‘Yozlaşma ve İfsada Karşı Teyakkuzda Olmak’
Başakşehir Özgür-Der’de Haksöz Dergisi Değerlendirmeleri “Yozlaşma ve İfsada Karşı Teyakkuzda Olma Sorumluluğu” başlıklı programla başladı.
Başakşehir Özgür-Der’in her ayın üçüncü perşembesinde gerçekleştirdiği Haksöz Dergisi Değerlendirmeleri programları, dergi yazarlarından Musa Üzer’in katılımıyla başladı.
Program Veysi Selimoğlu moderatörlüğünde gerçekleşti. Selimoğlu ilk olarak Derginin yazılarını tanıttı ve yazılar hakkında kısa kısa tahlillerin olduğu bir slaytla ilk bölümü tamamladı. Slaydın ardından dernek faaliyetleri hakkında bilgi veren Selimoğlu sözü Musa Üzer’e devretti.
Dergi gündemi olan “Yozlaşma ve İfsada Karşı Teyakkuzda Olmak” konusuna ilk olarak; “Yozlaşma ve İfsad sorununun bir tekillik sorunu, bir bireysellik sorununu aşarak tikel olmadığını, tümel olduğunu ve sorunun tümüyle bir sistem sorunu olduğunu” ifade ederek konuşmasına başladı.
Yozlaşma ve İfsadın zaman zaman ya da sınırlı bazı mekanlarda tezahür eden bir mekanizma olmadığını, Cahili bir sistematiğinin olduğunu ifade ederek konuşmasına devam eden Üzer, bu Cahili sistemin, hayatın istisnasız her alanını kuşattığını ve modernitenin dünyada kendini hissettirdiğinden bu yana, hayatın örgütlendirilmiş bir hayat olduğu, siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik, sportif veya sanatsal olarak her ünitesiyle belli bir paradigmaya bağlı olduğunu ve belli bir anlayış üzerine kurgulandığını ifade etti. Kurgulanan bu sistemin tam olarak cahili sistem olduğunu ve tasavvurlarımızın her noktasını kapsadığını, üzerimize yapıştığına dikkat çekti. İnsanlık tarihi boyunca böyle sistematik bir bozulmanın görülmediğine değinen Üzer, bu yozlaşmış sistemin bir insan anlayışının, tabiat anlayışının, ahlak anlayışının, özgürlük anlayışının bulunduğunu ve aslında her alanda bir felsefeye sahip olduğunu ve bu anlayışın, bu felsefenin tamamıyla İslam ile çatıştığını belirtti.
Musa Üzer konuşmasına “Yozlaşma ve İfsada karşı Teyakkuzda olması gereken Müslümanların, bu cahili sistemin her türlü enstrümanını bilmesi gerektiğini, her alana nüfuz eden anlayışın nasıl bir mahiyetinin olduğunu derinlemesine irdelemesi ve sorunlara yaklaşması gerekirken, daha cahili sistemin farkındalığıyla ilgili bile çok ciddi sorunlarının olduğunu ve nasıl bir dünyada yaşadığımızı okuyamayan Müslümanların, en az iki buçuk asırdır bu trajedisinin olduğunu ve artarak devam ettiğini” ifade ederek devam etti.
Yozlaşma ve İfsadın cahili sistemini okurken dört boyutlu bir okuma yapmamız gerektiğini de belirten Üzer, bu dört noktayı şu şekilde ifade etti:
- İnsanlık tarihi ve insanlığın geldiği nokta açısından vahyin hayatı nasıl değiştirdiği…
- Modern dünya ve modern iktidar bakımından nasıl yaşıyoruz ve neyi devraldık?
- Yerel planda nasıl bir iktidar ve kültürel iklimde yaşıyoruz?
- Bireysel olarak zaaflarımız, çelişkilerimiz, özeleştiri eksikliğimiz ve muhasebe metodumuz nasıl olmalı?
Bu dört nokta üzerinde yoğunlaşarak, yozlaşma ve ifsad karşısında daha doğru bir konumlanmaya ulaşacağımızı da ekledi. Bu bağlamda Müslümanların “LA” kavramını seksenli ve doksanlı yıllarda siyasal iktidar özelinde daraltarak kullandığını fakat LA’nın yozlaşma ve ifsada karşı hayatın her alanında uygulanması gerektiğini ekledi ve yaşadığımız hayatın cahili örgütlenmesine karşı “LA” ile başlayan bir sistematik kurmamız gerektiğini ifade etti. Cahili hayatın en sevmediği surenin ASR suresi olduğunu belirten Musa Üzer, Asr suresinin daha iyi özümsenmesi gerektiğini ifade etti ve konuşmasını toparlayarak cahili sistemin cenderesinden kurtulmanın “LA” ile başladığını ve Asr suresinin bilinç ışığıyla çözüleceğini söyleyerek sözlerini tamamladı.
Program soru-cevap ve katkı bölümünün ardından sona erdi.
HABERE YORUM KAT