Yeşilay Başkanı Görevden Alındı mı?
Yeşilay Başkanı Muharrem Balcı, görevinden alınmasıyla ilgili çeşitli iddialar içeren haberler hakkında açıklama yaptı.
HAKSÖZ-HABER
“Devlet kötülüklerin anasıdır” söylemiyle Yeşilay başkanlığına getirildiği günden beri içki, kumar, madde bağımlılığı ve sigaraya karşı ciddi kampanyalar başlatan ve bu konuda fincancı katırlarını ürküten Av. Muharrem Balcı’nın haksız bir şekilde görevden alınmak istenmesi rantı elden gidenlerin işi mi?
Daha önce de insan hakları ve hukuk mücadelesiyle ön planda olan Av. Muharrem Balcı, Yeşilay Başkanı olduğundan bu yana aktif etkinliklerle içki, kumar, madde bağımlılığı ve sigaradan rant devşirenlere karşı mücadele etti.
Görevden alınmak istenmesiyle ilgili çeşitli iddialara yer veren Milliyet gazetesinin haberi hakkında bir açıklama yapan Av. Balcı, devleti kumar ve alkolü desteklediği için “kötülüklerin anası” olarak tanımlaması ve Yeşilay’daki rantı kimseye peşkeş çekmediği için karalama kampanyalarına maruz kaldığına dikkat çekti.
Milliyet gazetesinde yayınlanan Musa Kesler imzalı haberde şu ifadeler yer alıyor:
“Alkol ve sigara bağımlılığıyla 93 yıldır mücadele eden Yeşilay’da şimdi koltuk için mücadele veriliyor. Başkan Muharrem Balcı’nın Fatih Şubesi’ndeki üyeliği, evrak karar defterini sakladığı ve yönetim kurulu kararlarına uymadığı gerekçesiyle düşürüldü. Bunun üzerine 13 kişilik Yönetim Kurulu’nun 10 üyesi de 15 Ekim’de toplanarak bu kararı onayladı ve Balcı’yı görevden aldı. 30 Ekim’deki genel kurula kadar yerine Prof. Dr. Sefa Saygılı başkanvekili olarak görevlendirildi. Ancak Balcı, Yeşilay’ın karar defterini kasaya kilitleyerek yönetim kurulu kararının resmiyet kazanmasını engelledi. Başkanlığının devam ettiğini söyleyen Balcı yönetim kurulu kararı için, ‘Halt etmişler, korsan bir karar’ dedi.
‘Tweet’lerle başladı
Balcı’nın görevden alınma gerekçesi yönetim kurulu kararında şöyle yer aldı:
“Bireysel davranarak yönetim kurulunun çalışma ahengini bozmak, şahsi fikirlerini yönetim kurulu kararıymış gibi sosyal medyada açıklamak, sosyal medyada Yeşilay’ın kimliğine yakışmayan ifadeler kullanmak ve ‘Devlet bütün kötülüklerin anasıdır’, ‘Çocuklarınızı devletten koruyun!’ gibi camiamızı temsil etmeyen söylemler.”
Kavganın tarafları olayı ise şöyle anlattı:
‘Çevik’i dövmedim’
- Muharrem Balcı: Fatih Şubesi’nin olağanüstü kurul yaparak delegeleri değiştirmesi hukuka aykırı. Konu mahkemede. Ben şu anda görevdeyim, koltuğumda oturuyorum. Görevden alındığımı söyleyenler halt etmiş. Kendi aralarında oturmuş karar almışlar. Bu karar korsan bir yönetim kurulu kararı. (Abdullah Çelik’i) dövmedim. O 1.90 boyunda, ben 1.60. O 30 yaşında, ben 60. Sadece gürültü yaptığı için dışarıya çıkardım. Şiddet uygulamadım. Çilingirle Yeşilay’a geldi kasayı açmak için. Akılları sıra kasada bir şey arıyorlar. Ben de buna izin vermedim.
- Sefa Saygılı (Genel Başkanvekili): Karar defterini kasaya kilitlemiş, hala ‘Ben genel başkanım’ diyor. Tebliğ için gelen Abdullah Çelik’i de tartaklamış. Aradım, kararı ilettim. Yönetim kurulu kararı geçerli değil dedi. Baktım sert ve ters konuşuyor. Benim de kavga edecek halim yok. Gitmedim, gidemedim.
- Ramazan Akgün (Fatih Şube Başkanı): Yönetim Kurulu kararıyla Balcı’nın görevine son verildi. Karar defterlerini saklıyor, kimseye vermiyor. Bu kararı kabul etmiyor.
‘Sinir krizi geçirdi’
- Abdullah Çelik (Yeni Genel Başkan Yardımcısı): Ben çilingir götürmedim. Doğru değil. Kurallara uygun bir şekilde çilingir götüreceğimi söyledim. Çünkü karar defterinin bulunduğu kasanın anahtarını, yönetim kurulu kararına rağmen vermiyorlardı. O sırada sinir krizi geçirmeye başladı, kendini kaybetti. Üzerime yürüdü, beni itti. Üç dört kişi zorla beni dışarı attılar. Neredeyse merdivenden atacaklardı. Ama Malkoçoğlu gibi direndim. Suçlu duruma düşmemek için bir şey yapmadım. Yaşına hürmetim olduğu için şikayetçi değilim, sadece karara saygı göstermesini istiyorum.
Sepetçiler Kasrı yüzünden mi?
Adını vermek istemeyen bir Yeşilay Yönetim Kurulu üyesi, “İmkânlar artınca, rant artınca özellikle iki yıldır kavgalar, gürültüler başladı. Sepetçiler Kasrı Yeşilay’a tahsis edildi. Gecelik düğün, toplantı organizasyonlarına 5-6 bin liraya kiraya veriliyor. Film, diz çekimleri için de kiralanıyor. Otoparkları var. Rant artınca kavgalar arttı. Makam arabası ve makam şoförü var. Daha önce yoktu. Birçok kişiyi işe aldı. Daha önce iki kişi çalışıyordu. Şimdi 20’nin üzerinde elemanı var” diye konuştu.
***
AV. MUHARREM BALCI’NIN AÇIKLAMASI:
“Milliyet’teki haberin neresini düzelteyim?” diyen A. Muharrem Balcı, kendi blogunda şu açıklamayı yaptı:
Değerli okuyucu!
Bu haberin neresini düzelteyim?
Yönetim Kurulu üyesi Abdullah Çelik gerçekten hukuka ve edebe aykırı şekilde Genel Merkez binasına gelmiş, çilingirle kasa açmak isteyince kendisini kapıdan dışarı çıkardığım doğrudur. Ancak dövme olayı olamaz. O yaşı geçtim. Zaten dövebilecek yaşta olsaydım o cesareti gösteremezdi.
Kanunsuz ve korsan toplantılara ve her türlü girişimlere karşı bir kurum başkanı ve hukukçu olarak gerekli tedbirleri almak görevimdir. Görevimi yapıyorum ve halen Genel Kurula kadar genel başkanım. Genel Kurul sürecini yönetmek üzere genel başkan yardımcımı bizzat ben görevlendirdim.
"Devlet kötülüklerin anasıdır" söylemi bana aittir. Yıllardır devletten dayak yiyenler bu söylemi kapalı devre kendi takımlarında söylerler, ben açıktan söylerim. Üstelik bunu dayak yediğim için değil, devletin gerçekten bir çok kötülüğü yaptığını hukukçuluk hayatımda ve de Yeşilay Başkanlığı dönemimde de gördüğüm, bağımlılıklarla ilgili birinci derecede sorumlu gördüğüm için söylerim. Kumar illetinin, sigara ve alkol illetinin yegane sorumlsu devlettir ve insanlığa karşı suç işlemiştir, işlemeye devam etmektedir. Tüm uluslararası insanlığa karşı suçları bilmeyen, ilgilenmeyen adamların bu söylemleri anlamasını da beklemiyoruz ve yaşam hakkının kudsiyeti doğrultusunda insanlık düşmanlarıyla mücadele ediyoruz.
Sinir krizi geçirmedim, sadece şekerim yükselmiş o kadar. Tansiyona gelince, hayatım boyunca tansiyonu yüksek insan aradım.
Sepetçiler Kasrı ile ilgili yazılanlar kısmen doğrudur.
Son dönemde yapılan korsanlıkların bir nedeni de Kasrı peşkeş çekmediğimden, sigara içilmesine müsaade etmediğimdendir.
Makam şoförüm var tabi. 'Eskiden neden yoktu'nun cevabını siz değerli okuyucu ve Gönüllülerimize bırakıyorum.
15 - 20 araçlık Otoparkımız var. Şube Yönetim Kurulu üyesi olup da işi olmadığı halde otoparka arabasını gün boyu bırakanlardan ücret alınmasını istediğim için otopark işi dile gelmiştir. Medrese otoparkı ise sadece Medrese kirasını ve çalışanını karşılayabilmektedir.
Çok kişiyi işe aldım doğru. 91 yıllık Yeşilay Genel Merkezinde 2 kişi çalışıyordu. Şimdi Tahsisli binalarımız da dahil 40 kişi çalışıyor. Hepsi de pırıl pırıl başarılı ve güvenli insanlar. Bu konu benim şeref beratımdır.
Sefa Saygılı'ya telefonda sert konuşmadım. Bu beyan kendisine ait değildir. Ortalıkta çok laf dolaşıyor. Benden duymadıklarınıza emin olmayınız.
Kamuoyuna saygılarımla arz ederim.
Av. Muharrem Balcı
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı
HABERE YORUM KAT