“Yargıya baskı var” diyen hokkabazlar!
Bir savcı ile bir hakim hakkında, görevleri gereği verdikleri karar ve işlemlerle hiç ilgisi olmayan konulardaki suç niteliğindeki eylemleri sebebi ile soruşturma açıldı ya! Bunlar için ceza talebinde bulunuldu ya!
Medyadaki hokkabazlar, hemen ayağa kalktılar..
“Yargıya baskı var!”
Haydi oradan ikiyüzlüler!
Siz yargıya, gerçekten baskı olduğunda ortaya çıksaydınız ya!
Göreve gelmediği için, hasta raporu alıp tatile çıktığı için suçlanan hakime değil, “Türban bir insan hakkıdır” diye karar verdiği için o ilden bu ile sürülen İdare Mahkemesi hakimi için ayağa kalksaydınız ya!
“Türban insan hakkıdır..” diyen hakim, bir karar vermişti. O kararı, üst mahkeme inceler, yanlış buluyorsa, bozar.
Hukukta işleyiş böyledir.
Ama bir hakime, verdiği kararı beğenmeyip, tam da o kararı gerekçe göstererek ceza vermek de ne oluyor?..
Ne oluyorsa oluyor, yaptılar işte..
Edirne’deki İdare Mahkemesi hakimlerini, “Türban, kanunlarda yasaklanmamıştır” diye karar verdiği için sürdüler..
Samsun’daki İdare Mahkemesi üyelerini, sırf eşleri başörtülü diye, oraya buraya gönderdiler.
Evet, yanlış okumadınız, hakimlerin eşlerinin kıyafeti, ceza gerekçesi oldu bu ülkede..
Medyadaki hokkabazların hiçbirisi “Ayıptır. Hakimler, eşlerinin kıyafetine mi karışacak. Kendi kıyafetinde bir ihlâl varsa, soruşturun.. Eşinden dolayı niye soruşturmaya tabi tutuyorsunuz” demedi!
Dememeyi bir kenara bırakın, içlerindeki bazı ahlâksızlar, o hakimleri hedef gösterdi: “Şu hakimin eşi başörtülü. Bu hakim ‘türban bir insan hakkıdır’ dedi. Bu hakimler niye görevde tutuluyor” diye yazı yazdılar!
Bugünlerde Osman Kaçmaz’a destek yazısı kaleme alan hokkabazlardan birisi, tam da 28 Şubat sürecinde, hakimlik sınavına giren bir bayan adayın, özel hayatında başörtü taktığını ileri sürüp, “O bayan hakim, kasten atandı. Şeriat devletine gidiyoruz” diye niyet okuyucu yazılar yazdılar.. Oysa o bayan hakim, imtihanlarda en yüksek puanı almıştı. Özel hayatında başörtülü olduğu için değil, en yüksek puanları aldığı için atanmıştı.. Ama ahlâksızlar, özel hayattaki başörtüsünden bile, hakimleri hedef tahtasına oturttular..
Sonra geldik Ferhat Sarıkaya olayına..
Sarıkaya ne yapmıştı?
Bir iddianame hazırlamıştı..
Beğenmezseniz, mahkeme iddianameyi kabul etmez, iade eder..
Veya yargılamayı yaparsınız, sanıkları beraat ettirirsiniz.
Ama iddianame hazırladığı için, bir savcı hakkında ihraç cezası vermek de ne demek?!
Bu skandal örneği de yaşadı Türkiye..
Sarıkaya’ya; görevden kaytardığı için değil.
Bir başka ilde keyif çatarken, görevde imiş gibi sahte imza attığı için değil..
Görevini yaptığı ve iddianame hazırladığı için ihraç cezası verildi..
Ve bu cezaya; Türkiye’deki kartel medyasının anlı şanlı yazarları, ayakta alkış tuttular!
Ama şimdi, hepsi ayağa kalkmış, “yargıya baskı” edebiyatı yapıyorlar!
Haydi oradan şarlatanlar.. İkiyüzlü hokkabazlar!
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT