HAKSÖZ HABER

Zaman gazetesi ile aynı gün benzer bir manşetle çıkan Yeni Asya gazetesi, "Temkinlilik mi Tarafgirlik mi?" sorusunu sordurttu.

Yeni Asya'nın haber-yorumun içeriğinde hatırlattığı hususa elbette bir itiraz söz konusu olamaz. O da "Çete, örgüt" ile "Cemaat ve tabanını" birleştirildiği zannı oluşturan ifadeler. Bu tür ifadeler ve cadı avını salık veren anlayışlar elbette adaletsizdir ve bunlardan uzak durmak gerekir. Ancak herkes hemfikir ki, basında bu türden yaklaşımlar zaten yok denecek düzeyde az. Öte yandan her geçen gün "Çete" denen ""İnlerine girileceği" ifade edilen yapı ile ilgili yeni bilgiler; yapının yaygınlığı, etkinliliği, faaliyetleri ile ilgili yepyeni argümanlar, kendilerinin de inkâr edemediği şekil ve minvalde medyada yer almakta. Ancak Zaman gazetesi'nin "28 Şubat'tan Beter" manşetiyle paralellik arzeden "Manşetlerin Çivisi Çıktı"; "farklı ve tersinden bir 28 Şubat iklimi oluşturuluyor" yorumuna katılmak mümkün değil. Hele ki bizatihi 28 Şubat benzeri küresel bir operasyonun düğmesine basılıp medya, yargı ve emniyet üzerinden hadsiz hukuksuz bir siyasal sürecin işletildiği zannı galibinin güçlü deliller eşliğinde savunulmaya başlandığı bugünlerde. Eğer bugün hükümetin güçlü gibi görünmesi, karşı tarafa haksızlık edilmesi endişesini haklı çıkarmaya yetiyorsa, bu ölçünün sağlıklı olmadığı bilinmelidir. Üstelik kimin ne kadar güçlü olduğunun hala tartışıldığı ve "sulh"un bile konuşulmaya cesaret edilemediği, açıktan bir savaş görüntüsünün alenileştiği bu süreçte. "Önce kim başlattı?" şeklindeki çocuksu bir soru soracak değiliz; ancak görmeyen gözler, anlamayan zihinlere bazen çocuksu sorularla seslenmek elzem olmakta. Soru o değil ama şu:

"Başlatan adil ve vicdanların asla karşı koymadığı bir hücuma mı girişti; yoksa girdiği küresel ilişkilerin kendisini sürüklediği geri dönülmez bir intiharın eşiğine mi gelip dayandı?"

Bize, hepimize, bu ülke halklarına 28 Şubat hissiyatlarını yeniden yaşatanlar utansın!