergilemiştir.” diyor.
Ahmet Varol’un Yeni Akit gazetesinde yayımlanan yazısı (18 Haziran 2020) şöyle:
Muhammed Mursi’yi Anarken
Dün yani 17 Haziran 2020, Mısır’da halkın zulme karşı gerçekleştirdiği devrimin ardından cumhurbaşkanlığına seçilen Muhammed Mursi’nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesinin birinci yıldönümüydü.
Mısır’ın ilk serbest seçimlerinde halk tarafından seçilen ve aynı zamanda bu ülkenin ilk ve tek sivil cumhurbaşkanı olan Dr. Muhammed Mursi 17 Haziran 2019’da, Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) hesabına casusluk yapmakla suçlandığı davadan yargılandığı sırada mahkeme salonunda hayatını kaybetti.
Zulme karşı kararlı duruşuyla örnek bir mücadele ortaya koyan Muhammed Mursi 8 Ağustos 1951 tarihinde Mısır’ın Şarkiyye vilayetine bağlı El-Adve köyünde dünyaya gelmişti. İlk ve orta öğrenimini kendi memleketinde tamamladıktan sonra Kahire Üniversitesi’nde mühendislik alanında tahsil gördü. Daha sonra Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde yine mühendislik alanında doktora tahsili yaptı. Northridge Kaliforniya Üniversitesi’nde 1982-85 arasında öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra Mısır’a dönerek Zakazik Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı.
Müslüman Kardeşler cemaatine katılan Muhammed Mursi, 2000-2005 yılları arasında bu cemaatin desteğiyle bağımsız milletvekili olarak Mısır Halk Meclisi’ne girdi.
Mursi, Mısır’daki dikta rejimine karşı 25 Ocak 2011’de gerçekleştirilen halk devriminden sonra Haziran 2012’de gerçekleştirilen serbest seçimlerin ikinci turunda oyların %52’sini alarak cumhurbaşkanı seçildi. Kendilerine “fulul” denilen eski rejim kalıntıları onun seçilmesine tahammül edemedikleri için Arap dünyasındaki dikta rejimleriyle işbirliği yaparak Baltacı fitnesi adı verilen bir fitne hareketi başlattılar. Ancak Mursi bu fitneye karşı direndi ve teslim olmayarak ülkeyi istikrara kavuşturmak için kararlılıkla mücadele etti. Bunun üzerine söz konusu eski rejim kalıntıları ve Arap dünyasındaki dikta rejimleri General Abdülfettah Sisi’yi öne sürerek askeri darbe gerçekleştirmesini sağladılar.
1 Temmuz 2013’te gerçekleştirilen gayrimeşru darbenin ardından meşru cumhurbaşkanı görevinden alındı ve hapse atıldı. Cunta yönetiminin çeşitli şekillerde baskılar uygulamasına, işkence etmesine ve iftirada bulunmasına rağmen o zulüm güçleri karşısında eğilmedi ve kararlılıkla mücadelesini sürdürdü. Kendisinin meşru cumhurbaşkanı olduğunu, darbecilerin ise gayrimeşru olduklarını vurgulayarak onlarla hiçbir şekilde pazarlığı kabul etmedi.
17 Haziran 2019 Pazartesi günü duruşma esnasında aniden bayıldı ve cunta güçleri ona yirmi dakika süreyle müdahale etmediler. Sonra da kalp krizinden hayatını kaybettiğini açıkladılar. Sonra cesedi üzerinde herhangi bir teşhis yapılmasına müsaade etmeden aynı gece sabaha doğru ailesi tarafından cuntanın gösterdiği mezarlığa defnedilmesi istendi. Kendisi cenazesinin doğduğu köyün mezarlığına gömülmesini istemişti. Ama cunta müsaade etmedi ve halkın genelinin katılabileceği cenaze töreni düzenlenmesine de izin vermedi.
Mursi’nin ölümünün planlı bir suikast olması ihtimal dışında değildir. Bazı yorumcular onun ölümünün planlı bir suikast olduğunu, önceden vücuduna duruşma esnasında öleceği şekilde zamanlama yapılarak bir şey derc edilmiş olabileceğini dile getirdiler. Öyle olmasa bile Mısır’daki cunta rejimi ona sürekli işkence ederek ve hastalığından dolayı tedavi edilmesini engelleyerek onu sistemli bir şekilde ölüme itmiştir. Dolayısıyla o, zulüm rejiminin kasıtlı uygulamaları sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu itibarla zulüm güçleri ona karşı kasıtlı bir suikast gerçekleştirmişlerdir. Bu sebeple biz onun Allah katında şehit sayılmasını umuyoruz ve öyle nitelendiriyoruz.
O kendisine yönelik baskı ve işkencelere rağmen zulüm güçleri karşısında kesinlikle eğilmeyerek ve onların pazarlık tekliflerini asla kabul etmeyip gayrimeşru cuntayı sürekli reddederek örnek bir mücadele sergilemiştir.
Mursi’yi kasıtlı uygulamalar neticesinde hayatını kaybetmesinin yıldönümünde yeniden anıyor, Yüce Allah’tan kendisine rahmet ve mağfiret diliyoruz. Allah mekânını cennet eylesin.
HABERE YORUM KAT