Yenilgiyi siyonist medya da itiraf etti
İşgalci Siyonistler iki gün önce (4 Mart Salı) yine Filistinli bir bebeği şehit ettiler. Aynı gün şehit edilen, İslâmî Cihad Hareketi’nin askerî komutanlarından Yusuf es-Semiri’nin kız kardeşinin bebeği Emire Halid Ebu Asr işgalci askerlerin kafasına kurşun sıkmaları sonucu öldürüldü. Bebek daha yirmi günlük bile olmamıştı. Seken kurşunların isabet etmesi sonucu öldürülmesi de söz konusu değildi. Çünkü yakın mesafeden ve doğrudan hedef alma yoluyla atılan mermiler bebeğin kafasına isabet etmişti. Siyonist vampirler, “büyüdüğünde eline silah alıp bir direnişçi olarak karşılarına çıkacağını” savundukları küçük bebeği daha büyümeden katletmek için özellikle hedef almış ve o küçücük yavrunun kafasına kurşun sıkmışlardı. Onlara “hiç mi vicdanınız sızlamadı?” diye sormanın anlamı yok. Çünkü sızlayacak vicdanları yok.
Fakat bu küçük bebeklerin kafalarına kurşun sıkılması, savunma imkânlarından yoksun insanların topluca katledilmesi için üzerlerine füze atılması, camilerin hedef alınması ve namazdan çıkan insanların topluca katledilmesi gerçekte göğüs göğse çarpışmada acze düşmenin bir göstergesidir. İşgalci Siyonist Lübnan’da da aynı şeyi yapmadı mı? Cephede direnişçiler karşısında acze düşünce, askerleri birbiri ardından ağır darbeler yiyince, ABD’nin ikram ettiği savaş uçaklarına ağır bombalar yükleyerek Güney Beyrut’ta, Bintu Cubeyl’de ve daha başka şehirlerde meskûn bölgelere, kalabalık insan topluluklarının üzerine ateş yağdırmaya başladı. Bu, onların genel bir taktiği ve stratejisidir. Çünkü onlar insan düşmanı, insanlık düşmanıdırlar. Ama ne kadar güçlü silahlara sahip olsalar da kararlı direniş karşısında birkaç yara aldıkları zaman hemen korku ve telaşa kapılırlar, dolayısıyla askerlerinde bir moral çöküş ve çözülme başlar.
"Onlar sizinle toplu halde ancak müstahkem şehirlerde veya surların arkasından çarpışabilirler. Kendi aralarındaki çekişmeleri ise pek şiddetlidir. Sen onları toplu halde sanırsın, oysa kalpleri dağınıktır. Bu onların akıl etmeyen bir topluluk olmalarından dolayıdır." (Haşr, 59/14) Allah her zaman doğruyu söyler. Yüce Allah’ın bu âyetinde vurguladığı gerçek de değişik vesilelerle karşımıza çıkıyor. Yeter ki biz bu gerçeği anlamayı ve güçlü bir imanla hareket etmeyi başarabilelim.
İşgalci Siyonist devletin bütün gücü, uluslar arası emperyalizmin kendisine ikram ettiği modern silahlardan, bombalardan, füzelerden, uçaklardan kaynaklanıyor. Onları da cephede göğüs göğse çarpışmada kullanmaktan aciz kaldığı için savunmasız kalabalıkların üzerine atıyor. Üzerine silah çevrildiğini görüp de kaçma imkânı olmayan bebeğin kafasına kurşun sıkıyor. Tahrip gücü yüksek silahlara ve bombalara sahip olduktan sonra ve onları savunmasız kalabalıklara karşı kullanınca çok sayıda insanın katledilmesi mümkündür. Ama şu bir gerçek ki Siyonist saldırgan güçler gerçekleştirdikleri son operasyonlarında yine karşılarına bir kararlı direnişin çıkması sebebiyle hedeflediklerine ulaşamamış, beklediklerinden daha büyük kayıp vermeleri sebebiyle askerî yönden başarısız kalmış, yenilgiye uğratılmışlardır.
İşgal ordusunun yenilgisini Siyonist medya da itiraf etti. Siyonist medyada gelinen durumu tahlil eden ve bu yenilgiyi itiraf eden birçok yorum yayınlandı. Ama ilginçtir ki Siyonistten çok Siyonistçi kesilen, onların bebek cinayetlerini örtbas edebilmek için Filistin halkının meşru ve haklı savunmasını karalamaya çalışan medya bu yenilgiyi itiraf etmekte zorlanıyor. Kim bilir belki de işgalcinin, haklı ve meşru direniş karşısındaki acziyetini ve yenilgiye uğratılmasını itiraf etmek zorlarına gidiyordur! Zaten Filistin halkının bu vahşet karşısındaki meşru direnişini karalamak için çirkin bir üslûp ve iğrenç ağız kullanan bu medya Siyonist katillerin kundaktaki bebekleri katletmesini gözden uzak tutmaya çalışmıyor mu?
Siyonist vampirin Gazze’ye yönelik son operasyonuyla ilgili değerlendirmelerimize müteakip yazımızda da devam edeceğiz inşallah.
Not: Yarın inşallah Cuma namazından sonra Beyazıt Meydanı’nda işgalci Siyonistlerin vahşi saldırılarını, bebek cinayetlerini ve çağın müstekbir güçlerinin bu vahşete destek vermesini protesto amacıyla bir gösteri düzenlenecek. Gazze şehitleri için gıyabi cenaze namazının da kılınacağı bu gösteriye İstanbul ve çevresindeki okuyucularımızın mutlaka katılmasını bekliyoruz. Değişik İslâm ülkelerinde Siyonist vahşete karşı büyük çaplı gösteriler düzenlenirken Türkiye’de bu konuda geç kalındı. Artık bu sessizliğin bozulması gerekir.
YAZIYA YORUM KAT