1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Zani’nin, İslâm etiketli avukatları!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Zani’nin, İslâm etiketli avukatları!

12 Mayıs 2010 Çarşamba 02:19A+A-

Her şey aklımıza gelirdi de, zina gibi bir alçakça fiilin, İslâmî kavramlar kullanılarak mazur görüleceği, normal addedileceği, hiç aklımıza gelmezdi.

İslâmî etiket taşıyan birileri, çıkıp ahkâm kesiyorlar: “İslâm dinine göre, zina için dört şahit gerekli. Kamera kaydı ile zinanın varlığı isbatlanmış olamaz.”
Sanki burası İslâm Şeriatına göre yönetilen bir ülke de..
Beyefendi de, zinanın İslâm dinine göre cezasını uygulamakla mükellef yetkilisi.
Hoop beyim..
Uyan..
Lâik bir devlette yaşıyorsun.
Bırakın İslâm’ın kurallarının, bu sistem tarafından dikkate alınmasını, adamlar bizim inadımıza İslâm’ın emirlerinin hayata geçirilmemesi için yasaklar icat ediyorlar..
İslâm, başın örtülmesini mi emrediyor?!
Adam diyor ki, “Başın açık olacak!”
“Peruk taksak?” diyene..
“Aslında peruk takmayı tavsiye bile ederdik ama.. Sana o da yasak” diyorlar..
Böyle bir ülkede, aklı bir karış havada olan sözde İslâmî söylemli aydınlarımız, “İslâm dinine göre zinanın isbat şartları”nı anlatarak, zinanın gerçekleşmediğini izaha kalkışıyorlar..
Hoop beyler..
Birazcık İslâmî bilginiz varsa, değil çıplak, örtülü bir şekilde bile bir erkek ile kadının aynı odada bulunmasının yasaklandığını bilirsiniz..
Olabilir; İslâm Şeriatının öngördüğü cezanın uygulanması gerekmeyebilir. Onun için çok daha ağır isbat şartları gerekebilir. Ama, siz zinanın cezasını vermek için mi o şartları sıralıyorsunuz?
Kim verdi size öyle bir yetkiyi ki, siz de kalkmış şartlarını sayıyorsunuz?!..
Olay basit..
Gayriahlâkî bir ilişki.. Faillerinin bile savunmadığı ahlâksız bir fiil..
Size ne oluyor da, İslâmî kavramlarla bunu normal saymaya kalkışıyorsunuz?
“Evlilik de ne imiş?Aaaa? İnsanlar özgür olmalı ayol.. Evli bile olsa, eşler istedikleri zaman, istedikleri ile birlikte olabilirler.Hangi çağda yaşıyoruz kuzum” diyen aşifteler de, ağzı açık bunları seyrediyor: “Aaaa. Bizi ne kadar da güzel savunuyorlar. Siz ne şeker şeylersiniz öyle ayol” diyorlar..
Üç gün tasavvuf dersi alanlar, kalkmışlar İslâm dininin, kusurları araştırmama ilkesini hatırlatıyorlar.. “İslâm’da tecessüs yok” diyorlar..
Zaniler, hırsızlar, dolandırıcılar yedikleri haltların altında ezileceklerine, “Aaa ne güzel.. Biz istediğimizi, İslâm dini içinde de yapabilirmişiz. Kimse bizim kusurumuza bakmaz, hatalarımızı araştırmazmış! Ne güzel ayol!” diyorlar..
Kimse sormuyor, din kisveli söylemle konuşan muhteremlere: “İslâm’da tecessüs yoksa.. Savcı da yok demektir. Savcının hayatı, tecessüsle geçiyor! İslâm’da ceza da yok demektir.. Ceza için, suçun varlığını isbat etmek gerekir!”
Öyle ya..
Adam öldürülmüş..
Savcı soruşturacak..
Hırsızlık yapılmış.. Savcı araştıracak..
Rüşvet alınmış..
Savcı sorgulayacak..
Ama ne mümkün..
İslâm’da kusurları örtmek var. Araştırmamak var.. Dolayısı ile isteyen istediği suçu işlesin!
Öyle mi hokkabazlar?!
Tecessüsün ne demek olduğunu bilmeyen şaklabanlar..
“Kusurların örtülmesi”nin anlamının ne olduğunu bilmeyen, bilmek istemeyen dangalaklar..
Öyle dangalaklar ki, “zani”nin kusurunu görmezden gelmeyi öneriyorlar da, “zaninin eylemini deşifre edenler”i asla affedemiyorlar..
Zanilik bir kusur olsa bile, onu Müslüman olarak setretmek, örtmek, görmezlikten gelmek gerekiyorsa... Zaninin fiilini ifşa edenlerin kusurunu da setretsene be adam!
“İslâm, kusurların örtülmesini emreder” derken samimi isen tabiî..
“Birilerine şirin görünme”yi, “din” edinmediysen, tabiî!

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT

2 Yorum