Yemişim Büyük Ortadoğu Projesi'ni!
Irak'ta millet benim için yanıp tutuşuyor; siz işgali gerçekleştirin, gerisini ben hallederim” diyerek ABD yönetimini kafalayan bir uyanık vardı ya…
Ürdün bankacılarından sonra CIA, Pentagon ve Beyaz Saray'ı da tufaya getiren büyük üçkâğıtçı…
Adı neydi onun?
Ha evet, Ahmed Çelebi.
Güya Amerikan ordusunun 'kurtardığı' Irak'ta halkın omuzları üzerinde devlet başkanlığına yükselip Amerikan menfaatlerine hizmet edecekti bu adam.
Ne oldu?
Hiçbir şey.
Irak'ta Ahmed Çelebi'nin esamesinin bile okunmadığı kısa sürede anlaşıldı.
Üstelik, İran'a karşı kullanılmaya pek elverişli olduğu var sayılan Ahmed Çelebi, İran'la iş tutmaya başladı.
Beyaz Saray'ın umutlarını Ahmet Çelebi'ye bağlayan binlerce sayfalık CIA ve Pentagon raporları çöp kutusunu boyladı.
O raporlar ki bazı ahmaklara göre 'Kadir-i Mutlak' bir iradeyi yansıtıyordu, sonsuz kere haşa!
***
“Saddam Hüseyin'in zulmünden gına getiren Şiiler işgal ordularını çiçeklerle karşılayacak” hesabı da tutmadı.
Bilakis, Şii lider Mukteda es-Sadr'a bağlı Mehdi Tugayları, işgalcileri makineli tüfek, mitralyöz ve dahî tanksavarlar ateşiyle karşıladı.
Sünni nüfusun yoğun olduğu bölgeler zaten mayın tarlası gibiydi.
İşgalciler patır patır dökülmeye başladılar.
“Saddam yakalanınca direniş biter” dediler, ama Saddam yakalanınca direniş ayyuka çıktı.
O hesap da tutmadı.
***
Gelelim Irak'ı parçalama hesabına…
Güney Irak'ta kurulacak Şii devletinin İran'la safları sıklaştıracağı aşikar olduğu halde, Irak'ı Güney, Orta ve Kuzey olmak üzere üç parçaya bölmenin Amerikan çıkarlarına en uygun formül olacağı düşünülüyordu.
Apaçık bir salaklık sözkonusuydu, fakat ABD'nin hesaplarına, planlarına, projelerine kusursuzluk atfeden bazı arkadaşlarımız (İslamcı arkadaşlarımız bile) “ABD ne yaptığını biliyor; İran'ı güçlendirerek Sünnilerin önünü kesmeye çalışıyor” filan dediler…
Sonra?
Sonra Amerikalılar Irak'ı bölme planından vazgeçtiler.
Yaptıkları hesap her ne idiyse, o hesabın da tutmayacağı kanaatine vardılar.
Şimdi “Irak'ın bölünmez bütünlüğü”nden dem vurarak, Barzani'yi Bağdat'la iyi geçinmeye çağırıyorlar.
Ama göreceksiniz, bu siyasetleri de kâr etmeyecek.
Evdeki hesaplarının hiçbirisi Müslüman çarşısına uymayacak.
Bütün hesapları, bütün çırpınışları bize yarayacak.
Bizim için hava hoş.
Irak ister bölünsün ister bölünmesin; her iki durumdan da son tahlilde biz istifade ederiz inşallah (Bölünmeden nasıl istifade edebileceğimize “Sezai Karakoç'la ufuk turu” ve “Bu da benim GOP'um” başlıklı yazılarımda değinmiştim.)
“İç savaş” / “Mezhepler savaşı” tezgâhı da onların aleyhine / bizim lehimize dönecektir.
Nasıl mı?
Onu yarın konuşalım.
***
Hülasa:
ABD ne yaptığını bilmiyor.
Her hafta plan-proje değiştiriyor ve mütemadiyen çuvallıyor.
Bizim darmadağınık halimize rağmen çuvallıyor.
Büyük / Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nin karşısına kendi projemizi çıkaramadığımız halde çuvallıyor.
Meydanı boş bulduğu halde çuvallıyor.
Çok değil birazcık derlenip toparlansak canına okuyacağız!
Irak'ın işgalinin 5. yıldönümü münasebetiyle yapılan değerlendirmelerde altı çizilmesi gereken 1 numaralı husus budur efendim.
Yeni Şafak gazetesi
YAZIYA YORUM KAT