Kemal Öztürk’ün “Yeni belediye başkanlarına öneriler” başlıklı yazısında (05 Nisan 2019) sıraladığı önerilerden 14’ü şöyle:

1. Bu hayırlı olsun ziyaretlerinin ardı arkası kesilmez. Onlar için belirli saatler ayırın. Mesela her gün sadece 15.00-19.00 arası ziyaretleri kabul edin.

Sabah saatleri insanın en verimli saatleridir. O saatleri belediye çalışmalarına ayırın. Lakin herkesle görüşün, her telefona, maile, sms ve whatsapp mesajına cevap verin. Bir kısmını asistanlarınıza yaptırmanız caizdir merak etmeyin.

2. Bürokratlardan belediyeyi tanımak için brifingler almaya başlamışsınızdır. Uzun uzun, saatlerce süren sunumları hemen durdurun. En önemli birimin sunumu bile 15 dakikayı geçmemeli. Her sunumun sonunda, “gelecek için projeniz nedir?” diye sorun. “Yok” diyenlerin size bir katkısı olmaz unutmayın.

3. Daha ilk günden yüzlerce insanın iş başvurusuyla karşılaşacaksınız. Doğal olarak hepsinin gönlünü yapmak isteyeceksiniz. İşte o zaman kurumu perişan edersiniz. Liyakat ve ehliyete göre hazırlanmış bir norm kadro stratejisi belirleyin, bunu meclisten geçirin ve herkese buna uymak zoruna olduğunuzu söyleyin. Çok laf yersiniz ama kurumu kurtarırsınız.

4. Şehrinizi geliştirmek istiyorsanız vizyoner, nitelikli ve üretken insanları ekibinize katın. Boşuna size bırakılan özgeçmişlerin içine bakmayın. Orda bulamazsınız. Siz arayıp bulacaksınız o insanları.

5. Belediyeyi tanıdıktan sonra hemen yeni projelere koyulacaksınız sanırım. Sakın ola ki, kaldırım taşlarını değiştirerek, parkların çiçeklerini yenileyerek işe başlamayın. Millet usanmış durumda.

6. Şehrin tamamını göz önüne alarak ve geleceğini düşünerek bir mastır plan hazırlayın. Size şimdi yüzlerce proje teklifi gelecektir. Bu projeleri mastır planınıza uyarsa yapın, yoksa reddedin. Aksi takdirde bir mahalleye üç AVM, iki kültür merkezi bir de taş kırma ocağı yaptırırlar size, farkında olmazsınız.

7. Başkanım, herkes size oy verdiğini, herkes sizin için çok çalıştığını ve sizi canı gönülden sevdiğini söyleyecektir. Günahlarına girmeyeyim, belki doğrudur. Ancak size ilanı aşk eden biri hemen ardından bir büfe, otopark ya da benzin istasyonu ruhsatı istiyorsa bilin ki aşkı yalandır.

8. Şunu asla unutmayın. O koltuk, o makam size ait değildir. Bir gün oradan kalkacaksınız ve bir gün eski dostlarınızın arasına geri döneceksiniz. İşte bunu bilerek insanlara davranın. Oradan bir gün kalkacağınızı size hatırlatacak bir işaret koyun odanıza. Mesela rutubetli öğrenci evindeki eşofmanlı bir fotonuz olabilir!

9. Aklınızdan çıkarmayın, her şey ilk taviz vermenizle başlayacak. İmar planında değişiklik, ihalede kıyak, torpil, rüşvet, ballı baklavalı tatil, pahalı hediyeler… hepsi ilk tavizi vermenizi bekler. Verdiğiniz anda asla kurtulamayacağınız bir girdabın içine sürüklenirsiniz. Bir kereden bir şey olmaz sakın demeyin. Sigaraya öyle başlanıyor, sonra bırakılamıyor.

10. Başkanım, her şehrin fakiri, delisi, bilgesi, yaşlısı, çocuğu, soytarısı, şakacısı, esnafı, tüccarı, yolcusu, öğrencisi vardır. Onları düzenli olarak ziyaret edin. Hepsinden öğreneceğiniz bir şey vardır.

11. Çok çalışmak, verimli çalışmak demek değildir. Diğer başkan arkadaşlarınız, ‘gece yarılarına kadar çalıştık’ diye tivit attığında sakın, ‘ben de sabah namazını kıldım, belediyeden öyle çıktım’ diye karşı tivit atmayın. Unutmayın aslında verimli çalışmak, her şeyi zamanında yapmaktır.

12. Kendinize, ailenize, çocuklarınıza, sevdiklerinize ve dostlarınıza vakit ayırın. Eski arkadaşlarınızı sakın unutmayın. Onlarla birlikte olduğunuzda hem deşarj olursunuz, hem de enerji toplarsınız.

13. Allahınızı severseniz her dakikanızı Twitter’dan İnstagramdan, Facebook’tan millete anlatmayın. Hele hele ‘simitçi kardeşimizden iki simit aldım, hemşehrilerimizle kahvaltı yapıyoruz’ numarasını hiç yapmayın. Çok yapıldı faydası olmuyor.

14. Başkanım size gelecek seçimleri kazandıracak sihirli formülü de yazıp bitiriyorum. Dürüst olun, proje üretin, haram mal yemeyin.