1. YAZARLAR

  2. CENGİZ DUMAN

  3. Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Çevreci Teknolojiler
CENGİZ DUMAN

CENGİZ DUMAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Çevreci Teknolojiler

18 Mart 2009 Çarşamba 18:54A+A-

Elektrik enerjisi üretiminde yararlanılan, fosil yakıtlı güç santrallerinin elektrik üretiminde hem yetersiz hem de çevreye ve küresel ısınmaya yaptığı negatif etkilerden dolayı üzerinde yoğunlaşılan, Nükleer güç santrallerin de insan ve çevreye ve aynı zamanda ekonomiye verdiği zararların anlaşılması ile birlikte alternatif enerjiler üzerinde arayışlar daha da yoğunlaşmıştır.

Devletlerin artan enerji açıklarını kapatmak için yaptığı enerji yatırımlarında, aynı zamanda aleyhinde oluşan, hammadde konusundaki dışa bağlamlılığının da alternatif enerji arayışlarının yoğunlaşmasında çok büyük katkısı vardır.

Türkiye’deki sıvı yakıtlar yanında, doğalgazla çalışan enerji santrallerinin getirdiği dışa bağımlılık, yarınlarda kurulacak nükleer santrallerin yakıtı olan uranyum hammaddesi için de geçerli olacaktır.

Enerji konusunda dışa bağımlılık, stratejik olarak ülkeleri kıskaç içine sokmakta, ekonomik ve dış politik saha da hareket serbestiyesini engellemektedir. Kara kışın ortasında doğalgazın akışının engellenmesini düşünün; hem ekonomik hem politik olarak hükümetleri zora sokacaktır/sokmaktadır. Nitekim yakın dönemde defalarca Türkiye ve Ukrayna’nın bu türden sıkıntılar yaşadığına şahit olduk.

Bu yüzden Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının önlenmesi veya azaltılması, enerji yatırımlarının çeşitlendirilmesi ve ülkenin sahip olduğu kaynakların reel kullanımı açısından “alternatif enerji”ler arayışı çok önemli gözükmektedir.

Aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynakları adı da verilen bu alternatif enerji kaynaklarının süresiz kullanımı, ekonomik bakımdan da üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konudur. En basitinden rüzgâr ve güneş ışınları sonsuza kadar kullanılabilecek, yenilenebilir enerji kaynağıdır. Bu kaynakları rasyonel olarak değerlendirebilmek stratejik olarak da ülke yönetimi ve kalkınmasında büyük yararlar sağlayacaktır.

Yenilenebilir enerji kaynakları, sürekli devam eden ve doğada kendiliğinden var olan enerjilerdir. Bu yenilenebilir enerji kaynakları; güneş ışığı, rüzgâr, debisi yüksek akarsular ve jeotermal olarak kabaca sıralanabilir.

Yenilenebilir enerjilerin tarifi kabaca; yenilenebilir enerji kaynağının, tüketilen enerji miktarından çok olması ve bu kaynağın kendini devamlı yenileyebilmesi olarak yapılabilir.

Güneş ve rüzgâr buna en basit örnek olacak yenilenebilir enerji kaynağıdır. Bu enerjiler insanlar tarafından ne ölçüde kullanılırsa kullanılsın tükenmeyecekleri nazara dikkate alındığında büyüklükleri ve önemleri ortaya çıkmış olur.

Elektrik enerjisi üretiminde şu anda santrallerde hammadde olarak kullanılan kömür, sıvı yakıt; daha doğru deyimle her an tükenmekte olan sınırlı miktardaki fosil yakıtlarla, yenilenebilir enerji kaynakları kıyaslandığında, aradaki fark adeta dağ ile uçurum arasındaki zaviye farkı gibidir.

Üstelik yenilenebilir enerji kaynaklarının bazıları için; yıllar süren ve dev maliyetler isteyen santraller kurmak gerekmemektedir. Direk kullanılabilen bu kaynaklar az maliyetlerle büyük getiriler sağlayabilmektedirler.

Güneş ışığını enerjiye çeviren pilli sistemler, jeotermal ısıtma, rüzgâr değirmenleri, akarsular üzerine kurulan elektrik üretim değirmenleri gibi türlü çeşitler; direk olarak enerji sağlayan enerji kaynaklarıdır.

Kuruldukları çevreye ve küresel ısınmaya negatif etkileri olmayan bu enerjiler; ülke kaynaklarının rasyonel kullanımı, stratejik ve jeostratejik açıdan ülkelere sağladığı imkânlardan dolayı çok önemli enerji kaynaklarıdırlar.

Türkiye’de 2005 yılında yürürlüğe sokulan "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımı Hakkında Kanun" ile hükümetçe dikkate alınmaya başlanan yenilenebilir enerji kaynakları yatırımları, henüz Türkiye için emekleme çağındadır.

Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında, İki bin’li yıllarda başlayan özel sektör yatırımlarının önü henüz tam olarak açılmamıştır. Ege kıyılarında yapımına başlanan rüzgâr enerjisi ile üretim yapan santrallerin, tüm ülke sathında yaygınlaştırılması gerekmektedir. Türkiye topografyasının rüzgâr enerjisi potansiyeli açısından, çok elverişli olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Bu yüzden mahallî enerji üretimlerinde yararlı olabilecek, rüzgâr santralleri yatırımlarının önündeki engeller kaldırılarak bu sektörün süratle gelişmesi sağlanmalıdır.

Güneşten istifade oranı çok yüksek olan ülkemizde, güneş enerjisinden yararlanmak için; gerek bireysel yatırımları gerekse daha büyük enerji yatırımlarını teşvik etmek amacıyla, hükümetlerce krediler ile destekler sağlanmalıdır.

Çevreye en büyük darbe olan nükleer santrallerin alternatifi olarak çevreci insanlar ve kuruluşların üzerinde en çok durduğu yenilenebilir enerji kaynakları hakkında yapılan eleştiriler, nükleer karşıtlığı kampanyaları bastırmak amacıyla, büyük enerji yatırımları yapan finansman kuruluşları tarafından manipüle edilen iddialar olmaktan öteye gidememektedir.

Küresel ısınma ve nükleer enerji felaketleri karşısında, Tüm dünya nesillerinin geleceği açısından üzerinde hassasiyetle durmamız gereken; yenilenebilir enerji kaynakları, yirmi birinci yüzyılın olmazsa olmaz enerji kaynakları arasında, yarınlarda da karşımıza ısrarla çıkacak alternatifler olacaktır.

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum