HAKSÖZ-HABER

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun namus gerekçesiyle işlenen cinayetlerde faillere ceza indirimi yapılmasının önünü açan bir karar vermesi, bu tür cinayetlerin tümünü töre saikiyle işlenmiş kabul edip sanıklara en üst ceza verilmesini savunan çevrelerin yoğun eleştirilerine konu oluyor.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir dosyayla ilgili olarak namus saikiyle işlenmiş bir cinayet davasında sanığın tahrik indiriminden yararlanması gerektiğine hükmetti.

Bilindiği üzere, belli çevrelerin yürüttüğü kampanyalar neticesinde 2005 yılında yasa değişikliğine gidilerek daha önce tahrik indirimi uygulanan namus saikiyle işlenen cinayet davalarında indirim uygulaması kaldırılmış, üstelik de töre saikiyle adam öldürme suçu şeklinde ağırlaştırılmış bir düzenlemeye gidilmişti. Ceza hukukunun en basit ilkelerinden biri olan suçun arka planını gözeterek, tahrik olgusunu sanığın lehine değerlendirme kuralı belli çevrelerin çabalarıyla bu şekilde ortadan kaldırılmıştı.

Namusun ve iffetin korunması gibi değerlere her zaman mesafeli olmuş ve ülke çapında ifsadı yaygınlaştırma, adeta namussuzluğu özendirme çabaları içinde olmuş kesimler bu düzenlemeyi canı gönülden desteklemiş ve büyük bir zafer olarak takdim etmişlerdi.

Aynı çevreler Yargıtay’ın son kararını surda açılmış bir gedik olarak yorumlamakta ve şiddetle eleştirmekteler. Gerek söylemleri gerekse de pratikleri, bu tür çevrelerin amacının insan hayatının korunmasından ziyade ahlak ve namus gibi değerlerin buharlaşmasına yönelik olduğunu düşündürtüyor. Namus kavramına düşmanlık ve ahlaki değerlerin yüceltilmesine karşıtlıkları bu tür çevrelerin insan hayatını koruyalım, cinayetleri durduralım söylemlerinin hiç de masum olmadığına işaret ediyor.