1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Yine şu encümen-i daniş meselesi!
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Yine şu encümen-i daniş meselesi!

21 Ocak 2009 Çarşamba 01:02A+A-

Dönüp dolaşıp Altan’ın 2. Cumhuriyet meselesine geldik.. Yüz yıla yaklaşan maceranın sonunda dibe vurduk. Cumhuriyet'i koruma ve kollama iddiasındaki kurumun içinde yaşananların ortaya çıkması ile her şeyin yeniden düşünülmesinin zamanı geldiği anlaşıldı..

Anayasa değişikliğinin ardından devletin bütün kurumlarının yeniden yapılandırılması şart.. Bundan geri dönüş yok.. Bu iş ne kadar gecikirse, bedeli de o kadar ağır olur..

Karakaş’ın bir önerisi vardı, geçen gün TSK yeniden yapılandırılsın diye.. Her birimin kendi içindeki ETÖ uzantılarını temizlemesi gerekiyor..

Polis Akademisi öğretim üyesi ve Taraf gazetesi yazarı Önder Aytaç, Emniyet'in kendi karanlık yanıyla yüzleşebilmesi için devletin güvenlik kurumları hiyerarşi sıralamasındaki yerinin yeniden gözden geçirilmesinin gereğine inanıyor. “Neden Ergenekon kapsamında şu an fiilen çalışan polis personelini pek görmüyoruz? Bir Adil Serdar Saçan ile bir İbrahim Şahin ile bitiyor mu bu iş?” diyor ve ekliyor: “Bu operasyonun dalgaları bitmedi ki; bekleyin inanın birçok Emniyetçinin daha bu bağlamda yakalandığını göreceksiniz.

Biliyorsunuz, “ilgim yok” diyen Bedrettin Dalan'ın, emekli Tuğ. Levent Ersöz'ü TSK'yı kurumsal zafiyet içerisinde bulduğunu bildirmesi ve Cumhuriyetçi Çalışma Grubu'nu göreve çağırması teknik takibe takıldı.

Ergenekon davasının tutuklu sanığı yazar Ümit Oğuztan’ın da sorgu kaseti ortalıkta dolaşmaya başladı... Oğuztan sorgusunda, gazeteci Uğur Mumcu’nun Celal Talabani’ye gönderilen seri numaraları silinmiş silahlar sebebiyle öldürüldüğünü ileri sürüyor...

“İşte Türk Gladiosunun İslâmcıları” başlıklı bir yazıda bir yazar şunları söylüyor: “Anti-komünist yapılanmalar olan, MTTB, İlim Yayma Cemiyeti, Komünizmle Mücadele Derneği’nde Gladio mensupları yok muydu sanıyorsunuz?” “Bu iş genişlerse siz de yanarsınız” der gibi bir havası var yazının.. Ergenekon'da herkes var ve bu soruşturmanın her kesime yayılması ve herkesin kendi Ergenekonu ile yüzleşmesi gerekiyor.. Ama saptırma gayretlerine, bu lekeyi her yere ve herkese bulaştırma gayretlerine de dikkat etmek gerek..

“Örneğin Komünizmle Mücadele Derneği kurucusu bir cemaat liderinin bugün CIA ile çok yakın olması kafalarda sorular doğmasına neden olmuyor mu?” şeklindeki haberlerde birilerine aba altından soka göstermekten başka bir anlam taşımıyor. Bu dernekler zaten soğuk savaşın merkez üssü değil mi idi. Anlaşılan şimdi Ergenekoncular uyuyanları, yedekleri de cepheye çağırma peşindeler..

Sivas ve Başbağlar'dan Mumcu cinayetine kadar her yerde Ergenekon var. Hangi taşı kaldırsanız altından JİTEM çıkıyor.. Yener Yermez olayını nasıl açıklayacaklar bakalım..

Ergenekon sanığı Gürüz kimmiş biliyor musunuz, kendini Ahmet Hakan anlatıyor: “Önyargılarım da birer birer yıkılmaya başladı: Ben onu ‘Amerikan karşıtı’ sanıyordum, meğer sonuna kadar ‘Amerikancı' imiş. Ben onu MHP’nin ‘Bozkurtçular’ kanadına yakın biliyordum, meğer kelimenin tam anlamıyla ‘Demirelci’ imiş. Ben onu ‘darbe sevdalısı’ biliyordum, meğer 27 Mayıs’a da, 12 Mart’a ve 12 Eylül’e de fena halde karşıymış. Ben onu ‘Ahmet Necdet Sezer’le aynı iklimin insanı’ olarak görüyordum, meğer Sezer’le kanlı bıçaklı imiş. Ben onu ‘ulusalcı kanaat önderleri’yle dost biliyordum, meğer gelmiş geçmiş bütün Amerikan Büyükelçileri'yle kanka imiş. Ben onu ‘küreselleşme karşıtı’ biliyordum, meğer küreselleşme yanlısı bir Türk milliyetçisiymiş. Ben onu ‘tipik Cumhuriyet okuru’ biliyordum, meğer Cumhuriyet’le başı hoş değilmiş.” Mesela “Tuncay'ı nasıl bilirsiniz” diye 10 farklı kişiye sorun bakın ne diyecekler.. Bunlar göründükleri gibi değiller..

Ercümeni Danişin 40’lar meclisinin 40’ı nı da tanımasak da yarısı artık belli.. Onlar da aslında “bildiğiniz gibi değil”. 1940'lar ve 1950'lerin ünlü yazarları Falih Rıfkı Atay, Hüseyin Cahit Yalçın, Yusuf Ziya Ortaç ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele, Hasan Saka, Tayfur Sökmen, Feridun Cemal Erkin, Kazım Orbay, Memduh Tağmaç, Cihat Baban, Sadi Irmak, Kemal Kayacan, Celal Eyiceoğlu, Asım Gürbüz, Fahrettin Altay, İrfan Özaydınlı zamanında Encümen-i Daniş üyesi imişler...

“‘Bugün kimler üye?’ sorusuna cevap teşkil edecek açıklamalarda sayılan isimler arasında tek bir gazeteci veya yazar ismi geçmiyor. Hiçbir gazeteci/yazar üyesi yok mu bugün, var da isimleri sayarken akıllarına mı gelmiyor? ‘Gizliyorlar’ diyeceğim, ama Oktay Ekşi'nin tezkiye ettiği bir oluşuma üye olmuş gazetecileri neden gizlesinler?” diyor bir yazar. Ve ekliyor: Gazetelerde yazan ama meslekten olmayan iki üyesi var Encümen-i Daniş'in, biri eski büyükelçi, diğeri eski bakan: İlter Türkmen (Hürriyet) ile Mustafa Aysan (Radikal)...

Mehmet Ali Kışlalı mutemet adam ama adı açıklanmadı. Altemur Kılıç da olabilir. Ama adı geçmedi.

Encümen-i Daniş'in bilinen bazı genel başkanları: Fethi Çelikbaş ve Necmettin Karaduman... Şimdi de Prof. Sefa Reisoğlu başkanmış... Önceki iki başkan döneminde genel sekreter eski ANAP'lı bakan Cahit Aral'mış.

Amiral Bülend Ulusu ve Turgut Özal'ın ulusunun yerine Meclis Başkanı seçtirdiği Vali Necmettin Karaduman da Encümen-i Daniş içindeymiş... Dalan, Fethi Çelikbaş, Cahit Aral.. “Kurul raporları bugün artık Gül ve Erdoğan'a gitmiyor, ama Köksal Toptan'a ve Baykal'a gidiyor olabilir” diyor birileri.. Demirel ve Sezer döneminde kurulla Çankaya arasında sıcak bir diyalog ve işbirliği varmış.. Çiller'le de temasları olmuş. Ecevit ve Çiller bu oluşumu deşifre eden açıklamalarda bulunmuşlardı zamanında..

Son açıklama Karadayı'dan geldi: Prof. Dr. Sefa Reisoğlu Bülend Ulusu var, Kıvrıkoğlu var, Mustafa Aysan, İlter Türkmen, Özden Sanberk, Köksal Sönmez'in isimlerini verdi.. Türkmen, Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur'un da Encümen-i Daniş toplantılarının birkaçına katıldığını söyledi. Diğer isimler şöyle: Genelkurmay eski Başkanları Necdet Üruğ, İsmail Hakkı Karadayı, Hüseyin Kıvrıkoğlu, 12 Eylül 1980’den sonra Başbakan olan Bülent Ulusu, Turgut Özal döneminin Meclis Başkanı Necmettin Karaduman, eski Dışişleri Bakanları Emre Gönensay ve emekli orgeneraller Atilla Ateş, Ahmet Çörekçi, Necdet Öztorun, Süreyya Yüksel, Nahit Özgür, İbrahim Şenocak, eski bakanlar Fethi Çelikbaş, Cahit Aral, Mustafa Aysan, Safa Reisoğlu, Emekli Büyükelçiler Oğuz Gökmen, Temel İskit, Fahir Alaçam, Oktay İşcen..

“Eskilerden kimler var” derseniz, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele, Hasan Saka, Falih Rıfkı Atay, Hüseyin Cahit Yalçın, Tayfur Sökmen, Feridun Cemal Erkin, Kazım Orbay, Memduh Tağmaç, Cihat Baban, Sadi Irmak, Kemal Kayacan, Celal Eyiceoğlu, Asım Gürbüz, Fahrettin Altay, İrfan Özaydınlı.

Madem bu kadar önemli kişiler bir araya geliyor, peki niçin bu illegal oluşumlar hakkında bir şey yapmıyorlar. Gerçekten bilmiyorlar mı idi, yoksa söz mü geçiremiyorlardı, ya da kendileri de sizi temin bir parçası mı idi?

Peki bu güne kadar hangi raporları yayınladılar, sonuçları ne oldu?

Mesela MGK'daki etkinlikleri ne?

Tavsiyelere uyulmadığında ne yaptılar..

Bu konuda söylenecek daha çok söz var..

Tekrar bu konuya dönmemiz gerekecek anlaşılan.. Zaten internette bu konuda fırtınalar kopuyor.. Ben sadece kaba bir derleme yapmaya çalıştım.

Selâm ve dua ile..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum