HAKSÖZ HABER

Türkiye’de bir ulus devletin inşa edilme sürecinde yeni kutsallar imal edilmeye çalışıldı. Bu sebeple yıllarca topluma “devlet, vatan ve bayrak” Hıristiyanlığın teslis inancı misali dayatıldı.

Gerçekte de modernliğin teslisi olarak görülebilecek bu üçlünün yansımaları her yerdedir. Misal olarak bayrakların üç renkli olması bile “teslis” ile ilişkilendirilir. Netice olarak baba, oğul ve kutsal ruh gitti yerine devlet, vatan ve bayrak geldi!

Müslümanlar da kendilerine yeni kutsallar olarak dayatılan bu sembollere yıllarca mesafeli durmalarına rağmen zaman içinde ister istemez durumu içselleştirdiler. Oysa yapılması gereken modernliğin şirk kültür sembollerini reddedip Müslümanca bir tasavvurun inşası için çabalamaktır. Aliya’nın “putları yık, ilkelerini koru!” şeklindeki veciz sözüyle ifade ettiği de budur!

“Yanmayan bayrak” efsanesini daha önce Haksöz’de incelemiştik. Geçtiğimiz gün yaşanan iki hadise ise bayrak üzerine oluşturulan kutsallık halesinin insanları ne kadar komik durumlara sokabileceğini gösteriyor. Komik dediğimiz bildiğiniz acınacak hale!

Milliyetçiliğin kutsal arayışı: Yanmayan bayrak efsanesi

“Bayrak sevgisiyle çıktığı kayalıklarda mahsur kaldı” şeklinde medyada yer bulan bir genç, Antalya’da 25 metre yüksekliğindeki Papaz Kayası’na tırmanarak Türk bayrağını değiştirmeye çalışırken kayaya sıkıştı.  Falezlerde mahsur kalmasından sonra bölgeye ekiplerin gelmesiyle anca kurtarılabildi. İşsizlik nedir sorusunun en net cevabı bu olsa gerek!

Yerli milli popülizmi çok başarılı bir şekilde yerine getiren genç “milli duygularıyla” bunu gerçekleştirmek istemiş. Demek ki milli duygular akıl ve mantık dışı işler yaptırıyor. Kayada mahsur kalan genç şiddetli rüzgar sebebiyle çok üşümüş… Ne olacağını sanıyordu acaba?

Yerli milli popülizmin saçmalık boyutuna çıktığı bir başka hadise ise yerli milli hırsızımızdan oluşuyor! Bursa'da girdiği işyerinde hırsızlık yapan genç, kasadan çıkan Türk bayrağını önce öptü, sonra da paraları çaldı.

Şimdi devletçi-milliyetçi hezeyanları dinlerseniz buradan bile “Görüyorsunuz bizim hırsımız bile bayrağına saygısızlık yapmaz”  denilerek hamaset kasmaya çalışacaklardır.

Doğrudur hırsızların en büyük özellikleri hep devlete, bayrağa ve vatana olan bağlılıklarını dile getirmeleridir. Bunun kendilerine bir koruma sağlayacağını çok iyi bilirler. Şair Samuel Johnson’ın dediği gibi: Vatanseverlik, alçakların son sığınağıdır.