"Yolun öğreteceği şeyleri durarak öğrenemezsin."
Senegalli Mustafa Ndiaye sosyal medyadaki videolarıyla epey gündem oldu. Türkiye'yi karış karış gezen Mustafa ile Dünyabizim sitesi bir röportaj gerçekleştirmiş.
İstanbul’da üniversite öğrencisi olan Senegalli Mustafa Ndiaye, yaz tatilinde "Afrika’dan Selam" adını verdiği turuyla Türkiye’yi pedal çevirerek dolaştı. Cami cemaatinin aldığı bisikletle yollara düşen ve Türkiye’yi karış karış gezerek insanların kafasındaki "Afrikalı" imajını değiştirmeyi amaçlayan Senegalli 'Musti' (sosyal medyadaki adıyla “Musti Kusti”) ile yolculuk deneyimini konuştuk.
Seni kısaca tanıyabilir miyiz?
Adım Mustafa, Senegalliyim. 23 yaşındayım. Yedi yıl önce Türkiye’ye geldim. Liseyi Uluslararası Fatih Sultan Mehmet İmam-Hatip Lisesi’nde okudum. Liseyi bitirdikten sonra da İstanbul Şehir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’ni kazandım. Şu anda çift anadal yapıyorum; İslami İlimler ve Sinema Televizyon bölümünde okuyorum.
Türkiye turu yapma fikri nereden çıktı?
Aslında buna sebep olan birçok etken var. Bunların en başında yedi yıldır Türkiye’de beraber yaşadığım insanların Afrika hakkında kulaktan dolma bilgilerle konuşmasıydı. Acaba bunu nereden duymuşlar diye düşünürken yedi yıl boyunca da Afrika’yı tanıtma ihtiyacı hissettim.
Türkiye’nin bazı şehirlerini otostopla daha önce gezmiştim. Bu yaz tatilini de boşa geçireceğime çantamı ve bisikletimi alıp gezmek istedim. Hem benim için iyi olacak hem de bu gezi sırasında karşılaştığım insanlara elimden geldiğince Afrika’yı anlatırım; onlarla kaynaşırız, birbirimizden haberdar oluruz diye düşündüm ve yola çıktım.
Bisikletini de mahalledeki cami cemaati alıp hediye ediyor sana.
Okuduğum Şehir Üniversitesi’nin bulunduğu kampüsün yakınında Kahramanlar Camii var. Cami cemaati ile çok yakındım, birkaç kez evlerine gidip misafir oldum. Türkiye turuna çıkacağımı duyunca onlar da bir araya gelip para topladılar ve sürpriz yapıp bana bisiklet aldılar. Bundan sonra ben de hiçbir sponsor kabul etmedim. Çünkü kendileri benim sponsorumdu o saatten sonra ve başka bir şeye ihtiyaç kalmamıştı.
Bu gezi kaç paraya mal oldu sana?
Ben Türkiye’yi hiç para harcamadan gezdim. Karşılaştığım insanlarla kaynaşarak, onlar sayesinde yemeği, suyu, yatacak yeri, yıkanmayı vb. her şeyi karşıladım. Sağ olsunlar, her yerde yardımcı oldular.
Yolculuğun kaç gün sürdü, nereleri gezdin?
Yolculuğum 95 gün sürdü. Genel olarak rotamı çizeyim; İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Ankara, Çankırı, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Erzurum, Bingöl, Muş, Siirt, Bitlis, Batman, Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adana, Hatay, Mersin, Antalya, Muğla, İzmir, Aydın, Çanakkale, Tekirdağ, Edirne.
Yolculuğa çıkış amacın Türkiye’de yaşayanlara Afrika’dan selam götürmek, tanıtmaktı. Peki, Türk insanı Afrikalıları nasıl tanıyor? İnsanların kafasındaki Afrika imajını değiştirebildin mi?
Türk insanı Afrika insanını seviyor, kötü bilmiyor. Sadece medyadan, belgesellerden gelen bilgilerle tanıdığı için eksik tanıyor. Bazen Afrika onun hayal ettiği gibi olmayabiliyor.
Türkiye’de insanlar genellikle Afrika’yı bilmiyor ve bu yüzden de oraya gitmekten korkuyor. Yarın öbür gün bir yere gitme hayallerinde sadece Avrupa veya Amerika var. En önemli değiştirdiğim açı da bu oldu. Onlara Afrika’ya gidebileceklerini, oradaki insanların onları kucaklayabileceğini ve hiçbir sıkıntı yaşamayacaklarını anlattım. Anlattığım insanlar arasında şimdiden Afrika’ya gitme hayali olanlar var. Hatta kimisi bana ulaşıp gitme işini nasıl yapabileceğini sordu. Bu benim için çok önemliydi. Yani birkaç kişiyi bile ikna edebildiysem Afrika’ya gitmeye, oraları planlarına dahil etmeye, bu çok güzel bir şey diye düşünüyorum.
Türkiye’nin birçok şehrini gidip gördün, insanlarla tanıştın, onlar evlerini açtı sana… Senin bu geziyle birlikte Türkiye hakkındaki düşüncen ne oldu? Neleri sevdin, neler hoşuna gitmedi?
İnsanları seviyor olmalarını ve hiç karşılık beklemeden beni kabul etmelerini, oturup sohbet etmelerini, misafirperverliklerini, yardımseverliklerini çok sevdim. Genellikle karşılaştığım insanlar beni alıp evlerine götürdüklerinde daha konforlu yatakta yatırdı, her şeyimle ilgilendi. Bunlar dünyada nadir yerlerde bulabileceğimiz özellikler.
Türkiye’de hoşuma gitmeyen bir şey olduysa o da Türk insanının gezme alışkanlığının olmamasıdır. Gezmeyen göremez. Bir şehirden çıkıyorsun sana bir şey söylüyorlar, sonra diğer şehre gidiyorsun bir bakıyorsun alakası yok. Çünkü aslında kendisi oraya gitmemiş. Sadece herkes gibi o da kulaktan dolma bir şeyler duymuş, o kadar.
Türkiye’de yaşayan insanların gezmesi lazım. Hakikaten çok müthiş insanlar ve çok güzel yerleri var. Dışarıdan gelen insanlar geziyor ama onlar hâlâ gezemiyor. Bence onlar adına bu büyük bir eksiklik.
Afrika’daki insanlarla Türkiye’deki insanların benzer bulduğun yönleri oldu mu?
Evet. İçlerinde hâlâ bir kötülük yok. Kimi insanlar çok bencil olabiliyor, fark etmez kim olursa olsun ama bu, Türk insanı ile Afrika insanında yok. Afrika’da seni önce kabul ederler, sonra davranışınla seni bir yere oturturlar, önyargıyla bakmazlar. Yardımseverlikleri, misafirperverlikleri, gönüllerinin bolluğu da benzerdir.
Genelleme yapmak istemem, Afrika çok büyük bir kıta, farklı dinler ve ırklar var. Ben bazı ülkeler için bunun benzer olduğundan bahsediyorum. Bu özelliklere sahip insanlarla Türkiye’nin hemen hemen her yerinde karşılaştım.
Senin gibi Afrika’yı gezen ve benzer bir tecrübeyi deneyimleyen Hasan Söylemez isimli bir Türk arkadaş var. Takip ediyor musun onu?
Evet, o da beni bu işe teşvik eden kişilerden biridir. Gerçekten tek kadro müthiş bir iş çıkartıyor. Sosyal medyada en sağlam takipçilerinden biriyim, herkese de takip etmelerini tavsiye ederim. Yaptığı büyük iş şu an fark edilmiyor ama Türkiye’nin Afrika ile ilişkisi biraz daha yoğunlaştığında, ileride daha iyi anlaşılacak. Çektiği belgeselle ben bile ülkem hakkında çok şey öğreniyorum. Birçok Afrikalının hayallerini onun sayesinde öğrendim.
Aylarca pedal çevirdin, bisikletle Türkiye turu yapmak zor oldu mu? Böyle bir tur yapmak isteyenlere neler tavsiye edersin?
Öncelikle iyi hazırlanın, böyle bir işe kalkışabileceğinizden emin olun. Tek başınıza yola çıkmak yerine yanınızda birisi olsun. Zorluklar öyle daha kolay aşılıyor. Tek başına olduğunuzda sürekli kendinizi motive etmeniz gerekiyor.
Bir amacın olduğunu ve o amacı gerçekleştirmek için yaptığın yolculuğu gerçekten isteyip sevmen lazım. Sevdiğine emin olduğunda o seni yolda adım adım iter, sonuna kadar götürür.
Yolda olumlu şeyler olacağı gibi olumsuzluklar da karşına çıkacak ama bunların seni durdurmak yerine itmesi gerekiyor. En önemlisi amaç. Bir amaç ortaya koy ve o amaç için pedal çevir. Bir de karşılaştığın insanları önyargısız karşıla yoksa yolda dersini fazlasıyla alırsın.
Bu yolculuk sana neler öğretti?
Sabretmeyi öğretti. Karşımdaki insanı önyargısız kabul etmeyi, insanları dinlemeyi öğretti. Susup dinlemek çok zor bir özellikmiş. Ben daha önce dinlemiyormuşum, bu yolculukla beraber dinlemeyi öğrendim.
Sabır işini gerçekten yolda çok iyi öğreniyorsun çünkü bisiklet sürüyorsun, bisiklet ne kadar hızlı olursa olsun bir yere kadar hızlı oluyor. Tam bir sabır işidir. Amacına odaklandığın sürece yolculuk sana adım adım o sabrı öğretecek. O sabrı öğrendiğinde yolculuk daha güzel geçer. Hiçbir şeye acelen olmaz.
Onun dışında bu yolculuğun kişisel gelişimime çok katkısı oldu. İnsan tanımayı öğretti. İnsanların genellikle dilinde gevelediği şeyleri araştır, bak, öyle çıkmıyormuş.
Türkiye’yi ve dünyayı gezmek isteyenlere son olarak neler söylemek istersin?
Yeni nesil gezmeyi çok seviyor ama gezmek de bir sorumluluktur. Gittiğin yerlerde kendi ülkeni tanıtıyorsun. Mesela Türkiye’nin kimi bölgelerinde “Afrikalı” dediğinizde o kişilerin aklına ben geleceğim. Ben kötü bir şey yaptığımda orada, bu Afrika’nın kötü bir yer olduğu anlamına gelecek. İyi bir şey yaptığında da öyle… Senin imajın üzerinden ülken hayal edilecek. O yüzden bu sorumlulukla hareket etmek gerekiyor.
Kendinizi hazır hissettiğiniz anda yola çıkın çünkü yolun insana öğreteceği şeyleri hiçbir zaman durarak öğrenemezsiniz. İstersen yıllarca okul oku, fark etmez… Yolda iyi iletişim kurmak çok önemli. İletişim kurabildikleri sürece hiçbir problem olmaz. Sen konuşup derdini anlatabildiğin ve karşındaki insana saygı duyduğun sürece hiçbir sıkıntı olmaz.
Röportaj: Abdullah Güner
HABERE YORUM KAT