Yargıtay Başsavcısı referanduma ne dersin?
Hukuk kimsenin tekelinde değildir.
Yargıtay Başsavcısı doğru söylemiyor!
Böyle bir ülkede, hukukçuların bile alenen doğru söylemediği bir konuyu kendi dünya görüşleri ölçülerine göre ölçüp biçtiği bir ülkede neyin doğru neyin yalan olduğuna kim karar verecek?
Konu başörtüsü...
Var mı başörtüsünü yasaklayan bir kanun?
Yok!
Var mı bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı?
Yok!
Peki nedir derdiniz?
Laikliğe aykırı!
Hoppalaaaa...
Yasalarda, Anayasa'da laiklik tanımlanıyor mu?
Yok!
Peki tanımı olmayan bir şeye göre başka bir şey nasıl aykırı oluyor?
İşte sizin hukukunuz bu, hukuktan anladığınız bu.
Laikliğe aykırı, laikliğe aykırı...
Laikliğe aykırı diye diye bu milletin kendi inançlarına göre yaşamasını engellemeye çalışıyorsunuz.
Madem tanımı belirsiz, bu durumda her şeyin laikliğe aykırı olduğu da ileri sürülebilir, olmadığı da rahatlıkla ileri sürülebilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi üniversitelerde başörtüsünü yasaklamış.
Yalan...
Külliyen yalan...
Vallahi billahi yalan.
Eğer öyle olsa Türkiye üniversitelerinde başörtüleri ile okuma imkânı bulamayan, yasal hakları elinden alınan kızlar Avrupa üniversitelerinde okumak için bu ülkelere gitmezlerdi.
Madem ortada bir AİHM yasağı var, neden Avrupa ülkeleri üniversitelerinin herhangi birinde bu yasak yok?
Ama bunlar kendi savlarına Avrupa ülkeleri kuyruğunu takarak inandırıcılıklarını artırmaya çalışıyorlar.
Artık size kimse inanmıyor cübbeliler.
Var mısınız iddiaya?
Bu konuyu düzenleyen bir yasal düzenleme yok.
Yok, yok, yok.
Ne var peki?
Yalan var.
Bu işin içinde azınlığın çoğunluğa tahakkümü var.
Laiklik adına baskı, şiddet, korku yayma var.
Hükümete tehdit var!
"Bu konuyla uğraşmayın, kapatma davası açarım ha" var...
Madem öyle önce YÖK'ü kapatmalısın sayın savcı.
Bu işi AK Parti kovalamıyor ki, YÖK kovalıyor.
Yasak YÖK marifetiyle konuldu, YÖK marifetiyle kaldırılıyor.
Ayrıca, Kemal Efendi de "yasaklayıcı bir kanun yok" demedi mi?
O halde, serbest bırakıcı bir kanuna da gerek yok.
Aslında böyle düşünüyordum!
Ama Yargıtay Başsavcısı'nın dünkü açıklamasından sonra bu konunun öyle hukukçu cübbesi altındaki baskıcıların insafına terk edilmemesi gerektiği kanaatindeyim.
"Referanduma gidilmeli" düşüncesindeyim.
Eğer bu konunun YÖK marifetiyle çözümü engellenirse, hükümet hiç çekinmesin, bu işi referanduma götürecek adımı atsın.
Bu yalancılara tokadı bırakın halk atsın, tıpkı 12 Eylül 2010'da olduğu gibi...
Haydi çocuklar referanduma...
BUGÜN
YAZIYA YORUM KAT