1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Yeni ‘normal’in köleleri
Yeni ‘normal’in köleleri

Yeni ‘normal’in köleleri

Gökhan Özcan, günümüzde “normal” olarak kabul edilen değerlerin, bireysel hakikatten çok, güç odaklarının yönlendirdiği algılarla şekillendiğini ve bu sahte normallerin, toplumu sorgulamaktan uzaklaştırarak zihinleri sessizce kuşatıyor.

17 Nisan 2025 Perşembe 14:30A+A-

Yeni Şafak/Gökhan Özcan

Yeni ‘normal’in köleleri


“Normal dediğimiz şey baskılamanın, inkârın, bölünmenin, yansıtmanın, içe atmanın ve yaşantı üzerindeki diğer tahripkâr eylemlerin bir ürünüdür. Varlığın yapısına toptan yabancılaşmadır” diyor ‘Yaşantının Politikası’ isimli meşhur kitabında Ronald D. Laing. Oysa bizler hepsi birer ön kabulden ibaret olan birtakım normaller üzerinden şekillendiriyoruz hayatlarımızı. Normal olmayan şeyleri de yine bu normal kabulleri üzerinden teşhis ediyor, yargılıyor ve devre dışı bırakıyoruz.

Toplumsal hayatın akışı içinde yaygın biçimde normal kabul edilen şeylere karşı içinizde sesini susturamadığınız şüpheleriniz varsa ve bunlar her geçen gün daha fazla artıyorsa önünüzde iki seçenek var demektir: Ya bütün bu şüpheleri kendinize saklayacak, herkesin içinde yüksek sesle ifade etmeyeceksiniz ya da ‘anormal’ damgası yemeyi göze alacaksınız. Çünkü hiç kimse artık ‘normal’i tartışmaya açmaya istekli değil! Normal kabul edilen hemen her şey kalabalıklar nezdinde giderek bir inanca dönüşüyor ve insanlar dogmatik biçimde sahipleniyor onları. Aksi sancılı bir sorgulamayı gerektiriyor çünkü; vazgeçmenizi, değişmenizi, geldiğiniz bu yerden gelmeden önceki halinize dönebilmenizi, kafanızın konforunu bozmanızı gerektiriyor. Kendinizi, hayatınızı, kabullerinizi, duygularınızı, alışkanlıklarınızı ciddi biçimde sorgulamanızı, doğruyu yeni baştan aramaya başlamanızı gerektiriyor. Kafalarını konforlu tutmak isteyen insanlar için şüphe yok ki son derece keyif kaçırıcı, hatta rahatsız edici bir şey bu!

Oysa biraz düşününce rahatlıkla görebileceğimiz bir gerçek var: Bugünün dünyasında ‘normal’in standartlarını sizin benim gibi sıradan insanlar belirlemiyor. Yeni ‘normal’in kurucu güçleri, sahipleri var. Bir şeylerin kalabalıklarca normal kabul edilmesi isteniyor, bunun için masum görünümlü algılar oluşturuluyor ve çeşitli araçlar aracılığıyla bu hazır algılar açıktan ya da alttan alta toplumsal hayatın mecralarına yoğun biçimde salınıyor ve yavaş yavaş bütün zihinlere sızarak onları ele geçiriyor. Yeni oyun kurucular kendi kurgusal normallerini hepimizin zihinlerine tartışılmaz bir kabul olarak kodluyor, giydiriyorlar. Mesela, bir önceki sene herkesi bol paça pantolonun güzel olduğuna inandıran moda ‘tanrı’larının, bir sonraki sene dar paçaya aynı payeyi tartışılmaz biçimde yükleyebilmeleri için zihinlerin ele geçirilmiş olması dışında bir açıklama bulmak mümkün olabilir mi? Ya da mesela, yıllar yıllar boyunca sabahları çay eşliğinde kahvaltı eden insanların, neredeyse bir anda filtre kahvelerini içmeden güne ayık başlayamaz hale gelmelerinin, birtakım kahve markalarının Türkiye pazarına girmelerinden sonra ortaya çıkmasında bir acayiplik olmadığı söylenebilir mi?

Bunlar basit örnekler, sırf bu yüzden seçtim onları zaten. Bir şeyi normalleştirme ve öteki her şeyi anormalleştirme illüzyonlarının toplumsal meselelerin algılanması noktasındaki tahribatını yazmaya ne elim gitti ne yerim var! Onun yerine, Laing’in aynı kitabından aydınlatıcı birkaç cümle daha alalım buraya: “Düşünme kapasitemiz, kendi çıkarımıza ve sağduyuya uygun olduğunu varsaydığımız o tehlikeli aldanışa hizmet etmedikçe, acınacak derecede kısıtlıdır: Görme, duyma, dokunma, tatma ve koklama kapasitemiz bile kandırmacanın tülleri ardında öyle bir gizlenmiştir ki, dünyayı yeniden masumiyet, hakikat ve aşkla yaşantılamaya başlayabilmek için her kişinin yoğun bir şekilde bildiklerini unutma eğitiminden geçmesi gerekir.”

Hayatımıza sonradan ve sorgusuz sualsiz kabul ettiğimiz yeniliklerin hepimizi zihinsel olarak dönüştürdüğünü, anlama ve hissetme biçimlerimizi değiştirdiğini, yine hepimizi daha önceki yaşantımızda gittiğimiz yönden daha başka yönlere sevk ettiğini aramızda hiç tartışmadık neredeyse! Bunların ‘normal’ olduğunu söyleyenlere inanmayı tercih ettik daha ziyade. Oysa çağlar boyunca ‘normal’den farklı bir şey anlamıştık biz ve bu anlayışımız hayatımızın ana kaidesi bakımından çok fazla değişkenlik göstermemişti. Şimdi peşine takıldığımız ‘normal’ler ise, birilerinin güç ve menfaat hesapları, piyasa ve strateji icapları sebebiyle neredeyse gün aşırı değişiyor. Ve bizler, bu gelgit içinde olduğumuzdan başka bir şeye dönüştürülürken ses dahi çıkaracak bilinçte değiliz buna artık. Yeni normallerin kölesiyiz artık hepimiz, bize ne taraf gösterilirse cümbür cemaat o tarafa doğru koşuyoruz. Anormal durumuna düşmemek için sımsıkı sarıldığımız yeni normalimiz bu artık bizim!

HABERE YORUM KAT

1 Yorum
  • nazmi uçkan / 17 Nisan 2025 21:20

    kültürümüze enson dahil olan ''NORMAL'' laiklik................bu öyle bir NORMAL'ki,islam bile bu normal üzerinden okunuyor ve toplum tarafından normal kabul ediliyor.ve sahih müslümanlar bu normalin anormali konumuna geldi..................bu normalin oluşmasına hepimiz katkı verdik.bazen konjotör dedik,bazen daha kötüsünden iyi dedik,bazen emir-kulu olup islama hizmet edeceğiz dedik ve kendimizi kandırmayı başardık.hepimizin eli kirli.............ve ALLAH bizleri,islam düşmanı olan müesses nizamdan GAZZEYE yardım beklentisine sokarak rezil etti.vesselam.

    Yanıtla (0) (0)