1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Yerlerinden edilen Filistinliler 'aşağılanma ve belirsizlik' dolu bir Ramazan geçiriyor
Yerlerinden edilen Filistinliler 'aşağılanma ve belirsizlik' dolu bir Ramazan geçiriyor

Yerlerinden edilen Filistinliler 'aşağılanma ve belirsizlik' dolu bir Ramazan geçiriyor

​​​​​​​İsrail'in geniş çaplı saldırısı altıncı haftasına girerken, yerinden edilen aileler temel ihtiyaçlarından ve geleceğe dair umutlarından yoksun bırakılıyor.

12 Mart 2025 Çarşamba 20:18A+A-

Fayha Shalash’ın MEE’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.

 

Maysa el-Natur Ramazan ayını Cenin mülteci kampındaki evinden uzakta geçireceğini hiç düşünmemişti.

Ancak İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria şehrini işgali ocak ayında başladığından beri Filistinli anne ve ailesi yakınlardaki bir mahalleye yerleştirildi.

Onun gibi on binlerce kişi gibi, Batı Şeria'nın kuzeyindeki kampta yaşayan yerinden edilmiş insanlar da bu Ramazan'da korkunç koşullarla karşı karşıya.

İhtiyaçları karşılanmamış durumda ve birçoğu hala barınma merkezlerinde yaşıyor.

Middle East Eye'a konuşan el-Natur, “40 günden fazla bir süreyi yemek pişirmek için gaz kullanmadan geçirdim ve şu ana kadar çamaşır makinem yoktu ve çamaşırlarımı komşumun evinde yıkamak zorunda kaldım” dedi.

“Basit malzemeler yok, çocuklarım için uygun yiyecekler bile yok ve her gün iftar ve sahur büyük bir zorluk teşkil ediyor” diye ekledi.

Geleceğin belirsizliği, kamplarda sürekli bombalama, yıkım ve ev yakma sesleri duydukları için yerinden edilenler için bir başka acı kaynağı.

Evlerine dönüp dönemeyecekleri ve öngörülebilir bir gelecekte hayatlarının bu kargaşa içinde devam edip etmeyeceği konusunda karanlıkta bırakılıyorlar.

İsrail ordusu ocak ayında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin ve Tulkerim şehirlerine geniş çaplı bir saldırı başlattı.

BM'ye göre bu operasyon 40,000'den fazla Filistinliyi yerinden etti.

Geçtiğimiz ay İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, İsrail askerleri tarafından Cenin, Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarından zorla göç ettirilen 40,000 Filistinlinin geri dönmesine izin verilmeyeceğini açıkladı.

İsrail güçlerinin en az bir yıl boyunca bölgede kalmasını emretti.

7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail ordusu ve yerleşimciler Batı Şeria'da saldırılarını yoğunlaştırdı ve yaklaşık 930 Filistinlinin ölümüne, 7.000'inin yaralanmasına ve 14.500'ünün tutuklanmasına neden oldu.

Kabus yaşamak

İlk başta El-Natur ve yedi kişilik ailesi birçok kez yerlerinden edilmiş, zor koşullara katlanarak boş bir binaya sığınmış ve halen burada yaşamaktadırlar.

Yerleştirildikleri daire tamamen boştu. İlk birkaç gün, o ve çocukları şilte ve örtü olmadan yerde uyudular.

El-Natur Cenin kampının El-Havaşin mahallesinde yaşıyordu ve İsrail saldırısı başladığından beri evinin akıbetini öğrenememişti. Onunla konuştuğumuzda evini görmekten yeni dönmüştü.

“Hasar görüp görmediğini öğrenmek için evime gitmekte ısrar ettim. Yarısını yıkılmış ve yaşanmaz halde buldum. Tüm mobilyalar kurşunlarla parçalanmıştı,” diye açıkladı.

Yıkıma rağmen, hasarlı da olsa bazı mutfak eşyalarını yanına almış. Oradayken, İsrail ordusunun bölgeye geri döndüğünü ve kaçmayı başarana kadar onları yakındaki bir evde bir saat boyunca hapsolduğunu söyledi.

Yerinden edilmiş olsa da İsrail ordusu sık sık El Natur ve ailesinin kaldığı binanın önünde konuşlanıyor. Ayrıca kamptaki evlerden yükselen dumanları her gördüğünde derin bir üzüntü duyuyor.

“Bir gelecek yok. Oğluma bir ev almak için bir parça arazi sattım ve şimdi tüm evlerimiz yıkıldı ve oturulamaz durumda” dedi.

“Bir kâbus yaşıyormuşum gibi hissediyorum ve uyanmak istiyorum.”

Ramazan'da aşağılanma

Bayan el-Karaavi, 20 günü aşkın bir süredir İsrail saldırısı altında olan Tulkerim yakınlarındaki Nur Şems kampında yaşıyor. Kampın dışında ikamet etmesine rağmen askerler onu ve ailesini, kocasının beş dairede yaşayan 30 akrabasıyla birlikte kamptan kovdu.

El-Karaavi'ye göre ev baskını şiddetli ve acımasızdı. Askerler, giydikleri kıyafetler dışında hiçbir şeyi toplamalarına ve yanlarına almalarına izin vermemiş.

“Silah zoruyla dışarı çıkarıldık, askerler bağırıyor ve bizi acele ettiriyorlardı. Sokaklar buldozerle yıkılmıştı ve caddeler arabalar için uygun değildi. Korkunç bir gündü” dedi.

Bayan ve ailesi, toprak yığınına dönüşen sokaklarda zorlu bir yolculuktan sonra kamptan ayrılmayı başardı.

Çeşitli yerlere dağıldılar; el-Karaavi, kocası ve dört çocuğu Nablus'taki annesinin evine gittiler.

Kocasının ailesi de dağıldı ve her biri daracık dairelerde yaşamaya başladı; on kişi küçük bir alanı paylaşmak zorunda kaldı. Bazıları zor koşullar altında sığınma merkezlerine sığındı.

“Eskiden rahat yaşardık ve ailemden hiç kimsenin yemek istediğini görmedim. Ama şimdi, Ramazan ayında, yerinden edilenler benzeri görülmemiş bir aşağılanmayla karşı karşıya ve geleceğimiz belirsiz” dedi.

“Diğerleri gibi evlerimizin yıkılacağından ya da yakılacağından korkuyoruz. Her haberi acı ve korkuyla takip ediyoruz” diye ekledi.

Çocukları, Nur Şems'in bitişiğindeki Tulkerim kampının 40 gün önce işgal edilmesinden bu yana okula gitmiyor. Şimdi, oyun oynayacak bir yerleri, eğitimleri ve temel haklara erişimleri olmadan çok zor durumda görünüyorlar.

Kampta kapana kısıldılar

Saldırıya uğrayan Batı Şeria şehirlerinin pek çok sakininin aksine Tair Darağme ve ailesi Tulkerim kampındaki evlerini terk etmeyi reddederek kendilerini sürekli bir tehlike çemberinin içine hapsetti.

MEE'ye verdiği demeçte, kampta 250'den fazla ailenin kaldığını, sürekli saldırılara maruz kalmayan mahallelerde yaşadıklarını ancak yine de kaderleri için benzeri görülmemiş bir korkuya kapıldıklarını söyledi.

“Ayrılmayı reddettik çünkü ayrılırsak bir daha asla geri dönemeyeceğimizi biliyorduk. Bu yüzden kalmayı tercih ettik,” diyor Tair Darağme.

“Her an silah sesleri, patlamalar ve evlerin yıkıldığını duyuyoruz. Yandıktan sonra yoğun duman görüyoruz. Ama tüm bunlara rağmen kararlılığımızı koruyoruz.”

Kamptaki insanlara ulaşan yardım miktarı Ramazan ayında artmış olsa da, hala ihtiyaç duyulanın altında kalıyor.

Tair Darağme'e göre su ve elektrik sık sık kesiliyor ve onları destekleyen resmi bir Filistin desteği yok.

İsrail ordusunun sık sık gerçekleştirdiği saldırılar hayatı daha da zorlaştırıyor. Tair Darağme, 30 dakikalık bir gezinti dışında 37 gündür evinden çıkamıyor.

“Artık normal bir hayat yaşayamayan beş çocuğum var. Pencerelerin yanında duramıyorlar, yüksek sesle oynayamıyorlar ve evden çıkamıyorlar. Psikolojik durumları çok kötüleşti” diye açıkladı.

Darağme, İsrail ordusunun kampın diğer sakinlerine yaptığı gibi onları da tahliyeye zorlayacağından korkuyor.

Ona göre evlerini terk etmek kamptaki yaşamlarının sonu anlamına geliyor.

 

* Fayha Shalash, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde yaşayan Filistinli bir gazetecidir. Shalash, Birzeit Üniversitesi'nden Medya alanında lisans derecesine sahiptir.

HABERE YORUM KAT