“Yüksek Yargıda Ergenekon Kurumsallaşması mı?”
Yüksek yargı mensuplarının merkezinde yer aldığı garip ilişkilere, hukuk dışı bağlantılara dair iddiaların ardı arkası kesilmiyor.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
YÜKSEK YARGIDA ERGENEKON KURUMSALLAŞMASI MI?
20 Mayıs 2010
Yüksek yargı mensuplarının merkezinde yer aldığı garip ilişkilere, hukuk dışı bağlantılara dair iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Ergenekon dava süreciyle birlikte ayyuka çıkan bu durum artık o kadar olağanlaştı ve sıradanlaştı ki, ismi geçen şahısların ya da kurumların kendilerine yönelik bu vahim iddiaları cevaplama, açıklama ya da yalanlama çabası içerisine dahi girmediklerini görüyoruz. Şüphesiz bu durumu suçluluğun ikrarı olarak da yorumlamak mümkün ve bu yüzden ilgili taraflarca sessizlikle karşılanması, suskunlukla geçiştirilmeye çalışılması anlaşılabilir bir taktik olarak görülebilir. Mamafih başta ilgili kurumların yöneticileri olmak üzere, gelişmeler hakkında kamuoyuna açıklama yapması gereken tüm sorumlular ve bilhassa da halkı bilgilendirmekle yükümlü olan pek çok basın yayın kuruluşunun da yaşanan bu vahim gelişmeleri görmezden gelmesi kesinlikle kabul edilemez.
Bu çerçevede internete düşen son ses kayıtlarıyla ilgili tutumu da ibretle izliyoruz. Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi Hamdi Yaver Aktan ile bir başka Yargıtay üyesi arasında geçtiği iddia edilen görüşmeye ait bu ses kayıtları açık bir biçimde Ergenekon çete faaliyeti ve cunta oluşumunu ihsas ettiren işaretler sunmaktadır. Açığa çıkan telefon görüşmesinden Erzurum'da görülmekte olan Ergenekon davasının sanıklarından Erzincan Savcısı İlhan Cihaner ve 3. Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk'i kurtarmaya yönelik kirli faaliyetler organize edilmeye çalışıldığını öğreniyoruz.
İki yüksek yargıca ait olduğu iddia edilen ses kayıtları bununla da sınırlı kalmamakta ve Yargıtay hiyerarşisinin çete faaliyeti temelinde şekillendirilmesinden, HSYK'ya talimat vermeye, Cumhurbaşkanına komplo kurulmasına, hükümet partisinin kapatılmasına kadar bir dizi karanlık girişime ışık tutmaktadır. Şüphesiz bu komplo girişimleri ve planlar bir iki kişinin fantezileri olmayıp, örgütlü bir çete faaliyetinin uzantısı çabalardır ve ülke genelinde tesis edilmek istenen darbeci atmosferi beslemeye yönelik sistematik gayretlerin parçasıdır.
Bu süreçte yüksek yargıda darbeci oluşumlarla irtibatlı olduklarına dair haklarında kuşkular gelişen şahısların sayısı az olmamakla birlikte bazı kişilerin hassaten çok öne çıktığı da görülmektedir. Hamdi Yaver Aktan bu bağlamda dikkat çeken bir isim olmuştur. Son gündeme gelen görüşme kayıtları kesinlikle sürpriz olmamış, sadece Yargıtay 8. Daire üyesi Aktan'ın pozisyonunu ve misyonunu netleştirmiştir. Hakkında ortaya atılan bunca vahim iddiaya rağmen hiçbir şey olmamışçasına koltuğunda oturmayı sürdüren Aktan'ın istifa için neyi beklediği sorusu zihinleri giderek daha fazla meşgul etmektedir.
İlhan Cihaner adlı Ergenekon sanığını kurtarma adına sergilenen girişimler öyle bir noktaya varmıştır ki, bir bütün olarak yüksek yargıyı da çete-cunta faaliyetlerinin odağına oturtmuştur. Daha önce Erzurum Savcılarının HSYK tarafından kanunsuz bir biçimde görevden alınması uygulamasına benzer biçimde, "tepeden operasyon" sürecinin devam ettirileceği anlaşılmaktadır. Doğrusu bu duruma ilişkin olarak Yargıtay'ı temsil eden şahısların söyleyecekleri bir söz olup olmadığını merak ediyor, ilgililerden "yasa dışı dinleme" nakaratının arkasına saklanmadan ortaya dökülen bu kirli ifşaata dair açık ve somut bir açıklama bekliyoruz.
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı
HABERE YORUM KAT