Yusuf dedi ki: "Onun kendisi benden murad almak istedi”
(Yusuf) Dedi ki: "Onun kendisi benden murad almak istedi." Kadının yakınlarından biri şahid şahitlik etti: "Eğer onun gömleği ön taraftan yırtılmışsa bu durumda kadın doğruyu söylemiştir, kendisi ise yalan söyleyenlerdendir. ( Yusuf – 26)
(Yusuf) Dedi ki: "Onun kendisi benden murad almak istedi." Kadının yakınlarından biri şahid şahitlik etti: "Eğer onun gömleği ön taraftan yırtılmışsa bu durumda kadın doğruyu söylemiştir, kendisi ise yalan söyleyenlerdendir. ( Yusuf – 26)
Yok eğer onun gömleği arkadan çekilip-yırtılmışsa, bu durumda kadın yalan söylemiştir ve kendisi doğruyu söyleyenlerdendir. (Yusuf – 27)
Beni kendine çağıran odur. Ben asla Rabbime ve sana ihaneti aklımdan geçirmedim. Kadının ehlinden bir şahit de şahitlik yaparak dedi ki, eğer gömlek önden yırtılmışsa kadın doğru söylüyor, Yusuf yalan söylüyor. Kadın kendisine saldıran Yusuf’tan kurtulabilmek için mücâdele verirken onun gömleğini yırtmıştır. Saldırgan Yusuf’tur kendisini, namusunu koruyan da kadındır. Yok eğer gömlek arkadan yırtılmışsa kadın yalan söylüyor, Yusuf doğru söylüyor. Çünkü o zaman Yusuf kadından kaçmaya çalışmış ve kadın da onu arkadan kendisine doğru çekerek gömleğini yırtmıştır dedi. Gerçekten çok nezih bir ifade. Ne Yusuf ne de kadın aslında isim olarak geçmiyor.
Eğer onu Yusuf zorlamış olsaydı bu işe kadının gömleği yırtılmalıydı. Arzulayan, sahip olmak için zorlayan Yusuf olsaydı elbette kadında sıkıntı olması gerekirdi. Ama yırtılan gömlek Yusuf’undu.
BASAİRUL KUR’AN
Öyle görünüyor ki, evin efendisi manzarayla karşı karşıya geldiğinde eşinin ev halkından biri kendisine eşlik etmekteydi ve olayı dinlediğinde şu teklifi yapmıştı. "İkisi de birbirini suçluyor ve aralarında ne geçtiğini gören bir şahit de yok. Bu durumda etraftan bir ipucu bularak karar vermeliyiz, Yusuf'un gömleği olayı aydınlatmak için iyi bir ipucudur." Açıktır ki, bu, mesele hakkında hükmedebilmek için zekice bir yoldu. Şahit, kadının aile efradından akıllı, tecrübeli biriydi. Öyle ki görür görmez olayın gerçeğini hemen kavramıştır.
Öne sürülen delilde şu tazammun ediliyor: "Eğer Yusuf'un gömleği önden yırtılmışsa, saldırgan olan Yusuf'tur ve kadın namusunu korumak için mücadele vermiştir. Yok eğer gömlek arkadan yırtılmışsa, çok açıktır ki, Yusuf kadından kaçmaya çalışmış ve kadın onun arkasından kuvvetlice çekmiştir. "Bu ipucu başka bir şeyi daha tazammun etmektedir. Şahit, efendisinin dikkatini yalnızca Hz. Yusuf'un (a.s) gömleğine çekerken kadının bedeninde ve elbisesinde şiddet kullanıldığına dair herhangi bir emarenin bulunmadığını da göstermek istemiştir. Öyle ya, saldıran Hz. Yusuf olsaydı kadının bedeninde de, elbisesinde de bir takım işaretler bulunması gerekmez miydi?
Bu noktada ayette bize, sözkonusu meselede kadının ailesinden birinin tanıklık ettiği belirtiliyor.
Kadının efendi, Yusuf’un ise bir köle olmasından ötürü ilk varsayım, birincisinin doğru, ikincisinin yalan söyleyebileceği üzerine kurulmuştur. İlk önce bu varsayımın söylenmesi de dolayısıyla bir nezaket gereğidir! Ancak sonuçta bu, varsayımın gerçeğin ortaya konabilmesi için bir ipucu olmasına gölge düşürmüyor.
“Adam, gömleğin arka tarafından yırtılmış olduğunu görünce.”
Olayın mantığı üzerine oturtulan sözkonusu şahitlik doğrultusunda, Yusuf’u kendisine çağıranın kadın olduğunu, ve yine kadının Yusuf’a iftira attığını açıkça anlamıştı. Burada binlerce yıl öncesindeki cahiliyenin sosyete sınıfına ilişkin bir kesit çıkıyor karşımıza. Bu kesit, bugün bile adeta somut bir biçimde karşımızdadır. Bu kesitte, cinsel skandallar karşısında rahatlığı, bunları toplumdan gizleyebilmek için örtbas etme eğilimini gözlüyoruz. Zira onlar için en önemli Şey, bu skandalların duyulmamasıdır.
FİZİLALİL KUR’AN
HABERE YORUM KAT