Bazen öyle oluyor ki; bildiğimiz şeyleri de bilmezlikten gelip, yapılması gerekenleri, muhatapların takdirine bırakıyoruz. Bazı önemli yanlışlar görüyoruz.

Ama, direkt yazmak yerine, “Biz sadece ihsas edelim, inşallah gerekli düzeltme yapılır” düşüncesi ile, konuyu tartışma ortamına çekmeden, imada bulunarak, çözümüne katkı sağlamak istiyoruz.

Bazıları olumlu sonuç veriyor.

Ama bazılarının da, bugün anlatacağım skandal olaydaki gibi, muhataplar tarafından görmezlikten gelinip, üstü örtülmeye çalışılıyor.

Daha önce ihsas ettiğimiz, ancak gerekli adımın atılmadığını gördüğümüz sakatlık ne?

YARSAV’la ilgili bir konu yine..

Önce, bazı bilgileri size hatırlatayım..

YargıtayBaşkanlar Kurulu geçtiğimiz hafta içinde toplanmış, ancak toplantı sonrasında açıklama yapmamıştı. Gerçi, toplantı yapmış olmaları da yanlıştı ama, haydi onu geçelim, açıklama yapmamış olmalarını da, hukuka saygı açısından olumlu bir davranış olarak görelim.

Neydi, YargıtayBaşkanı’nın da izah ettiği üzere, açıklama yapılmamasını gerektiren sebeb: “Dava ileride bize gelecek.Yapacağımız açıklama, önümüze gelecek davada, ihsas-ı rey olarak algılanabilir.Yanlış anlamaya sebeb olabilir.”

Bu açıklama doğru mu?

Tamamiyle doğru..

Peki bu doğru açıklamayı yapan Yargıtay Başkanı, ertesi günü Ergenekon soruşturmasına bodoslamadan girip, eleştiriler yapar, hatta ağır ifadelerle soruşturmayı yürütenleri suçlarsa, bu açık bir çelişki olmaz mı? Kendi kendini inkar olmaz mı?

Tabii ki olur.

“Olur da, böyle bir gelişme yaşanmadı ki!” diyeceksiniz.

Gerçekten yaşanmadı mı acaba?

Önceki günkü basın toplantısı neydi öyle? Hani şu YARSAV’ın düzenlediği basın toplantısı..

Diyeceksiniz ki; “O basın toplantısını Yargıtay Başkanı veya Yargıtay üyeleri yapmadı ki!”

O zaman ben de size sorayım: “Kim yaptı peki?”

Cevabınız hazır değil mi: “YARSAV?!”

Soru hakkı tekrar bende: “Yargıtay ek binasında, o basın toplantısı, kimin izni ile yapıldı?”

Yargıtay Başkanı’nın izni ile..

YargıtayBaşkanı’nın izni olmadan,Yargıtay binasında bir toplantı düzenlenebilir mi? Veya izni olmadan, bir oldu bittiye getirilip, toplantı yapılmış ise, YargıtayBaşkanı’nın, görevini kötüye kullanan sorumlular hakkında hemen soruşturma açması gerekmez mi?

Evet, işte skandal olay bu!

Yargıtay BaşkanlarKurulu, kendi toplantılarından sonra açıklama yapmadı.İhsas-ı rey olur diye..

Sonra tuttular,Yargıtay binasında, YARSAV’a basın toplantısı yaptırdılar.

Eğer yanılıyorsam, Yargıtay Başkanı’na köşem açık..

Buyursun konuyu izah etsin.. O toplantı, kimin izni ile yapılmış? İzin alınmadan yapıldı ise, soruşturma açılmış mı?

Skandal bununla da bitmiyor!..

Daha önemli, büyük bir skandal var!

O basın toplantısında, Ergenekon soruşturması aleyhine edilen bir sürü lafın sahibi kim?

Hemen “ÖmerFaruk Eminağaoğlu” diyeceksiniz.

Hayır.. O basın toplantısını, Faruk Eminağaoğlu, şahsı adına yapmadı ki!..

 YARSAVadına yaptı..

Yani, Yargıçlar ve Savcılar Birliği adına yaptı..

Dolayısı ile, o yapılan açıklamadaki tüm beyanlar, YARSAV’ı da bağlar.. YARSAV’ın üyelerini de bağlar..

Peki, skandal bunun neresinde?

Yargıtay Başkanı HasanGerçeker’in de, YARSAV kurucu üyesi olması gerçeğinde.. Evet; YargıtayBaşkanı sayın Gerçeker, YARSAV’ın kurucu üyesi sıfatı ile, Ergenekon soruşturması ile ilgili olarak YARSAV’dan yapılan açıklamaların tümünden sorumludur..

Buyurun şimdi, bir hafta önce, Yargıtay Başkanı’nın “ihsas-ı rey” konusunda yaptığı olumlu açıklamaları, bir daha gözden geçirin.

“Bu konuda açıklama yapmamız doğru olmaz” diyenYargıtay Başkanı, bir hafta sonra, kurucu üye olduğu dernek vasıtası ile, soruşturma hakkında söylemediğini bırakmıyor!

Oldu mu şimdi? Yargıtay üyelerine, özellikle YARSAV üyesi olup, son açıklamadan sonra tepkisini ortaya koymayan, istifasını vermeyen YARSAV üyelerine soruyorum, oldu mu şimdi? YARSAV açıklaması ile, “ihsas-ı rey”de bulunmuş olmadınız mı şimdi?

VAKİT