Yerli Siyonistlerin Yeri
Siyonistlerin insanlık dışı vahşi saldırısıyla beraber Türkiye’nin Siyonistleriyle, haktan yana olanlar arasında da bir savaş başladığını görüyoruz. Bunu biraz normal karşılıyoruz. Benzer bir savaş ABD’nin Irak işgalinin başlangıç merhalesinde de yaşanmıştı.
Çünkü saldırganlar bir yandan silahı kullanırken diğer yandan kamuoyunu etkileyebileceğini düşündükleri kişileri ve araçları ihmal edecek değiller. Buna da enformasyon savaşı diyoruz. Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıdan sonra bütün dünyada Siyonist işgal devletine olan nefretin, tepkinin yaygınlaştığı, her tarafta seslerin yükseldiği bir dönemde bu daha bir önem kazanıyor. Her biri kendilerine göre bir dayanak bularak kıyıdan 75 mil ötede, uluslararası sularda, tamamen insanî yardım taşıyan, hiçbir silaha sahip olmayan gemilere saldırarak dokuz kişiyi hunharca katledip en az elli kişiyi yaralayan, tam anlamıyla bir vahşet manzarası ortaya koyan işgalci Siyonisti haklı, insanî görevlerini yerine getirme çabasında olanları ise haksız çıkarmaya çalışır. Bazılarına göre de burada haksız olmanın gerekçesi, Gazze’de bir buçuk milyon insanı ablukaya alarak onlara 30 çeşit ürün dışında hiçbir ihtiyaç maddesinin, tıbbi malzemenin, ilacın gitmesine izin vermeyen, yapılan tüm başvuruları geri çeviren işgalci Siyonistten izin almamak ve bu sebeple otoriteye başkaldırmaktır.
Fakat biz bu savaşın işgalci Siyonistlerin ve onları haklı çıkarmaya çalışanların aleyhine yürüdüğünü görüyoruz. Çünkü doğrulara dayanma imkânları olmadığı için yalanları ve saçmalıkları kendilerine dayanak ediniyorlar. Bu yüzden de tutundukları dallar bir darbeyle kırılıyor. Fakat asıl önemli olan işgalci Siyonistleri haklı çıkarma gayreti içinde olanların bu derece cüretkâr olabilmeleridir. Bunun da sebebi kitlelerimizin yeterince tepki göstermemesidir. Öncelikle yapılması gereken medya kanalıyla kendilerine cevap verilmesi ve böylece normalde hiçbir elle tutulur tarafı olmayan sözlerinin ciddiye alınması değildir. Kendilerine iletişim araçlarıyla doğrudan irtibat kurularak tepkilerin doğrudan iletilmesi gerekir.
Siyonist vahşete tepki için düzenlenen eylemlerde yüz binlerce insan meydanları dolduruyor. Acaba bunlardan kaç tanesi yerli Siyonistlerden birine veya onları savunanlara ulaşıp da, o vahşeti haklı çıkarma çabalarına tepki gösterdi? Artık iletişim mücadelesini kitlesel tabana yaymalıyız. Bu davaya gönül verenler bir yandan yerli Siyonistlere ulaşarak insanî yardım gönüllülerinin haklılığını, Siyonist saldırganlığın ise bir vahşet olduğunu onlara anlatmalı, bir yandan da çevresindeki insanları bilgilendirmeye, tanıdıklarına tek tek ulaşarak onları bilinçlendirmeye ve insanî duyarlılık konusunda geniş tabanlı bir toplumsal bilinç oluşmasına katkıda bulunmaya çalışmalıdır. Eğer bu bilincin yaygınlaşmasını sağlarsak yerli Siyonistler Siyonist vahşeti haklı çıkarma cüretkârlığını bu dereceye çıkaramazlar.
Çünkü yerli Siyonistlerin, Siyonist işgalcilerin enformasyon savaşının askerleri olduğunu tahmin ediyoruz. Nitekim bu gerçeği Siyonist işgalciler de Mavi Marmara gemisinde kollarına kelepçe vurulan kardeşlerimizden bazılarını sorgulamaları esnasında sordukları sorularda bazen üstü örtülü bir şekilde bazen de açık ifadelerle itiraf etmişlerdir. Eğer böyle bir menfaat bağlantısı olmasaydı, toplumun son derece duyarlı olduğu bir konuda, şiddetli tepkiye yol açacağını, hatta kendi taraftarlarını bile kaybetmelerine sebep olacağını tahmin ettikleri bu tür yorumlar yapmaya kalkışmaz, Siyonist vahşeti haklı insanî görevlerini yerine getirenleri ise haksız çıkarmaya kalkışmazlardı.
Kalabalık kitlelerden alacakları tepki ve tutundukları dalların da çok zayıf olduğunun kendilerine bire bir bağlantı yoluyla gösterilmesi en azından boşa kürek çektiklerini, Siyonist vahşeti haklı çıkarma çabalarının kendilerinin de onlarla birlikte haksız duruma düşmelerine ve aynı çöplüğe atılmalarına sebep olduğunu görmelerine vesile olur. Çünkü Akdeniz’in uluslararası sularında insanların geminin arka güvertesinde sabah namazı kıldıkları esnada arka taraftan saldırıya geçerek bombalar, mermiler savuran saldırganlarla onları haklı çıkarmaya kalkışan yerli Siyonistlerin yeri aynıdır.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT