Zindan arkadaşları Yusuf'a dediler ki: "Bu rüyalarımızın ne anlama geldiklerini bize anlat”
Zindan arkadaşları (Yusuf'a) dediler ki: "Bu rüyalarımızın ne anlama geldiklerini bize anlat”. Çünkü biz seni iyilik yapanlardan görmekteyiz.
“Onunla birlikte iki genç de zindana girmişti. Onlardan biri: "Ben (rüyamda) kendimi şarap sıkıyorken gördüm." dedi. Öbürü de: "Ben de kendimi başımın üstünde ekmek taşıyorken gördüm; kuş da ondan yemekteydi" dedi. "Bunun yorumundan bize haber ver. Doğrusu biz seni, iyilik yapanlardan görmekteyiz." (Yusuf – 36)
Hz. Yusuf ile beraber zindana iki genç daha girmişti. Bu gençlerden birinin, Kralın içki sunucusu, diğerinin ise fırıncısı olduğu zikredilmiş bunların hapsedilme sebebinin de, Kralın, kendisini zehirlemelerinden şüphe etmesi hadisesi olduğu rivayet edilmiştir.
Yusuf bunu, tutuklular arasında doğru inancını yayabileceği bir fırsat olarak değerlendiriyor. Zira, yeryüzündeki yöneticileri rabb konumuna yerleştirme, rabbliğin niteliklerini kendilerine malederek Firavunlaşmış olan bu tür insanlara boyun eğme temeline dayalı çarpık anlayışları ve bozuk inançları düzeltme noktasında, Yusuf’un tutuklu oluşu, onun bu konudaki yükümlülüğünü kaldırmamaktadır!
Hz. Yusuf, bu iki hapishane arkadaşıyla yaptığı konuşmaya, onların kafasını kurcalayan konudan başlıyor. Önce, rüyalarını yorumlayacağını söyleyerek onları rahatlatıyor. Zira O, tıpkı kendisinden önceki ataları gibi sadece ve sadece Allah’a kulluk ettiğinden, kulluk noktasında O’na hiçbir şeyi ortak koşmadığından, Allah da mükâfat olarak kendisine özel bir bilgi bahşetmiştir… Böylece daha ilk planda, onların kendi dinine karşı güvenlerini kazandığı gibi, rüyalarını yorumlayabileceği noktasında da güvenlerini kazanıyor:
FİZİLALİL KUR’AN
Hz. Yusuf aleyhisselam, kendisiyle birlikte hapiste bulunanlara çok iyi muamele yapıyor, hasta olanların başından ayrılmıyor, onlara gereken yardımı yapıyordu. Bu sebeple arkadaşları arasında itibar edilir olmuştu. Kral tarafından hapsedilen iki genç te, kendisine itimat ettikleri için, gördükleri rüyaların tabirini Hz. Yusuf’tan istemişlerdi. Yusuf, kendileri hakkında yaptığı tabirin aynen çıkacağını söylemiş ve sonuç ta aynen çıkmıştır.
İki mahkumun Hz. Yusuf'un (a.s) doğruluğunu tasdik etmesi Hz. Yusuf'un (a.s) zindanda yüksek bir saygınlık kazandığını gösterir. Böyle olmasaydı, iki mahkumun rüyalarını yalnızca kendisine yorumlatmak ve ona biat etmek istemeleri için hiçbir neden olamazdı: "Biz senin muhsinlerden olduğun görüşündeyiz" demeleri bunu göstermektedir. Demek ki daha önceki ayetlerde anlatılan olaylar her tarafta duyulmuş; zindanın dışındaki ve içindeki insanlar Hz. Yusuf'un (a.s) herhangi bir suç yahut günah işlemediğini öğrenmişlerdi. Öte yandan, o çetin takva imtihanını başarıyla geçerek ne kadar asil bir ruh taşıdığını da kanıtlamış durumdaydı. Benzeri bir takvaya bütün Mısır'da yaşayan kendi dini liderleri arasında bile rastlamak mümkün değildi. Yalnız mahkumların değil, subay ve gardiyanların bile kendisine izzetli ve emin bir kişi nazarıyla bakmalarının nedeni buydu.
TEFHİMUL KURAN
HABERE YORUM KAT