1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Zina Serbest, Evlenmek Suç! Bu Nasıl Bir Memleket?
Zina Serbest, Evlenmek Suç! Bu Nasıl Bir Memleket?

Zina Serbest, Evlenmek Suç! Bu Nasıl Bir Memleket?

Meclis’te tartışılan cinsel istismar önergesi Kemalistleri ayağa kaldırdı ve konu mecrasından çıkarıldı. Bu konu üzerine 18 Nisan 2014 tarihinde Mustafa Siel kardeşimiz tarafından yazılan makaleyi tekrar yayınlıyoruz.

19 Kasım 2016 Cumartesi 19:38A+A-

Mustafa Siel / Haksöz Haber

Kendi İsteğiyle Erken Evlendi Diye Bazı Aile Fertleri Cezalandırılan Küçük Gelin

Olay Adana’da geçiyor. 14 yaşındaki bir kız, kendi isteği ile ve hatta ailesini zorlayarak, 29 yaşındaki bir erkekle dini nikahla evleniyor ve 18 yaşında resmi evlilik muamelesi yapılıyor. Evlendikten bir sene sonra hamile kalınca, muayene eden doktor, küçük yaşta gebelik diye rapor tutuyor ve uzun mahkeme sürecinin ardından kocası 8,5, babası ve kayınpederi 3,5 yıl ceza alıyorlar. Böylece 3 aile korumasız kalıyor.

Şimdi bu kız imam nikahıyla evlenmeyip, zina ederek hamile kalsaydı kimseye bir şey olmayacak, hatta muhtemelen hürriyet sever çağdaş medya tarafından çağdaşlık ve hürriyet kahramanı ilan edilecekti. Yani her yaşta her türlü zina serbest, yeter ki dini nikah olmasın, yeter ki İslami değerlere riayet edilmesin.

Bir Porno Filminin Yasaklanmaması İçin Canhıraş Gayret Gösterenler

Adını vermeyelim, sanat adı altında piyasaya sürülen yabancı bir porno film yasaklanmış ta, bazıları bu yasağı kaldırmak için canhıraş bir şekilde yırtınıyorlar. Bu rezil film müsveddesinin yasaklanmaması gerektiğini savunan haberlerden öğrendiğimize göre, filmin konusu şu imiş.  50 yaşına erişmiş bir kadının, çocukluğundan bu yaşına kadar olan, farklı kişilerle farklı! cinsel ilişkileri, burada ifade edemeyeceğimiz en ileri seviyede edepsiz sahnelerle açıkça gösteriliyormuş.

Çok doğru bir kararla yasaklanan bu iğrenç film müsveddesi, yasaklanmasına rağmen İstanbul Film Festivalinde gösterileceği gibi, ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi ve İstanbul Üniversitesi Öğrenci Kulüplerince gösterimler düzenlenecekmiş.

Filmin iğrençliğini anlamak için seyretmeye bile gerek yok. Filmin yasaklanmasını eleştirmek için, filmi olumlayarak verilen tanıtım bilgilerinden bile anlayabiliyoruz ne derece iğrenç bir film olduğunu. Ne insanlık, ne aile, ne kadınlık yada erkeklik, hiçbir insani değer bırakmayan, tüm değerleri alt üst eden, insanın hayvanların bile aşağı seviyelere düşüren bir film müsveddesinden bahsediyoruz.

O Filimdeki Kadının Ananız, Kız kardeşiniz, Kızınız Olmasını İster miydiniz?

Sormak gerekir bu filmin yasaklanmasını eleştirip, serbestçe gösterimi için çaba gösterenlere. Böyle rezil bir filmi savunmak, gösterilmesi için çaba göstermek ne anlama geliyor? Olay inanç ve fikir özgürlüğü müdür ki savunabiliyorsunuz? Bu filimde ne fikri savunuluyor ki, filmi savunuyorsunuz.

Haydi İslami değerleri iplemiyor, hatta düşmanca bir tutumla tam aksi değerleri savunuyorsunuz. İyi ama sizin cinsellik konusunda hiçbir değeriniz, sınırınız yok mu sizin? Size göre bir kadın (yada erkek fark etmez), aile, ana, baba, çocuk mefhumlarını zerre kadar iplemeden istediği kişiyle, istediği zaman, istediği gibi, istediği şekilde cinsel ilişkiye girebilmeli mi? Savunduğunuz fikir bu mu ki, bu rezil filmi savunuyorsunuz?  Sırf İslam’la mücadele edeceğiz diye kendi ayağınıza sıktığınızın, ahiretinizi baştan kaybettiğiniz gibi, dünyanızı da kaybetmekte olduğunuzun farkında değil misiniz?

Kendiniz o kadının yada o kadınla ilişkiye giren erkeklerin yerinde olmak ister misiniz? O filimdeki kadının sizin karınız, ananız, kız kardeşiniz yada kızınız olması sizce normal mi olurdu? Yada o kadınla ilişkiye girenlerin kocanız, babanız, erkek kardeşiniz yada oğlunuz?

Açık ifade edin, bunu mu savunuyorsunuz da, bu nedenle bu filmin serbestçe oynatılması için mücadele ediyorsunuz? Başörtüsü farz değil diyen çağdaş ve soldaş imamlarınız, size açıklık saçıklık ve serbest cinsel ilişki konusunda da fetva verebilir, bu filmin oynatılmasını savunabilirler mi? İşinize gelen konularda onlardan fetva alıyorsunuz, bu konuda da alsanıza. Yoksa sizler cinsellik konusunda hayvanlar kadar özgür olmak isteyenlerden misiniz?

Hayvanlar Kadar Özgür Olmak İsteyenlere!

Bu filimde insanlara güzel gösterilen o iğrenç cinsellik anlayışı, değil insanlara, hayvanlara bile yakışmaz. Zaten bazıların sandığı gibi hayvanlar serbest cinsel faaliyette bulunmazlar. Hayvanlar
sadece, içgüdülerinin onları üreme amaçlı cinsel faaliyete yönlendirdiği anlarda cinsel faaliyette bulunur ve ardından tekrar böyle bir içgüdüsel yönlendirme olana kadar cinselliği ve cinsi faaliyeti unuturlar.

Yani hayvanlar, 7/24 cinsel azmanlık peşinde koşan iki ayaklı hayvanlardan çok üstün, çok temizdirler. Eşcinselliğin tabii olduğunu iddia edenlerin iddialarının aksine, eşcinsel bir hayvanda mevcut değildir tabiatta, hele tecavüzcü hayvan hiç duyulmamıştır. Sadece bazı hayvanlara tecavüz eden iki ayaklı hayvanlar söz konusudur pratikte. Bu nedenle hayvanlar kadar özgür cinsellik istiyoruz diye, hayvanlara hakaret etmeyin.

Taşları Bağlamış Köpekleri Salmışlar

Şimdi yukarıdaki iki habere bir daha dönelim. Demek ki çocukluğundan itibaren istediği kişiyle, istediği zaman, istediği şekilde cinsel ilişkiye girmek alkışlanacak, övülecek, sanatsal yönü olan çok doğru, ilerici, harika bir iş hayat tarzı iken; erken yaşta kendi isteğiyle evlenmek ve çocuk sahibi olmak kötü, çirkin, gerici, habis bir hayat tarzı oluyor. Sadece bu iki haber bu memleketteki azgın azınlığın bu çarpık bakış açısını ortaya koymaya yetmiyor mu aslında?

Ne acıdır ki, kendi iradesiyle evlendiğinden dolayı ailesi cezalandırılan o gelinin hakkını kimse savunmuyor / savunamıyor / savunmaya cesaret edemiyorken; bir porno filminin gösterim hakkı için
neredeyse yeni bir Gezi Parkı Süreci başlatacaklar. Nitekim Gezi Parkı sürecinin başlamasında, iş makinasının önüne durarak yaralanmak suretiyle ilk kıvılcımı atan Sırrı Süreyya Önder, bu filmin yasaklanmasına dair Meclis’te bir soru önergesi vermiş. Bu duruma yukarıdaki başlıktan başka ne denebilir ki?

Erken Evliliği mi Savunuyoruz?

Elbette hayır. Memleketimizin şartlarına göre, kızların biyolojik ve psikolojik açılardan evliliğe hazır hale geldiği yaşta evlenmeleri elbette doğru ve esas olandır. Lakin bunun mutlaka 18 yaşından sonra olduğu nereden çıkarılıyor. Bu yaş memleketlere, ırklara, kişilere göre 18’den büyükte olabilir, küçükte.

Elbette 18 yaşın altında yada üstünde, kızların istemedikleri erkeklerle evlenmeleri asla savunulamaz ve kabullenilemez. Lakin değil ailesinin baskısı, ailesine baskı yaparak erken evlenen bir kızın, üstelik bu evliliğe kızlarının zorlamasıyla kerhen razı olan aile bireylerinin cezalandırılması neyle izah edilebilir, mankurtluktan ve İslam düşmanlığından başka?

Erken hamileliğin biyolojik yönden zararlı olduğunu, hem bu nedenle ve hem de kadınların tahsili ve kariyeri nedeniyle önlenmesi gerektiğini savunmak mümkün ve makuldür. Lakin karşılıklı rızaya dayanan erken evliliği yasaklamak niye? Evlenir evlenmez çocuk yapmak şart değil ki. Burada erken evliliği değil, kızların zorla evlendirilmesini ve erken çocuk sahibi olmayı eleştirip, bunları önleyici tedbirler alınmasını savunmak gerekmez mi? Evlendikten sonra dilediği zaman çocuk sahibi olmak ve tahsilini devam ettirmek, günümüz şartlarında çok mu zor?

Ama geç evliliği savunanlar, aynı zamanda çocukluktan itibaren serbest cinsel ilişkiyi de savunuyorlar. Onlara göre çocukluk dahil cinsel ilişki serbest olmalı, hatta düzenli olarak mutlaka gerçekleştirilmeli. Önemli olan cinsel ilişkiyle geçen hastalıklardan ve hamilelikten korunmak onlara göre. Peki, aynı şeyi erken evlilikler için niye kabullenmiyorsunuz? Geç evliliği teşvik edenler, evlenene kadar gençlerin ne yapmasını öneriyorsunuz?

Pınar Kür Hep Playboy Okumasın, Birazda Kur’an Meali Okusun

Pınar Kür isimli Beyaz Türklerden bir bayan yazar, Playboy kızları ile örtünen kızları aynı kefeye koyarak şöyle demiş. "Ben öyle başını, şurasını burasını örten kadınlarla, tamamen Playboy dergisine çıplak poz veren kadınlar arasında zihniyet olarak fark görmüyorum. İkisi de kendisini nesne olarak sunuyor, özne olarak sunmuyor. Biri diyor ki, ben gencim güzelim, şöyle bacaklarım var, böyle göğüslerim var, göstereceğim diyor. Erkekleri böyle tavlayacağım diyor. Başını örten de, o da adamları azdırmamak için kapatıyor. İnançta böyle bir şey yok. Dindar bir ailede büyüdüm. Teyzem nenem namaz kılan insanlardı.”

Bu Beyaz Türkleri anlamak mümkün değil. Her şeyde akılcı ve bilimsel takılıyorken, iş İslam’a gelince filimsel takılıyorlar. Her şeyde çağdaş oluyor, İslam söz konusu olunca teyzelerinin, nenelerinin din anlayışına sarılıyor, hala nenelerinin margarinini kullanıyorlar. Teyzen ve nenen yaşadıkları çağın şartları gereği Kur’an meali okumaktan mahrum olmuş olabilirler, ama sen mahrum değilsin ki.

Hep Playboy okuyacağına, birazda o teyzenin, nenenin anlamını bilmeden namazda okuduğu Kur’anın mealini okusaydın bir kez olsun. Hem de hepsini değil, sadece Nur Suresi ile Ahzab Suresini okusaydın bir kez. Anlardın ne dehşetli bir iftirada bulunduğunu, sözlerinle sadece tesettürlü kızlara ve Müslümanlara değil, bizzat Yüce Allah’a kafa tuttuğunu, başta teyzen ve nenen olmak üzere, inananlara ne kadar büyük bir hakarette bulunduğunu. Anlardın başörtü ve tesettürün bir hikmetinin de kadınları erkeklerin cinsel nesnesi olmaktan kurtarıp kişi – özne kılmak için emredildiğini. Anlardın ki Yüce Allah sadece kadınların örtünmesini emretmemekte, aynı zamanda hem kadınlara ve hem de erkeklere iffetlerini korumayı (yehfezu furucehum) ve bunun bir gereği olarak eşlerinden başkasına cinsel amaçla bakmamalarını da emretmekte aynı ayetlerde. (Nur, 24-30/33; Ahzab, 33-33/35)

Nasıl olurda Allah’a isyan edenlerle Allah’ın azabından çekinerek kendilerine hakim olmaya çalışanları aynı kefeye koyabilirsin? Eğer teyzen ve nenen gibi, bu kitabın Allah’ın kitabı olduğunu ve ahiret hesabını olduğuna gerçekten inanıyorsan, o zaman kitabı anla ve akıbetinden korkarak bu tür ifadelerinden dolayı tevbe et ve bir daha tekrarlama.

İfadelerinde (dolaylı olarak) iman etmediğini ifade etmişsin. Eğer inanmıyorsan, bunu gizlemeden mertçe açıkla ve (başta teyzen ve nenen olmak üzere) inananların değerlerine saygı gereği bu tür ifadelerden dolayı inananlardan özür dile ve bir daha tekrarlama. Kendin inanmasan bile, bu kitaba inananların gereğini yapmalarını nasıl tahkir edebilir, fuhşiyatla Allah’tan sakınmayı nasıl aynı kefeye koyabilirsin?

Bunların Derdi Üzüm Yemek Değil Bağcıyı Dövmek

Kambersiz düğün olur mu? Bekir Coşkun’da saydırmış başörtüsü hakkında, yazı yazmamış, adeta kinini kusmuş, çorbada bizim de tuzumuz olsun diye herhalde. Yakışır kendisine ve Gülen’i hararetle destekleyen gazetesine. Yazının içeriği kayda değer olmadığından değinmeye bile gerek yok bence.

Bunların derdi ne erken evlilik, ne başörtüsü. Bunların tek derdi İslam’la, İslami olan tüm değerlerle. Bu nedenle İslam’la alakalı (gerçekten İslami olup olmadığını dahi araştırmadan) ne görseler, hemen kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyorlar.

İslam’a aykırı ne görseler, kendilerinin ayağına sıkma pahasına hararetle savunuyorlar.  İslam’la savaşacağız diye çiğnemeyecekleri sınır olmadığı gibi, bu uğurda kendilerine bile zarar vermekten kaçınmıyorlar.

Bunları adam sayıp muhatap almak, onlara gerçeği ve hakkı anlatmaya çalışmak, diyalog ve hoşgörü kanallarını çalıştırmaya çalışmak boşuna. Çünkü onlar ya analarından iflah olmaz birer İslam düşmanı olarak doğmuşlar ya da sonradan bir şekilde mankurtlaştırılarak iflah olmaz birer İslam düşmanı olmuşlar.

İt Ürür Kervan Yürür

İslam düşmanları, halkımızın İslam’la zaten sorunlu olan bağlarını iyice zayıflatmak ve mümkünse tamamen koparmak için, özellikle cinsel ifsadı yaygınlaştırıyorlar. Çünkü cinsel yönden ifsat olanların İslam’la olan bağları neredeyse onulmaz derece de yara aldığı gibi, tekrar sağlamlaşması – geriye dönüş ihtimali de iyice azalıyor. Üstelik cinsel ifsadın yaygınlaşması, bizatihi İslam’ın alan kaybetmesi ve kamusal alandan dışlanması anlamına geliyor. Yıllardır uygulanan başörtüsü yasağında bu nedenle ısrar edildiği gibi, ifsat edici yazılı ve görüntülü her türlü yayının temel amacı da bu.

Son yıllarda kamusal alanda başörtüsü ile okuma ve çalışma konusunda alınan mesafe önemli ise de, tek başına yeterli değil. Bu gelişme hem İslam’ın tekrar dışlanmış olduğu kamusal alanda görünür hale gelmesine, hem de ıslahçıların zemin kazanmasına imkan sağlamıştır. Sadece bilinçli Müslümanların başörtüsü ile çalışması ıslah için yeterli olmayıp, cinsel yönden ıslah için çok yönlü ve ciddi çaba
gösterilmesi gerekmektedir.

Cinsellikle ilgili ifsadın her geçen gün yaygınlaştırıldığı memleketimizde, her türlü zemin ve imkanı kullanarak, cinsellikle ilgili her türlü ifsadın giderilmesi için gerekli gayreti göstermek, birincil derecede kulluk – cihad görevlerimizdendir.

Yüce Allah’ın cinsellikle ilgili sınırlarına riayet etme ve halkımızı bu konuda uyarma konusunda azami gayret göstermeliyiz. İnsan hakları, kadın hakları gibi cinsel ifsada payanda yapılan gerekçeleri elimizin tersiyle itmeli; insanlara ve kadınlara adil olan haklarının Yüce Allah tarafından verilmiş olduğunu ve bunun İslam’ın içinde zaten mündemiç olduğunu cesaretle ve hararetle hatırlatmalıyız.

İslami değerleri her alanda olduğu gibi cinsellik alanında da kim ne derse desin çekinmeden ve yılmadan savunmalı ve bu çabamızda, Maide Suresi’nde açıklandığı üzere, hiçbir kınayanın kınamasından çekinmemeliyiz. (Maide, 5-54)

 

HABERE YORUM KAT

15 Yorum
  • Vedat / 21 Kasım 2016 12:55

    Kardeşlerim, bacılarım
    13, 14,15 ve 16 yaşlarında ki kızların ve erkeklerin küçük yaşlarda evlendirilmesi tam anlamıyla bir zulümdür ve bu bizim kanayan yaramızdır. Özellikle Yemen' de, Doğu ve G.Doğunun bazı köylerinde, Karadeniz in bazı köylerinde ve Niğde' nin bir köyünde kız çocukları küçük yaşta evlendiriliyor. Hurafe dolu rivayetlerle bu işe kılıf hazırlayan sapkın istismarcı tiplere prim vermeyelim. Akıl baliğ olmayan ,rüsde ermeyen,evlilik sorumluluğunu ve çocuk yetiştirme sorumluluğunu kaldırabilecek durumda olmayan kız ve erkekleri küçük yaşta evlendirmeye kalkanları engelleyelim, anne babalara rehberlik yapalım,yol gösterelim. Bu çocukların kötü yola düşmemeleri için abilik ablalık yapalım. Evlilik çok ciddi bir iştir. Sen bugün küçük kızlarla evlenenleri serbest bırakırsan, yarın öbür gün bunun önünü alamazsın. O zaman bazı sapkın tipler küçük yaştaki kızların aklını çelip kandırıp evlenmeye kalktığında kimseye söyleyecek sözümüz kalmaz. Kız çocukların küçük yaşta evlenmelerini asla doğru bulmuyor ve onaylamıyoruz. Bu konuda ki yasal düzenlemenin geri çekilmesi daha isabetli olur kanaatindeyim.

    Yanıtla (1) (0)
  • Masum GERÇEK / 20 Kasım 2016 22:56

    Bu kadar kavram kargaşasının yaşandığı bir yerde isabetli bir sonuca varmak hayal.Evlilik nedir?Tecavüz nedir?Zina nedir?Bunlar kişiye göre değişen kavramlar mıdır?Öyle ise istediğiniz düzenlemeyi getirin,netice alınmaz.Örneğin 6284 S.K.nun kadına şiddeti önledi mi?sadece bugün onlarca can gitti.

    Yanıtla (0) (0)
  • Gizem / 20 Kasım 2016 11:36

    Hocam iyi hoş da, 14 yaşındaki her kız hoşlandığı kişiyle şıp diye evlense her ünlünün 100 kişilik haremi olur. Zaten o yüzden reşitlik sınırı diye bir şey var. Yazının hak verdiğim tarafları olmakla birlikte baştaki örnek ne kadar "doğru"?
    Ayrıca 14 yaşındaki kız okumak doktor, mühendis, hukukçu, astronot olmak istese "Kadınlara okumak caiz değildir" diyen bir ton hoca çıkıyor. Hayır, sadece mahalle arası imamları değil baya bilindik hocalar da var bunu diyen.
    Neden evlilik deyince küçük çocuğun rızası oluyor da okumak, ilim almak deyince olmuyor?
    Anlamıyorum.

    Yanıtla (2) (1)
  • ömer bitlis / 20 Kasım 2016 14:47

    Haremi olmaz. Maalesef çok evlilik yasak ülkede.
    Yazıdan okumak isteyen gençlerin önünü kapatın diye bir çıkarsama yapılamaz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Gizem / 20 Kasım 2016 19:06

    "14 yaşındaki her kız hoşlandığıyla evlenseydi" dedim zaten. Ergenliğe girmiş bir çocuğun aklı karışıktır. İstisnalar olabilir ama ekseriyetle böyledir. Okuldaki arkadaşından, komşusundan hatta televizyondaki dizi oyuncusundan bile hoşlanabilir. Kendisini yetişkin, bu geçici duyguları aşk sanar. Bilinçli bir çocuk kendisini hislerine kaptırmaz ama bilinçsiz bir çocuk rahatlıkla kandırılabilir, istismar edilebilir. Başta verilen örnek de bir istismar örneğidir. Yazan kişi erken evliliği savunmadığına dair uzunca bir paragraf yazmış ama kendisiyle çelişmiş ne yazık ki.

    Yanıtla (0) (0)
  • ömer bitlis / 20 Kasım 2016 16:00

    Bir müslüman olarak erken yaşta evliliğin akıl baliğ olmasına bağlı olduğunu düşünüyorum. Yani hem aklen hem fiziken çocuklarını yeterli bulan ailelerin çocuklarını evlendirebilmelerini doğru buluyorum.
    Allahın yaradılış fitratina uygun hükümler veren devletin bu konuda yapacağı çalışmaları destekleriz.
    Tv sosyal medya ve gazeteleri ile gençlerimizi azgınlaştıran fasık ve kafirlerin bu konuda söz söylemeye hakkı yoktur..

    Yanıtla (1) (1)
  • Salih / 20 Kasım 2016 15:44

    Ömer Bitlis bey yazının başlığındaki sorun ilk elde erken -çocuk yaşta- evliliğin alternatifinin sanki sadece zina olduğunu belirtmesi. Sizin itirazınızda da olduğu gibi sanki bu yasa tasarısına karşı çıkan insanların zinayı savunuyorlar durumuna düşürülmeleridir. Hayata İslami bir perspektiften bakan bir Müslümanın böyle bir tavır almayacağı aşikar olduğu halde, bu tür isnatta bulunmak çok ahlaki bir tavır değil. Bu tartişmada öne çıkması gereken husus erken yaştaki evliliklerin sakıncalarını tartışmak olmalıydı, yoksa zina gibi konuyla alakası olmayan bir kıyas üzerinden tartışmayı çıkmaza sürüklemek değil. Mustafa bey de yazısında erken evliliklere karşı çıkıyor haklı olarak. Aramızda hiç kimse sırf ergenlik çağına erişti diye 12-15 yaşındaki çocuğunu evlendirmeyi düsünmezken, böyle bir şeyin başkalarının çocukları için olabileceğini zımmen kabul etmesi anlaşılır bir tavır değil. Açıkçası çok ahlaki de değil.

    Yanıtla (1) (0)
  • Vedat / 20 Kasım 2016 15:42

    Gizem ve Zeynep isimli okuyucuların endişeleri dikkate alınmalıdır

    Yanıtla (0) (0)
  • Salih / 20 Kasım 2016 00:43

    Yazinin icerigini tartismak lazim, lakin basligi cok talihsiz olmus.

    Yanıtla (0) (2)
  • Ömer Bitlis gaziosmanpaşa / 20 Kasım 2016 08:22

    Talihsiz diyip bırakmayın lütfen.. zinanın serbest erken evlenmenin yasak olmasını mı istiyorsunuz siz? Nedir eleştiriniz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Akın MORÇOL / 20 Kasım 2016 00:27

    Mustafa Siel kardeşimiz 2 yıl önce kitabın ortasından yazmış. .Anlayana sivri sinek saz,Anlamayana davul-zurna az..

    Yanıtla (1) (1)
  • Zeynep / 19 Kasım 2016 22:54

    Öncelikle meseleyi irdelerken sapla samanı karıştırmamalı Bu son yasa mevzusu islam karşıtlarının saldırısı olarak değil kadın haklarıyla ilgili olduğunu görmeliyiz benimde 14 yaşında çocuğum var ortaokula gidiyor bu yaştaki bir ÇOCUĞUN nasıl kendi iradesiyle evleneceğini iddia edersiniz bu yaştakilerin evlenmesine karşı olmayı zina tasvipçiliği olarak görürsünüz her yarım saatte bir kadının öldürüldüğü bir ülkede sözde onları Allah emaneti olarak aldıkları iddiasındaki siz Müslüman erkekler allahtan hiç mi korkmuyorsunuz

    Yanıtla (4) (2)
  • ali ergin / 19 Kasım 2016 22:39

    Dün Türkiyenin medya maymunlarından Uğur Dündar operasyon merkezi bir kanalda,ihtiyarlar heyetini toplamış bu konuları provake ediyordu.Amaçları konuyu irdelemek yada anlamak değil,çatışma üretmek.

    Yanıtla (0) (0)
  • Vedat / 19 Kasım 2016 21:42

    Yazar, çelişkileri çok güzel özetlemiş. Çıkarılacak yasa daha çok küçük yaşta evlenen kızların eşlerinin yıllarca hapiste kalmasını bir defalık olmak üzere affetmek , aile bütünlüğünü korumak ve bu konuda ileride yeni vakaların olmaması için tedbir almaktır. Ülkemizin coğrafi ve kültürel şartlarında çocuk yaştaki ( 13 - 14 yaşlarında ) evlendirilen kızlarımız var. Bu yaştaki kızlarımızın akil baliğ olduğunu, her türlü evlilik sorumluluğunu ve çocuk büyütme işini kaldırabileceğini düşünmek heretik ve aşırı uç bir yaklaşım sayılır. Ne bu çocuklarımızın zinaya düşmesine razı oluruz nede çocuk yaşta evlendirilmelerine razı oluruz. Devletin asıl işi bu mağduriyetlerin yaşanmaması için tedbir almak ve çocuk yaştakilerin istimar edilmemesi için çalışma yapmak olmalıdır. Ayrıca çocuklara, ergenlere tecavüz edene verilecek cezanın idam olması çok yerinde olacaktır. Bu konuda kamuoyu oluşturalım. İdam cezası tekrar yürürlüğe konulsun.

    Yanıtla (4) (3)
  • Sedat sarı / 20 Kasım 2016 17:49

    Çocuklarınızı 18 yaşında evlendirin diye gökten vahiy'mi indirildi. Bayan yorumcular Karşı tarafın propagandası etkisinde konuşuyorlar. Tamam bugün bizim örfümüz 12-13-14... yaş evliliği kabul etmez. Bende çocuğumu bu yaşta evlendirmem. Bu tamamen örfle alakalı bir şey, günah ve sevapla alakalı değil.

    Yanıtla (0) (0)