1. YAZARLAR

  2. Ahmet Altan

  3. Yeni gelişme
Ahmet Altan

Ahmet Altan

Yazarın Tüm Yazıları >

Yeni gelişme

18 Kasım 2010 Perşembe 18:15A+A-

Önceki gün BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Milliyet’ten Aslı Aydıntaşbaş’a Fransa’daki sosyalist enternasyonal toplantısında, “keşke önümüzdeki seçim için CHP, ÖDP, BDP, EMEP’ten oluşan bir sol demokrasi cephesi olsa, Ak Parti’ye karşı ciddi bir sol blok oluşabilir” dedi.

Dün de BDP heyeti bayramlaşmak için CHP’yi ziyaret etti.

Ziyaret sırasında “seçim işbirliği” konusu gündeme geldi.

CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum siyasi bombayı patlatıp, “ülkedeki eşitsizlikleri giderecek bütün parti ve görüşlerle işbirliği yaparız” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Paris’te Yılmaz Güney’le Ahmet Kaya’nın mezarlarını ziyaret ettiği gün partinin genel sekreterinin BDP ile seçimlerde işbirliği yapılmasına “yeşil ışık” yakması, seçimlere kadar Türkiye’nin yeni aşamalardan geçeceğini ve epeyce sürpriz yaşayacağımızı gösteriyor.

Yarın CHP fikrini değiştirebilir.

Ama fikir değiştirseler de, vazgeçseler de, “öyle demediydik, böyle dediydik” falan deseler de belli ki CHP seçimlerde bu işbirliğini düşünüyor.

CHP-BDP işbirliği Türkiye’de siyaseti ciddi biçimde etkiler.

Oy haritasının renkleri değişir.

Yüzde on barajı gibi insafsız bir “engelle” karşı karşıya bulunan BDP’li milletvekili adayları “bağımsız” aday olmaz CHP’den aday olur.

Böyle bir gelişme bir anda CHP’yi Güneydoğu’nun en önemli partilerinden biri yapar, bütün BDP oyları CHP’ye gider.

Buna karşılık, Kürt ve muhafazakâr karşıtlığı konusunda epeyce bilenmiş olan CHP tabanı şizofrenik bir sarsıntı yaşar.

BDP konvoyunu taşlayan İzmirli kız CHP’ye oy veremez kolay kolay.

CHP’nin “kalesi” gibi gözüken sahillerin MHP’ye kayması hiç şaşırtıcı olmaz.

Ama CHP-BDP işbirliği siyasi haritadan ziyade asıl zihinsel haritayı değiştirir ülkede.

Bu işbirliğini gerçekleştirebilmek için CHP de BDP de hem görüşlerini, hem söylemlerini değiştirmek zorunda kalırlar.

BDP, Kürt kimliğine vurgu yaparken CHP’nin Batı’da büyük kayıplara uğramaması için Kandil’i ve İmralı’yı çok ön plana çıkartamaz.

CHP ise Kürtlerin hakları konusunda çok daha demokratik bir söylem tutturmaya mecbur olur.

Geçenlerde CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın desteklediği “Kürtçe savunma” hakkını parti de savunur, anadilde eğitime karşı çıkmaz, yeni ve eşitlikçi bir anayasayı sahiplenir.

Partinin tabanı ve teşkilatı bu değişimi kabullenebilir mi bilmiyorum ama “kazanma ihtimali” onların bunları kabullenmesini sağlayabilir.

Asıl AKP zorlanır.

Güneydoğu’da, PKK’nın sertliğinden ve Apo’nun “benden başkası konuşmayacak” diye Osman Baydemir’i tehditkâr biçimde korkutmasından hoşlanmayan ama Kürt kimliğine, anadilde eğitim hakkına sahip çıkan kalabalık bir Kürt seçmen var.

Bu seçmen PKK tarafından yönetilmek istemiyor ama AKP’yi de fazla kararsız ve kaygan buluyor.

AKP’nin Güneydoğu’dan aldığı oyların önemli bir kısmı bu Kürtlere ait.

Bu kitleyi elde tutmak ister AKP.

Seçim barajından dolayı parti olarak seçimlere katılamayan BDP’yle boğuşmak nispeten daha kolay ama “demokratlaşmış”, Kürt haklarında önemli adımlar atmış, BDP’yle işbirliğine gitmiş bir CHP’yle boğuşmak o kadar kolay değil.

AKP, Güneydoğu’yu kaybetmeyi göze alamaz.

Güneydoğu’da CHP’yle yarışırken Kürt haklarına fazla abanıp Orta Anadolu’yu ve sahillerdeki destekçilerini de kaybetmeyi göze alamaz.

Onu bu sıkışıklıktan kurtarabilecek tek bir yöntem var.

Kürtlerin haklarını, muhafazakârların haklarını, Alevilerin haklarını, kısacası bu ülkede mağdur edilmiş bütün kitlelerin haklarını “birarada” birbirinden ayırmadan savunmak.

“Hakkını isteyen her kesimin, diğerlerinin de hakkını teslim edeceği” büyük bir demokrasi paketi ortaya koymak.

O zaman sahillerde bile güçlenebilir.

AKP bunu yaparsa, CHP-BDP de aynı çapta bir demokratikleşmeyle bu hamleyi karşılamaya mecbur kalır.

Ve, yarış demokrasi kulvarında hızlanır.

Çok da iyi olur.

TARAF

YAZIYA YORUM KAT