1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Zonguldak Çağrı-Der Seminerleri
Zonguldak Çağrı-Der Seminerleri

Zonguldak Çağrı-Der Seminerleri

Zonguldak Çağrı-Der‘in geleneksel Cuma sohbetlerinin bu haftaki konuğu Yılmaz Çakır idi.

28 Kasım 2011 Pazartesi 23:53A+A-

Abdullah Karagüzel’in takdimi ile kürsüye gelen Yılmaz Çakır derneğin ve faaliyetlerinin hayırlı olmasını temenni ederek, konusunun ‘Liberal savrulma ve Müslümanlar’ olduğunu belirterek sunumuna başladı:

Liberalizmin en bildik, en duyulmuş ve Müslüman camiayı en fazla etkileyen kavram olduğunu; yapıp edilenler bizatihi bu kavrama dayanarak gerçekleşmese de sonuçları ve biçimi itibariyle bu kapsama girmesi adına bir benzeşme ve etkilenme söz konusudur dedi.

Liberalizmin dünyayı tıkadığını, zulmü çoğalttığını, en başta ekonomik ve siyasal alanda olmak üzere, sosyal alanda, dini ve kültürel alanlarda da Müslümanların savrulmalarına, kimlik ve kişilik yitirilmesine yol açtığını çok geniş yelpazedeki örnekleriyle izah etti.

ANAP ile başlayıp, RP ile süren ve AK Parti ile zirveye çıkan faydacı, göreceli, eklektik, sığınmacı, kraldan çok kralcı tavırlara, ufak kazanımlar adına verilen tavizlere, tutarsızlıklara değindi. Mecburiyet diye başlayıp bir türlü sonu gelmeyen tersine gidişin sıradanlaştığını, normal algılanmaya başlandığını, kanıksandığını belirtti. Normalleşemeyen bir dengeye oturtulamayan ifrat ve tefrit uygulamaları vurguladı. Kitle beklentilerinin dönüşmüş olması ve tepkisizliğinin de başka problemler getirdiğini ekledi.

Müslümanların Ebrehe ordusu karşısında, kendi develerini talep eden, bireysel ve dünyevi tavır içinde Abdülmuttalip tavrında olmaması gerektiğini, vahyi merkeze alan, Hz: Muhammed ve tüm peygamberlerin hayatındaki, bilgi, iman ve ahlak, sabır ve sebat, mücadele ve mücahedenin örnek alınması gerektiği üzerinde durdu.

‘İte dalanmaktansa çalıyı dolanmak’ tercihinin sonuçta kişiyi, itle muhabbete, çalıyı niçin dolandığını unutacak aymazlığa ittiğini, emperyalizmin yerli ve yabancı unsurlarının şerlerinden kurtulmak adına, İslam’dan duydukları rahatsızlığı izole etmek adına liberalizmin dümen suyunda hareket edilmesinin faydadan çok zarar verdiğini, kimlik ve kişiliklerin yitirildiğini vurguladı.

Muhafazakâr belediyelerin CHP’li belediyeleri gölgede bırakacak özel gün programlarından jeep metoforuna, düğün dernek davetiyelerinden moda dergisine(!), tatil algısından tebliğ görevinin unutulmasına, tesettürün modaya evrilmesine, başörtüsüne özgürlük için mini eteğe insan hakları kapsamında ses çıkarılmamasına, tv ve dizilerden teknolojik bağımlılıklara kadar geniş bir yelpazede savruluşlara örnekler, alçılımlar sundu.

Kısaca ‘el eşeğine binenin tez ineceğine’, hatta daha kötüsü ‘elin ahırına gitmek zorunda kalacağını’ ekledi.

Sonuç olarak: Müslümanların kendi vahiylerine dönük  ‘bilgi, ilke ve sebat’ yolunda kararlı olmaları, başka aidiyetlere sığınmadan ‘KİMLİK’ inşasına çalışılmaları, kimliğin içini boşaltacak savrulmalardan uzak bir şekilde kendi özlerine, kavramlarına sahip çıkılmaları gereğini çözüm adına vurgulayarak sözlerini tamamladı.

Yoğun bir katılımın gözlendiği sohbet, katılımcıların katkı ve ‘teşekkürleri’ ile soru cevap bölümünün ardından sona erdirildi.

Haber: Mustafa BOZACIOĞLU

yilmaz_cakir-zonguldak-02.jpg

yilmaz_cakir-zonguldak-03.jpg

HABERE YORUM KAT

3 Yorum