1. YAZARLAR

  2. Şahin Alpay

  3. "Zehirli Çiçek"
Şahin Alpay

Şahin Alpay

Yazarın Tüm Yazıları >

"Zehirli Çiçek"

02 Nisan 2009 Perşembe 07:24A+A-

Yerel seçimlerin belki üzerinde en çok durulmaya değer olan yönü, Kürt yurttaşların çoğunlukta olduğu Güneydoğu ve Doğu illerinde alınan sonuçlar. Seçim yarışı, iktidardaki bütün ülkeden oy alan AKP ile hemen sadece bölgeden oy alabilen DTP arasında geçti ve ikincisinin zaferiyle sonuçlandı.

DTP bölgede toplam 58 belediye kazandığı gibi, elinde olan Diyarbakır, Batman, Şırnak, Tunceli ve Hakkari belediyelerine AKP'den aldığı Van ve Siirt ile MHP'den aldığı Iğdır'ı da ekledi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "istiyorum" dediği Diyarbakır'da DTP'nin oyları, 2009 genel seçimlerinde % 43'ten % 65'e yükseldi; Hakkari'de % 79'u buldu. AKP 2007'de kazandığı, bölgenin en büyük partisi olma konumunu DTP'ye kaptırdı. Nasıl?

2002–2004 yılları arasında öncülük ettiği reformlarla Kürtçe'nin öğrenilmesi, Kürtçe yayın yapılması ve Kürtçe isimler üzerindeki yasakları kaldıran AKP bölgede giderek büyüdü. Başbakan Tayyip Erdoğan, Ağustos 2005'te Diyarbakır'a gittiğinde Kürt yurttaşlara karşı işlenen "hatalar ve günahlarla" yüzleşme zamanı geldiğini söyledi. Kürt sorunu için "herkesten önce benim sorunum" dedi ve daha çok demokrasi ve refahla çözme vaadinde bulundu. Reformlar ve vaadler, 22 Temmuz 2007 seçiminde AKP'yi (yaklaşık % 55 oyla) bölgenin birinci partisi yaptı. Ekim 2007'de yapılan Cumhurbaşkanının halkoyuyla seçilmesi referandumunda iktidar partisine verilen destek daha da büyüdü.

Ne var ki Erdoğan, kapatma davasının etkisiyle mi bilinmez, 2008'den itibaren söylem değiştirdi. Kürt kimliğiyle ilgili taleplerin, aydınların meselesi olduğunu; sıradan Kürt yurttaşların ise daha iyi hizmet istediklerini, yani sorunun özünde "ekonomik" bir sorun olduğunu söylemeye başladı. Kasım 2008'de Hakkari'de "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik. Bunu beğenmeyen beğendiği yere gitsin..." şeklinde konuşması, ırkçıların "ya sev ya terk et" sloganını anımsattı ve büyük tepki topladı. Erdoğan DTP'li Hakkari Belediyesi için, "Caddelerinden pislik akıyor... Bu pisliklerden 29 Mart'ta, inanıyorum ki Hakkâri halkı temizlenecektir, bunları temizleyecektir..." şeklinde konuştu. 2007 seçimleriyle parlamentoya giren DTP'yi muhatap almama politikasını, DTP'li milletvekillerinin ellerini dahi sıkmama şeklinde sürdürdü. 1 Ocak 2009'dan itibaren TRT–Şeş'in devreye girmesi, bölgede oy avcılığı olarak algılandı. Neticede AKP'nin "hizmet" politikası, DTP'nin "kimlik" politikasına yenik düştü.

DTP'nin bölgenin yegane partisi haline gelmesi, hiç kuşku yok ki, öteki partilerin Kürtlerin kimlikle ilgili taleplerine kayıtsız kalınmasının sonucudur. AKP de bu konudaki tutarsızlıklarının bedelini ödemiş oluyor. Peki DTP'nin bölgenin birinci partisi olmasının Türkiye siyaseti bakımından sonuçları ne olabilir? İçinde PKK yandaşları olabilir, ama DTP ne ayrılıkçı, ne de şiddeti yöntem olarak benimseyen bir parti. PKK'yı terörist olarak nitelemediği için kapatılacak olursa, bu her yerde Türkiye'de Kürtlerin haklarını demokratik yoldan aramalarına imkân tanınmadığı şeklinde yorumlanacaktır. Oysa DTP dışlanmaz, muhatap alınacak olursa Kürt sorununun çözümüne yardımcı olabilir. DTP'nin demokratik olarak güçlenmesinin bir sonucu PKK'nın etkisinin azalması (Bkz Ayşe Karabat, Today's Zaman, 31 Mart), şiddetin Türkiye siyasetinden dışlanmasının yolunun açılması olabilir. Sorumlu bir iktidar partisinin seçim sonuçlarından çıkaracağı ders, bölgenin öncelikli talebinin Kürt kimliğiyle ilgili taleplerin karşılanması olduğu ve bunun yapılması gereğidir.

Ne var ki AKP hükümeti içinde DTP'yi muhatap almama politikasını, düşman görme politikasına doğru götürmek isteyen, en azından Cemil Çiçek gibi biri var. "Bölgede DTP'den başka parti kalmadı. Iğdır'ı aldılar, yani Ermenistan sınırındalar..." diye konuşan Çiçek'in yaptığı gibi, DTP'yi bir güvenlik tehdidi olarak görmek, bölge halkının dışlanmasından, dolayısıyla Türkiye'nin bütünlüğüne kastetmekten başka sonuç vermez. Bunun için Taraf gazetesi dünkü manşetinde "Zehirli Çiçek" demekte yerden göğe haklıdır.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT