1. YAZARLAR

  2. Serdar Demirel

  3. Yerelden küresele evrilen cemaat dili
Serdar Demirel

Serdar Demirel

Yazarın Tüm Yazıları >

Yerelden küresele evrilen cemaat dili

03 Şubat 2010 Çarşamba 02:25A+A-

İslâmî yapılanmaların içe kapanık olduğu yıllarda, özellikle de büyük cemaatlerde İslâmî söylemlere yerel ve milliyetçi bir vurgu içkindi.

Sistemin ulus-devlet anlayışına paralel “Türk ulusçuluğunu” Türk olmayan müslümanlara metazori yöntemlerle dayatması bir “kültür aşılama” faaliyeti olarak tasvip de görmüştü.
Ulus-devlet projesinin farklı tonlarda cemaatlerin algı dünyasına ve bu algı dünyasının geliştirdiği söylemlere nüfuz ettiği meselesi, şuur dünyasını o dönemlerde oluşturmaya başlamış bizlerin yakından gözlemlediği bir husustur.
Bu söylediklerime birçok örnek verebilirim, ama sadece bir tanesini zikretmekle iktifa edeceğim. O günlerde kapalı kapılar ardında dahi olsa, bir Kürt ırkının varlığından bahsetmek ümmetçilik anlayışına aykırı olduğu gerekçesiyle bastırılırdı.
Lâkin Kürt sorununu ortaya çıkaran ulus-devlet uygulamalarının da ümmet anlayışına aykırı olduğu gündem yapılmazdı. Cemaatlerin suskunluğunda ulus-devletin farklı olanı inkârcılığına gizli bir onay vardı.
Turgut Özal’ın Kürt sorununu çözmek için attığı adımlar ona sempatiyle bakan bazı cemaat liderini bile kızdırmış, kimisi açıkça reddiye bile kaleme almıştı.
Köprünün altından çok sular aktı. Son 20 yılda İslâmî câmianın Türk İslâm sentezine yakın çizgisi önemli dönüşümler yaşadı. Yerel dili küresel bir dille tebdil ettiler. 30-40 sene önce hayâli bile kurulamayacak küresel açılımlara imza atmayı başardılar. Eleştirel yaklaşanların da görmezden gelemeyeceği hizmetler sundular.
Bu süreç, aslında genç doktora öğrencilerinin himmetini bekleyen çok verimli bir çalışma alanını oluşturmaktadır. Nereden nereye gelindi, hangi güç dengeleri gözetilerek bu açılımlar sağlanabildi hususları objektif bir çalışmayı haketmektedir.
Ben yine kendi gözlemlerime döneyim.
Dün, ümmetçiliği de gölgeleyen yerellik vurgusu, bugün, ulus ötesi söylemlere evrilmiştir. Bu nasıl oldu?
Bunun birçok sebebi olsa da bendenizin gördüğü birkaç önemli etmen şunlardır: Kimi cemaat liderleri Soğuk Savaş sonrası değişen dünya dengelerini hem analitik bir çözümlemeyle hem de hissikablelvuku yetisiyle gördüler.
Değişim trentlerini önceden sezebilen kanaat önderleri, sevenlerini, bu sezgiler doğrultusunda örgütlemeyi bildiler, onlara ara hedefler gösterdiler. Liderin koyduğu ara hedefleri bir bir gerçekleştiren cemaat üyeleri aslında liderin yüreğindeki ana hedefe doğru yol aldılar, bilerek ya da bilmeyerek.
Fethullah Gülen Hoca’ya dair bir anekdot bu süreci anlamak ve anlamlandırmak için gayet ufuk açıcıdır. O dönemde Hoca’nın odasında bir Osmanlı haritası asılıdır. Tam da dünyanın değişim sürecine girdiği, duvarların yıkıldığı bir dönemde, kendi odasındaki Osmanlı haritasını “Ufkumu daraltıyor, kaldırın bunu!” diyerek, onun yerine bir “Dünya haritası”nı asması, daha sonra da “dünyanın uzaydan çekilmiş fotoğrafını” koyması mânidardır.
Hoca, içine girilen yeni süreçte, yerele olan aidiyetini koruyarak ve fakat küresel değişimin farkında olarak bu gidişata mümkün mertebe kendi değerlerinin rengini vurmaya çalışmıştır.
Cemaat yerelden küresele açılınca, gittiği farklı coğrafyalarda Türkiye içinde kullandığı dili kullanamazdı. Okul, üniversite ve ticâret gibi faaliyet alanları yeni muhatap kitlenin hassasiyetlerini gözetmeye, onları kendileriyle buluşturacak kuşatıcı bir değerler sistemine referansta bulunmaya zorlamıştır.
Başka türlüsü olamazdı zaten. Türki Cumhuriyetlere, Kuzey Irak’taki Kürtlere, Pakistan, Malezya ve Endonezya’daki Müslümanlara, Rusya ve Afrika’daki farklı ırklara dünkü yerel söylemlerle gidilemezdi.
Bu açılımlar cemaati pozitif anlamda daha ümmetçi ve daha küresel bir dil geliştirmeye itti. Ancak, küresel güç denklemi içerisinde olmak ABD’nin Irak ve Afganistan’ı işgaline, İsrail’in insan hakları ihlallerine yüksek sesle itiraz etmesini de engelledi. Bu da birçok Müslümanın gücenmesine yol açmıştır.
Hoca’nın açılımları hizmet alanları, hedef kitleleri örtüşen ve bu yüzden de bir rekabet içinde bulunan birçok cemaati de küresel açılımlara itmiştir. Cemaatlerin söylemine hâkim yerel dil küresele açıldıkça değişmeye başlamıştır.

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT