Zarrab Davasının Hukuki Açıdan Meşruiyeti Var mı?
Abdulkadir Selvi Zarrab davasında yaşanan son gelişmelerin FETÖ’cülerin ABD istihbarat servisi elemanı gibi çalıştıklarını ortaya koyduğuna dikkat çekiyor.
Abdulkadir Selvi’nin bugünkü Hürriyet’te (13 Aralık 2017) yayınlanan yazısını ilginize sunuyoruz:
Zarrab davasının hukuki meşruiyeti
ZARRAB davasının üzerindeki cila döküldükçe, altındaki FETÖ bağlantısı daha fazla ortaya çıkıyor.
‘En iyisi Fetullah Gülen’i bu davaya bilirkişi tayin edin, olsun bitsin’ demiştim ama yakında Celal Kara ile Zekeriya Öz’ü tanık kürsüsünde görürsek şaşırmayın. Firari FETÖ’cü eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz’la perdeyi açtılar. Hüseyin Korkmaz, 17 Aralık darbe girişiminde emniyetin iç yazışması “spark”programından, “Kabineyi burada toplayacağız” diye yazan FETÖ’cüydü.
FETÖ’den 17 ay tutuklu kaldıktan sonra polislikten ihraç edilen Hüseyin Korkmaz, ABD’deki Zarrab davasında karşımıza “kamu tanığı” olarak çıktı. Korkmaz, Türkiye’den nasıl kaçırıldı, ne zamandan beri ABD’deydi? Bu soruların cevaplarını bilmeye hakkımız var. Hüseyin Korkmaz ismini 29 Kasım günkü, “Şehidimiz de Zarrab davasına alındı” başlıkla yazıda gündeme taşımıştım. Zarrab davasında savcılar, jüriye sunulan listeyi hazırlarken Hüseyin Korkmaz’ın henüz Türkiye’deyken suç duyurusunda bulunduğu isimleri aynen aldıkları ortaya çıkmıştı. Hüseyin korkmaz belli ki sadece tanık sıfatıyla değil, danışman rolüyle de bu davanın hazırlık aşamasında görev üstlenmiş.
KES-YAPIŞTIR YARGILAMA
Çünkü Hüseyin Korkmaz, o dönem İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok’la birlikte 17-25 Aralık darbe girişimini püskürten Emniyet Müdür Yardımcısı Selami Yıldız, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Hakan Sıralı ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Arzum Nazman hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Bu isimler ABD’deki listeye alınmış. Hatta Korkmaz’ın suç duyurusunda bulunduğu Emniyet Müdür Yardımcısı Vefa Karakurdu da listeye konulmuştu. Bu kadar birebir benzeri olur. Çünkü o tarihte Emniyet Müdür Yardımcısı olan Vefa Karakurdu, 11 Aralık 2016 tarihinde Beşiktaş-Bursaspor maçından sonra yaşanan terör saldırısı sırasında şehit düştü. 17 Aralık savcısı Ekrem Aydıner de FETÖ’cülerin yazışmalarındaki harf hatasıyla, “Aydenir” olarak listeye dahil edilmiş. FETÖ’nün listesinden aynen alırsan, şehidin ismini de listeye eklersin, savcının soyadını da yanlış yazarsın. Allah’ın parmağı yok ki gözüne soksun.
ABD’nin kamu tanığı Hüseyin Korkmaz, Türkiye’de cezaevinden tahliye edilince, “17-25 Aralık’tan bilgim bile yoktu, herkes gibi medyadan öğrendim” demişti. Oysa mahkemede, “Bu soruşturmayı yürüten ekibin başındaydım” diye konuştu. Türkiye’de 25 Aralık’tan dolayı hapis yattı, ABD’de ise 17 Aralık operasyonunu yapan polis şefi olarak konuşuyor. Hangisi doğru? Mahkemenin işine hangisi gelirse doğru olanı o. ABD’de görülen dava, İran’a ambargonun delinmesi davası. Ancak yargılama ambargonun delinmesi doğrultusunda ilerlemiyor. Mahkeme başkanı davayı siyasi hedefe doğru yönlendirme konusunda azami çaba sarf ediyor. FETÖ’cü tanığı Hüseyin Korkmaz ise “İşte ben bunun için buradayım”havasında, daha önce çalışılmış sorulara cevaplar veriyor. “1 numara”nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söylüyor. Mahkeme Başkanı, Erdoğan’ın hangi görevde olduğunu soruyor. FETÖ’cü polis, “o dönem başbakan olduğunu” anlatıyor.
TÜRKİYE’DE SANIK, ABD’DE TANIK
Mahkemenin Başkanı Richard Berman, FETÖ’nün organize ettiği bir sempozyum nedeniyle Türkiye’ye gelecek kadar bu yapıyla ilgili. 8-9 Mayıs 2014 tarihinde geldiği İstanbul’da sempozyumda oturum başkanlığı yapıyor. Yetmiyor, FETÖ’nün İngilizce yayın organı Today’s Zaman’a Türkiye’yi eleştiren siyasi içerikli röportaj veriyor.
Davayı açan savcı Bharara, FETÖ militanlığını artık Fuat Avni seviyesine taşıdı. FETÖ’cülerin tweet’lerini retweet etmekten, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret eden tweet’ler atmaktan imtina etmiyor.
Davanın tanığı ise Türkiye’de sanık ABD’de tanık olan FETÖ firarisi Hüseyin Korkmaz.
Bu ilişkiler ağı dahi bu davanın hukuki meşruiyetini ortadan kaldırmaya yetiyor.
HABERE YORUM KAT