1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Yerli ve milli bir İslamcılık inşa etme çabası tam gaz sürüyor!
Yerli ve milli bir İslamcılık inşa etme çabası tam gaz sürüyor!

Yerli ve milli bir İslamcılık inşa etme çabası tam gaz sürüyor!

Yazar Ercan Yıldırım, Star Gazetesi’nde kaleme aldığı yazısında, İslamcılığın bilinenin aksine 17. yüzyılda Avrupa’ya karşı bir hamle olarak Osmanlı halifesi, devlet adamları, bürokrasi ve ulemanın ortak aklı sonucunda Türkiye’de tezahür ettiğini belirtti

26 Ekim 2020 Pazartesi 10:03A+A-

HAKSÖZ HABER 

İslamcılığı değerlendirirken tarihi ve olgusal bağlamından koparan Yıldırım, bazı odakların İslamcılığı 19. yüzyılda Veliyullah Dıhlevi, Cemalettin Afgani ve Muhammed Abduh gibi isimlere dayandırmasının yanlış olduğunu öne sürerek akımın İstanbul kökenli olduğunu iddia etti. 

Osmanlı devletinin çok önceden modernitenin farkına vardığını, teknik ve teknolojik açıdan gelişen batıya karşı hamleler yaptığını ifade eden Yıldırım, Osmanlı’nın batı modernleşmesi karşısında yaptığı yenilikleri İslamcılığın başlangıcı olarak değerlendirmesi tarihi gerçeklerle uyuşmuyor. Çünkü, İslamcılık, 19. yüzyılda İslam dünyasında, batıdan esinlenerek tezahür eden batıcılık ve milliyetçilik akımlarına karşı bir öze dönüş ve ıslah hareketi olarak vücut buldu. 

İslamcılığın Müslümanlar tarafından “ihya-tecdid-ıslah” şeklinde tanımlanmasına karşı çıkan Yıldırım, kavramı “uyarlama-uyum-inşa” olarak tanımlıyor. İstanbul dışındaki bütün İslami çevrelerin kendi hezeyanlarıyla mücadele ettiğini, sadece İstanbul’un batıyla mücadele ettiğini beyan eden Yıldırım, İslamcılığa yerli hüviyet kazandırma adına epeyce çaba sarf etmiş olmalı! 

İslamcılığın kökeninin dışarıda olmadığını neredeyse tüm yazı boyunca tekrarlayan Yıldırım, aynı zamanda İslamcılığın içini de boşaltarak yeni bir yorum getiriyor. 

17. yüzyılda, Osmanlı’nın batıdan esinlenerek gerçekleştirdiği yenilik projelerini İslamcılık olarak adlandırmak doğmamış çocuğa don biçmekle eşdeğer bir çabadır. 

Yıldırım’ın iddia ettiği gibi bu zaman diliminde İslamcılık diye kavram yok. Buna yönelik bir tartışma da yok. Lakin, yazar, kimsenin fark etmediği ve gözden kaçırdığı bir detayı bulmuş olmalı! Çünkü, Yıldırım, İslamcılığın tarihi kökenleriyle ilgili bilgilerimizin yanlış olduğunu ileri sürüyor.

Yıldırım, İslamcılığı Osmanlı merkezli görseydi tezinin bir karşılığı olurdu. Ancak, Yıldırım’ın yine de İslamcılığın ortaya çıkışını 1800’lü yılların sonlarına dayandırması gerekirdi. Oysa, Yıldırım, İslamcılığı Türkiye merkezli görerek yerli ve milli olma adına büyük bir çaba sarf etmiş.

HABERE YORUM KAT

2 Yorum