Yüksek kira oranlarından kim sorumlu?
İstanbul başta olmak üzere özellikle büyükşehirlerde kira oranlarında ciddi artışlar yaşandı. Geçtiğimiz yıllara oranla kiraların artması beraberinde şikayetleri getirirken, ahlaki ve ekonomik sorunları da gün yüzüne çıkardı.
HAKSÖZ HABER
İstanbul’un ilçelerinde ciddi oranlarda artışa geçen kiralar şikayetleri de beraberinde getirdi.
Ev sahipleri TÜFE kuralına uymuyor, daha da arttırmak istiyor ve çeşitli bahanelerle mevcut kiracıyı çıkarıp daha yüksek kirayla evlerini kiraya vermek istiyor. Mevcut kiracıların, tüketicilerin karşılaştığı en büyük sorun bu. Peki gerekli önlemler ve çözümler üretiliyor mu?
...
Türkiye’ye göçmen akışı sürerken ev sahipleri ve kiraları denetleyemeyen kurumlar tüketicinin zarara uğramasına neden oluyor.
Özellikle göçmenlerin Türkiye’ye gelmesini bir mazerete olarak sunan ev sahipleri de yüksek kiralar talep ederek, halkın mağduriyetine yol açıyor.
Gelen göçlerin tek bahane olarak sunulması doğru olmadığı gibi, denetlemelerin yapılmaması ve emlak kalem girdilerin incelenmemesi kiraların neden arttırıldığı sorusunun cevabını bulmamıza engel oluyor.
1+1, 2+1 ve 3+1 evlerin kiraları özellikle pandemi öncesinde artmaya başlarken pandemiden dolayı getirilen kapanmanın kaldırılması ile beraber ev ve dükkan kiralarının artmasını da beraberinden getirdi.
Okulların açılmaya başlanacağı bilgisinin geçilmesi, göçmenlerin daha fazla kira ödeyeceği inancının yerleşmesi, büyükşehirleri okulların kapanması nedeni ile terk eden öğrencilerin geri dönmeye başlaması gibi nedenleri bir araya getirdiğimizde kira artışlarından dolayı şikayetler artmaya başladı.
Göçmen politikalarının yerleşik sisteme entegre edilememesi, göçmenlerin geçiş güzergahlarında veya iş bulma umuduyla gittikleri büyükşehirlerde ev sahiplerinin “yüksek kira talepleri” ile karşılaşmaya devam etmesi, sorunun büyümesine neden olmaya devam ediyor.
Ev sahiplerinin TÜFE oranlarına riayet etmek istemeyip, daha yüksek kira talebinde bulunmaları ve bu durumun denetlenmiyor oluşu, ev bulmayı zorlaştırdığı gibi, geçim sıkıntısı yaşayanların ekonomilerine büyük bir darbe vurmaya devam ediyor.
Esnaf ve ev sahiplerinin ‘göçmenlerin krizlerini bir fırsata çevirdikleri’ gerçeğini göz ardı etmek ise mümkün değil!
Kayıt dışı çalıştırılan göçmenlerin yanında bir de onlardan daha yüksek kira beklentisi içerisine giren ev sahiplerinin yaptıkları, ahlaki olmadığı gibi yasalar ile de denetlenmeyerek adeta ödüllendirilmiş oluyor.
Artan nüfus, kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılan veya yıkılacak olan evlerin sayısının artması ve göçmen sayıları dikkate alındığında yerleşikte bulunan “ekonomik” ev sayısının azaldığı görülüyor. Haliyle normal kira değerlerin üzerine çıkan ev sahipleri; 1000 liralık evler için 2 bin 500 lira ve daha üzeri meblağları talep eder hale geldi.
Toplumsal bir sorun haline dönüşecek olan “kira” giderleri, “Neden yasalar ve rapörtörler tarafından denetlenmiyor?” sorusunu yeniden gündeme getiriyor.
Konut talebinin artması sonucu mevcut konutların ihtiyaca yanıt veremediğini söyleyen İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa, 1000 liralık evlerin 2 bin 500 liraya ve daha üzerine çıktığını söyledi.
Kentsel dönüşümle başlayan, koronavirüs salgını, üniversitelerin açılması, yabancıların Türkiye'deki konut talebi ile fahiş rakamlara ulaşan kira fiyatları tüketicinin cebini yakıyor.
...
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa, şu anda İstanbul'da kiralarda ciddi artış olduğunu belirterek, artış oranlarının bölgesel bazda da değiştiğini ifade etti.
Anadolu ve Avrupa yakalarında kira fiyatlarının 2 senede katlandığına dikkat çeken Aşa, şunları söyledi:
"Anadolu Yakası'nda Kadıköy, Bostancı, Göztepe gibi semtlerde yüzde 50-60'lara varan, hatta daha fazla artış var. 1-2 sene önce 3 bin TL'ye bulduğunuz evi, şu anda 4-5 bin TL'den aşağı bulamıyorsunuz. 3 artı 1 evler zaten uçmuş durumda, 7 bin TL, 8 bin TL, 10 bin TL diye gidiyor. Avrupa Yakası'nda da bu hikaye Avcılar'da başladı. İki bölgede de kentsel dönüşüm var. İki bölgede de kentsel dönüşümden dolayı yaklaşık 30-50 bin hanehalkı bir anda ev aramaya başladı. Bölgede bunu karşılayacak potansiyel olmadığı için de bu sefer talep diğer bölgelere kaydı, oralarda da fiyatlar yükseldi.
Kiralardaki fahiş artışlar önce kentsel dönüşümle başladı. Merkez ilçeler bu artıştan o bölgelerdeki kadar etkilenmedi ama Avcılar'da bin TL'lik ev, 2 bin 500 TL'ye çıktı, Suadiye'de, Bostancı'da kiralar 4-5 bin TL'ye çıktı ki bu bahsettiğim fiyatlar 2 artı 1 evler için geçerli. İnsanlar ev bulmak için bu sefer yakın semtlere gitmeye başladı. Bu sefer o semtlerde de kiralar yükseldi. Salgın dolayısıyla memleketine giden bazı aile ve öğrenciler dönüşe başladı. Üniversite sonuçlarıyla birlikte de bir talep oluştu. Yabancılar geliyor, onlar da piyasayı yükseltti. Hepsi üst üste gelince birkaç sebepten dolayı şu anda böyle bir tablo ortaya çıktı."
Nizameddin Aşa, “şu anda böyle bir tablo ortaya çıktı” dese de; son 4 yıldır İstanbul ve büyükşehirlerin büyük bir kısmında kiralık ev bulabilmek oldukça zor bir halde geldi.
Yetkili ve ilgililerin bugüne kadar sorunları görüp, gerekli önlemleri ve çözümleri konuşmayıp bugün durumun sadece dış nedenlerle kaynaklı olduğunu ileri sürmeleri doğru bir tespit de olmayacaktır.
Ev sahiplerinin uzun bir süredir ahlaki kaideleri ve ekonomik realiteleri bir kenara bırakıp kira oranlarını keyfiyete bağlı olarak arttırmaları kabul edilebilir bir durum olmanın ötesine geçti.
Eylül ayına girilirken, emlak piyasasında herkes fiyatların artacağı beklentisine girdi
Yakın zamanda okullar açılacak, üniversitelere yeni öğrenciler kayıt yaptıracak, tayinler gerçekleştirilecek, göçmen artışı devam edecek gibi görünüyor. Ev sahipleri de bu gibi sebepleri bahane kılarak kiraları artırıyor. Burada mutlaka bir denetime ve gözetime ihtiyaç olduğu görülmüyor mu?
HABERE YORUM KAT