Yeter Saldıray Bey...
Saldıray Berk adını yakın zamana kadar kimse bilmezdi. Nereden bileceksiniz ki? 3. Ordu komutanlığı yapan bir orgenerali vatandaş bilmez. Bilmesine de gerek yok zaten. Ne zaman ki Saldıray Bey'in adı Ergenekon davasına karıştı, herkes bu şahsı merak etti, tanıdı.
Suçlu mudur suçsuz mudur bilemem; inşallah suçsuzdur. Çünkü bir subayımıza yakışmayacak suçlamalarla karşı karşıya; ancak şu ana kadar gösterdiği tavır kuşku uyandırıyor.
Erzincan'da "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" iddiasıyla bir dava görülüyor ve 3. Ordu Komutanı da bu davada yargılanıyor. Ancak, bu şahsın adı geçtiği andan itibaren tuhaf şeyler yaşanıyor. Doğrusu bu yaşananlar ordumuzu da mahcup edecek kıvama geldi artık. Beyefendi mahkemeye gelmiyor, ifade vermiyor, bu haliyle resmen kanunları çiğniyor. 10'u tutuklu 14 kişinin (ki bunlar arasında bir cumhuriyet savcısı ve MİT mensupları da var) yargılandığı bir davada nasıl bir dokunulmazlık zırhı var ki Saldıray Bey kendini her şeyden daha üstün görebiliyor ve yargıya hesap vermekten kaçıyor?
Çok daha kötüsü var! Beyefendi ne zaman yargı sürecinin bir aşamasından geçilse sokaklarda tank yürütüyor. "Bu nedir?" diye sorulduğunda da, "Rutin bir sevkiyat." gibi laubali cevaplar sızdırılıyor. Önceki gün "Artık bu kadarı da tesadüf olamaz!" dedirten bir kalkışma daha yapıldı. Erzurum'daki Ergenekon davasının ilk duruşması yapılırken adliyenin üzerinden uçaklar geçti. Niye? "Rutin eğitim uçuşu" diye komik bir açıklama ile geçiştirilemez herhalde. Belli ki, yine bir sindirme teşebbüsü, korkutma gayreti var ortada.
Peki, Saldıray Bey'in (ya da bir başka emir sahibinin) böyle bir yetkisi, salahiyeti veya hakkı var mı? Hâkimi, savcıyı, daha açıkçası bu mahkemeyi yakından izleyen vatandaşı korkutma cüretinde bulunmak suçtur. Bunun hesabını kim verecek? 3. Ordu Komutanı sıfatıyla terör örgütü suçlamasıyla yargılanan orgeneral mi, "Ona kefilim." diyen Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ mu? İlker Bey, hemen her konuşmasında hukukun üstünlüğüne vurgu yapıyor, ancak sayın komutan da biliyor ki bir ülkenin yargısı üzerine askerî araçlarla baskı kurulamaz. Adliye binası üzerinden uçakların uçurulması ise ya densizlik ya da dengesizliktir. Bu emri veren her kimse ortaya çıkarılmalı ve hesabını vermelidir...
Saldıray Berk'in internete düşen ve sayıklamaya benzeyen konuşmaları (şayet kendisine aitse) ortada. O hep övündüğümüz 'kurmay zekâsı'na yakışmıyor. Ordumuzda general olmuş bir kişinin daha akılcı, daha modern ve daha makul olması gerekir. Bunu talep etmek bu milletin en tabii hakkıdır. 'Ergenekon örgütü' ile Ergenekon Destanı arasında doğrudan irtibat kuran, oradan da zıplayıp yargı safhasındaki bir örgüte mensup olmayı şeref sayan bir yaklaşım ordumuzu yıpratır. Buna hiç kimsenin (tabii ki Sayın Berk'in de) hakkı yok. Hangi devirde yaşıyoruz? Cuntacılık insanlık suçudur. Bu nedenle dünyanın dört bir yanında darbeciler (üstelik yaşına başına bakılmaksızın yıllar sonra bile olsa) yargılanıyor...
Genelkurmay Başkanımız çok harika bir tespit yapmıştı. 14 Nisan 2009 tarihli Harp Akademileri yıllık değerlendirme konuşmasında, "Silahlı Kuvvetler'in halkın vergisiyle oluşturulduğu da unutulmamalıdır." demişti. Bu söze cân-ı gönülden katılıyorum. Demokrasilerde en etkili denetim yolu da budur. Vatandaş vergi öder; ordunun silahları da o vergiyle alınır. Bu ülkede herkes vergi ödüyor. Lütfen telefon faturanıza bakın; oradaki ödediğiniz ücret sadece telefon şirketlerine gitmiyor. Devlet her şeyden vergi alıyor. Alsın; helali hoş olsun. Herkesin maaşından vergi kesiliyor. Kesilsin. Niçin ödüyoruz bu vergileri? Devlet hizmet getirsin ve güvenliği sağlasın diye. Yani, askerin üniformasından topuna tüfeğine kadar her şey, vatandaşın vergisiyle alınıyor ve görevli kişilere emaneten veriliyor. 'Bizi koru' diye alınan tanklar sokaklarda yürütülüp vatandaşa gözdağı vermek için kullanılabilir mi? Ya da halkın vergileriyle alınan uçaklar kaba saba bir korkutma aracına dönüştürülebilir mi? Bu silahlar size bunun için mi verildi? Görevi suiistimal diye bir suç var. Bu millet bu vahim tabloya sebep olanlardan tatmin edici bir cevap ya da özür bekliyor. Bunu beklemeye de hakkı var!
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT