“Yüzyılın Anlaşması(!)”: Kalbimize Saplanan Bir Hançer
Ümran Kültür ve Medeniyet Hareketi, yazılı bir basın açıklaması yaparak ABD ile Siyonist İsrail’in “Yüzyılın Anlaşması” adı altında Kudüs’ü ilhak etme girişimini protesto etti.
Basın açıklamasının tam metni:
“YÜZYILIN ANLAŞMASI(!)”:
KALBİMİZE SAPLANAN BİR HANÇER
BM’de dünyanın büyük bir kısmını karşısına alarak Büyükelçiliği’ni Telâviv’den Kudüs’e taşıyan ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden zalim ve ikiyüzlü ABD Başkanı Donald Trump, şimdi de, Filistin topraklarının tamamını zalim, işgalci İsrail’e peşkeş çekme peşindedir. Adına “Yüzyılın Anlaşması(!)” dediği ihanet plânını önceki gün tüm dünyaya duyurdu. 21. asrın Firavunu zalim Trump, damadı ve aynı zamanda danışmanı olan Yahudi asıllı Jared Kushner ile Ortadoğu Özel Temsilcisi Jason Greenblatt’a hazırladığı ihanet plânını Siyonist İsrail’in Başbakanı Benyamin Netenyahu ile birlikte açıkladılar. Açıklamanın yapıldığı salonda BAE, Bahreyn, Mısır ve Umman’ın işbirlikçi hain Büyükelçileri de hazır bulundu.
Asla ciddiye alınarak tartışılmasına bile gerek olmayan, Filistinlileri yok sayan bu sözde barış plânı ve ihanet projesi ile ilgili öncelikle şunu belirtmeliyiz:
BM’nin kararlarıyla toprakları garanti altına alınmış, hudutları belirgin ve toprakları birbirine bağlı, ebedî başkenti KUDÜS olan tam bağımsız FİLİSTİN DEVLETİ kurulmadıkça hiçbir plân, program ve anlaşma kabul edilmeyecektir. Egemen bir Filistin Devleti kurulmadıkça ve Kudüs özgürlüğüne kavuşmadıkça işgalci İsrail bu topraklarda asla rahat yüzü görmeyecektir. Eşkıya ABD ve işgalci İsrail, eninde sonunda bu topraklardan defolup gidecektir. Zalim ABD’nin kayıtsız şartsız desteği, işbirlikçi hain Suud-i Arabistan’ın, Mısır’ın, BAE’nin ve Bahreyn’in yöneticilerinin paraları, işgalci Siyonist İsrail’i korumaya yetmeyecektir.
Bu ihanet projesi, İsrail’in şu ana kadar işgal ettiği toprakları, işgal ettiği yerlerdeki yapılanmaları meşru kabul ettirme projesidir.
Bu ihanet projesi, Kudüs’ü işgalci İsrail’in başkenti ilân etme projesidir.
Bu ihanet projesi, ordusu olmayan, elinde sadece hafif silahlar bulundurabilen polis gücüne sahip olacak, dış saldırılara karşı İsrail tarafından -para karşılığı-korunacak (!), sınırları belli olmayan, kısaca Filistin’i İsrail’in içinde “Bir belediye” konumuna düşüren bir projedir.
Bu ihanet projesi, genelde tüm Filistin direniş örgütlerine, özelde Filistin İslâmî Direniş Hareketi HAMAS’a özel silahları da dâhil tüm silahlarının bıraktırılmak istendiği bir projedir.
Bu ihanet projesi, Filistin’in deniz bağlantılarını kesip Doğu Akdeniz’deki doğal gaz ve petrol rezervlerindeki haklarını gasp etme projesidir.
Bu ihanet projesi, nüfusunun yarısını oluşturan altı milyon mültecinin Filistin’e geri dönüşünü engelleyen ve var olan Filistinlileri göçe zorlayan bir projedir.
Bu ihanet projesi, Filistinlileri ciddiye almadan, görüşlerine dahi başvurulmadan, onur kırıcı bir şekilde şartları zorla kabul etmeye zorlayan bir projedir.
Asrın anlaşması olarak yutturulmaya çalışılan bu ihanet projesi, Filistin topraklarının işgali ve işgalci Siyonist İsrail devletinin meşruiyetinin kabul edilmesi projesidir.
Bu ihanet projesi, dört yıl içinde Filistinlileri asimile edip göçe zorlayacak bir projedir.
Eşkıya ABD ile İşgalci İsrail’in birlikte gerçekleştirmek istedikleri bu ihanet projesine Suud-i Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır yönetimleri destek vererek iş birlikçi hain konumuna düşmüşlerdir.
Bu millet, yüz yıl önce Şerif Hüseyin ve oğullarının kendisine yaptığı ihaneti unutmadığı gibi, bugün onların torunlarının yapmakta olduğu ihaneti de unutmayacaktır.
Müslümanlar er ya da geç bu ihanetin hesabını soracaktır.
Onların bu ihanetine karşı, Türkiye’nin birlik ve beraberlik içinde tek yürek olarak tepki göstermesi sevindirici bir durumdur. Bu tepkinin devamlılığını sağlamalıyız.
Uluslararası hukuku yok sayan, BM tarafından hakkında 170 karar alınmasına rağmen hiçbirini tanımayan ve uygulamayan bu kural tanımaz terör devleti İsrail’e ve onun hamisi olan, silah gücüyle Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren zalim ABD’ye karşı dünyayı ayağa kaldırmalıyız…
BM’yi,
Arap Birliği’ni,
İslâm İşbirliği Teşkilatını,
D-8’leri göreve çağırıyoruz...
Sonuç olarak; 1967 öncesindeki topraklarında, Başkenti Kudüs olan, 6 milyona yakın sürgündeki mültecilerinin de yer aldığı, bağımsız bir Filistin Devleti kurulmadıkça, ne İsrail’e, ne ABD’ye ne de dünyaya huzur yoktur.
Bunun dışında hiçbir plân kabul edilmeyecektir.
Filistin ve Kudüs, tüm Müslümanların şerefi, izzeti ve namusudur!
UMRAN KÜLTÜR VE MEDENİYET HAREKETİ
HABERE YORUM KAT