HAKSÖZ HABER

Göçmenlerin, Yunan polisi tarafından yürütülen operasyonlar sonucunda değerli eşyalarına el konulduktan ve dövüldükten sonra Türkiye sınırına yine diğer göçmenler aracılığıyla itildiği ortaya çıktı.

Yasadışı geri gönderme operasyonlarına zorlanan sığınmacılarla görüşen Avrupa basını, yaşananların soruşturulması gerektiğini ifade etti.

Sığınmacılar, bir Yunan polis karakolunun bahçesindeki bir konteynırda yaşayan Suriyeli bir adam tarafından zorla işe alındıklarını ve buraya getirilmelerinin ardından diğer göçmenleri Türkiye'ye geri götürmek için ‘kayıkçı’ olarak kullanıldıklarını iddia ediyorlar.

Suriyeli ve Faslı altı göçmen, Yunanistan'da bir ay kalmalarına izin veren bir polis notu karşılığında Meriç nehri üzerindeki geri gönderme operasyonlarına baskı altında katıldıklarını The Guardian, Lighthouse Reports, Le Monde, Der Siegel ve ARD Report München’e anlattı.

Basına konuşan sığınmacılar, Yunan polisinin yüzlerce sığınmacıyı soyduğuna, sığınmacıları aşırı kalabalık şişme botlara bindirildiklerine ardında da hızla akan Meriç Nehri üzerinden Türkiye kıyılarına geri götürme emri verdikleri zaman kendilerinin bu olaylara şahit olduklarını belirttiler.

Guardian, Lighthouse Reports, Le Monde, Der Spiegel ve ARD Report München tarafından yürütülen ortak bir soruşturmada, bu kişilerin ifadelerini doğrulayan görsel kanıtlar ve Yunan makamları tarafından tutuklanmalarını ve daha sonra serbest bırakılmalarını doğrulayan belgeler elde edildi.

Ancak sınır köylerindeki yerel halk da Yunan polisi için “çalışan” genellikle maskeli sığınmacılardan bahsetti. İki üst düzey Yunan yetkili de geri göndermelerde üçüncü ülke vatandaşlarının vekil olarak kullanılması uygulamasını doğruladı.

Bassel takma adını kullanan bir sığınmacı yaşadıklarını anlatırken şöyle dedi: “Sığınma talebinde bulunmak umuduyla Evros'tan Yunanistan'a geçmiştim. Yunan polisi karşıladı bizi… Grubumuzun coplarla dövüldüğüne ve Tychero polis karakoluna götürüldüğünü hatırlıyorum. Orada soyunmamız ve aşırı kalabalık hücrelere tıkılmamız emredildi. İngilizce konuşan biri olarak tanımlandıktan sonra Yunan polisi bana bir anlaşma teklif etti. Ya geri göndeririz seni de diğerleri gibi ya da bize yardım edersin. Bana ya polis için çalışacak ya da insan kaçakçılığıyla suçlanıp hapse gireceksin dediler. Yunanistan'da bir ay kalma izni karşılığında, diğer sığınmacıları geri püskürtmek için gündüzleri kilitli kalacak ve geceleri serbest bırakılacaktım.”

Bassel, kendisine bu “iş” karşılığında ödemeye olmayacağının söylendiğini ancak göçmenlerin eşyalarını kendisinin seçmesine izin verilebileceğini söylediklerini aktardı. İki farklı sığınmacı da benzer hikayenin kendi başlarına geldiğini aktardı.

Avrupa Birliği’nin üyesi konumunda bulunan Yunanistan’ın sığınmacıları darp ettiği, eşyalarını gasp ettiği ve zorla geri gönderdiği olaylara sessiz kalmayı tercih eden Avrupa Birliği insanlık sınavını bir kez daha kaybetmiş görünüyor.

Bassel’in aktarımından hareketle yorumda bulunan The Guardian, "Bu çalışma, Yunanlılar ve Türkler arasındaki düşmanlık nedeniyle de çok tehlikeli. Soruşturmayla ilgili konuşan polis kaynakları, Bassel gibi vekillerin Türk güvenlik güçleriyle çatışmaktan kaçınmak için kullanıldığını doğruladı.” dedi.