Yaptırımlar, Rusya’nın Ukrayna savaşını bitirir mi?
Judy Dempsey, AB yaptırımlarının Rusya'ya olan etkisini Rusya ve AB'den gazeteci ve akademisyenlerle konuşmuş. Kapsamlı yazı Mustafa Alkan tarafından Fikir Turu için Türkçeye çevrildi.
Fikir Turu / Judy Dempsey
Yaptırımlar, Rusya’nın Ukrayna savaşını bitirir mi?
24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgale başlayan Rusya kısa sürede, Batılı ülkelerin İkinci Dünya Savaşı’ndan beri bir ülkeye yönelik en ağır yaptırımları ile karşı karşıya kaldı. Uluslararası şirketler birer ikişer Rusya operasyonlarını durduruyor. Rusya sadece ekonomik olarak değil, siyasi, kültürel ve sportif alanlarda da dünyanın büyük bölümünden dışlandı.
Peki, bu yaptırımlar Rusya lideri Vladimir Putin’i dize getirebilir mi? Carnegie Europe’tan Judy Dempsey, farklı coğrafyalardan konunun uzmanlarına bu soruyu yönetti.
Yanıtlardan bazılarını aktarıyoruz:
Dan Bearacting, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı Avrupa Programı Direktörü
Yaptırım tehdidi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i durdurmadı, ama bunların gerçekten uygulanması savaşın sona ermesine yardımcı olabilir. İyimser düşünenler, yaptırımların Rusya içinde hoşnutsuzluğu artıracağını ve bunun yaratacağı baskının Putin’in gidişatı tersine çevirmesine yol açacağını beklese de bu pek muhtemel değil.
Savaşın ne zaman biteceğini kimse kesin olarak söyleyemez, ama bir anlaşmayla sona ermesini bekleyebiliriz. Putin’in ordusu oldukça kötü performans sergiliyor, ama ne kadar kötü görünürse görünsün, devam eden aylarda çatışmayı, daha kanlı ve daha dehşet verici hale getirme potansiyeline sahip.
Yaptırımları gücü, ağırlığı ve Rusya ekonomisi üzerinde gözle görülür olumsuz etkileri muhtemelen Putin’i daha erken bir çözüm aramaya teşvik edecek ve Rusya’nın en korkunç taleplerine karşı koz olarak kullanılabilecek.
Ancak açıkça söylemek gerekirse, yaptırımlar kısa sürede iyi bir anlaşmaya yol açmayacak. Anlaşma yine de kötü olacak ve çok gecikecek. Ancak bu, yaptırımlar olmasaydı varılacak anlaşmadan daha kötü olmayacak.
Ayrıca yaptırımlar bu savaşı bitirmese de hem güvenirliliğin sağlanması yolunda atılacak ilk acil adımlar olması hem de gelecekte benzer girişimde bulunabilecek diğer aktörlerin caydırılması açısından önemli.
Krzysztof Bledowski, Verim ve İnovasyon İçin İmalatçılar Birliği (MAPI) Konsey Direktörü ve Kıdemli Ekonomisti
Yaptırımların başarılı olup olmayacağı kim tarafından uygulandığına bağlı. Rusya, savaşı başlatmadan önce yaptığı maliyet hesabına yaptırımları da katmıştı. Yine de yaptırımların kapsamı ve derinliği, bunun yanı sıra devam eden özel sermaye kaçışı, ticaret kısıtlamaları ve diplomatik dışlama, muhtemelen Kremlin’i şaşırttı. Ancak Rusya, amaca ulaşmadan savaşı durdurmanın fayda-maliyet hesabını yapmıştır. Burada, Kiev hükümetin alaşağı edememek ve Ukrayna halkına boyun eğdirmemek gibi bir başarısızlığın maliyeti, Batı’nın yaptırımlarının ağırlığından daha fazla olacaktır.
Batı’nın dışında ekonomik ve stratejik kabiliyetleri Kremlin’in hesapları üzerinde fark yaratacak bir diğer küresel güç Çin’dir.
İran, Kuzey Kore ve Venezuela gibi Batı’nın yaptırımları altında ezilen ülkeler bunların bazılarından kurtulmak için Rusya veya Çin’e güvenebiliyorlar. Pekin, iki arada bir derede kalmadığı sürece Rusya ekonomisi çökmeyecektir. Rusya hiperenflasyon yaşayacaktır, halkın yaşam standartları törpülenecek ve uzun vadede büyüme oranı düşecektir. Ama Rusya, yolunu bir şekilde bulacaktır. Yine de Çin’in Batı’nın yaptırımlarını gölgeleyebilecek adımlar atacağının işaretini vermesi bile Moskova’nın değişmesine neden olacaktır.
Maalesef Pekin açısından bakıldığında, Çin’in Batı ile aynı saflarda olmasının avantajlarının Rusya ile yaşanabilecek bir kopmanın maliyetlerini telafi edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor.
Robert Cooper, Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Üyesi
Evet, yaptırımlar etkili olacaktır. Ancak yaptırımlar başarı için gerekli tek unsur değildir. Hikâye, Rusya’nın komşusu ve kuzeni Ukrayna’nın yarattığı dehşetle başlıyor, sonra bütünleşen Ukrayna halkının cesur ve ilham verici direnişiyle devam ediyor. Buna ezici yaptırımları, Rusya’nın küresel sistemle bağlantılarının kesilmesini ekleyin… Hepimizin birleştiği böyle bir dünyada her şey mümkündür. Hatırlayalım, Napolyon, ‘savaşta moral, askeri teçhizattan üç kat daha etkilidir’ demişti.
Söz konusu yaptırımlar Küba veya Güney Afrika’ya uygulananlardan farklı. Onlar, rejim değişikliğini hedefliyordu. Ukrayna’da uygulanan plan ise çok daha basit: Ganimeti sıfırlayıp savaşı durdurmak… Vladimir Putin de iktidarını kaybederse bir ikramiye olur.
Martin Ehlchief, Çekya Gazetesi Hospodářské Noviny’nin Baş Yorumcusu
Bunlar 1945’ten beri bir süper gücün veya büyük, gelişmiş bir ülkenin karşılaştığı en kapsamlı yaptırımlar. O yüzde işe yarayacağı beklenebilir. Ancak tarihin bize gösterdiği üzere yaptırımlar tek başına savaşın kazanılması için yeterli değildir.
Şu anda bu yaptırımlar, uluslararası toplumun Rus rejimine karşı kullanabileceği ikamesi olmayan araçlardır.
Elbette Apple Pay’in kullanamadıkları için Rusların Vladimir Putin’e karşı hemen ayaklanacağını düşünecek kadar saf değilim. Ayrıca Batı demokrasilerinin eşi benzeri görülmemiş birliğinin uzun süre ayakta kalacağına da inanmıyorum.
Yine de yaptırımlar şimdilik ne Putin’in ne de bizim üç hafta önce tahayyül edebildiği bir şekilde Batı’nın birliğini gösteriyor ve Rus hükümetini savaşmayı durdurmaya ikna etmeye katkı sağlayabilir.
Theresa Fallon, Rusya, Avrupa ve Asya Çalışmaları Merkezi (CREAS) Direktörü
Bu türden yaptırımlar savaşı bitirmez. Rus halkının zorluklar yaratabilir, ama tarihsel olarak Ruslar zorluklara alışıktır ve resmi Rus propagandası yaptırımların suçunu doğrudan Batı’ya atacaktır.
Propaganda araçları, yaptırımları, “Rusya’nın düşmanları tarafından haksız yere zulmü” olarak tanımlayacak ve bunları rejimin etrafında halkı bir araya getirmek için kullanmaya çalışacaktır. Rusya’da yalnızca küçük bir azınlık yurtdışından bilgi edinebilmektedir ve hükümeti protesto etmeye hazırdır.
Yaptırımlar Rusya’yı Çin ile ticarete daha da bağlı hale getirecek ve Rusya’yı giderek artan biçimde benim “Çinusya” adını verdiğim Çin-Rusya ittifakının küçük ortağı yapacaktır. Bu durum Çin’e, Rusya’nın muazzam doğal kaynaklarına daha fazla erişim olanağını sunacak, dolayısıyla bu durum Çin’in ekonomik büyümesini ve askeri yığınağını besleyecektir.
John C. Kornblumformer, ABD’nin Almanya Büyükelçisi
Hayır, yaptırımlar tek başına işe yaramaz. Yaptırımlar, daha zor seçeneklerin ikamesi olabilecek, ancak etkisi sınırlı araçlardır. Aynı durum 2014’de Rusya’nın Kırım’ı ilhakında, 1968’de Prag’da ve 1979’da Kabil’de de geçerliydi.
Sırbistan’a 1996 ve 1997’de uygulanan yaptırımları yönetmiştim. Nihayetine Slobodan Miloseviç’i geri çekilmeye zorlayan yaptırımlar değil, NATO bombardımanı olmuştu. Ancak NATO’nun yaptırımlardaki işbirliği, ittifakın askeri seçeneğe başvurulmasının esasını oluşturmuştu.
Yaptırımlar Rus saldırısını durdurmaya yardımcı olabilir, ama Rusya’nın tavrını bir günde değiştirmez. Yaptırımlar sahada morali yüksek tutmanıza yardımcı olabilir.
Stefan Meisterhead, Almanya Dış İlişkiler Konseyi (DGAP)Uluslararası Düzen ve Demokrasi Programı
Batılı ülkelerin Rusya’ya uyguladığı en kapsamlı yaptırımlar Rusya devletini, toplumunu ve ekonomisini ciddi biçimde vurdu. Bu yaptırımlardan sonra Rusya eskisi gibi olmayacak. Rus halkının yaşam tarzını değiştirirken ülkeyi küresel ekonomiden koparıyor.
Ancak önemli olmalarına rağmen yaptırımlar Putin’i Ukrayna ile savaşmaktan vazgeçirmeyecektir. Putin, Ukrayna’yı geri almak için tarihi bir misyon yürütüyor. Bu savaşa yıllardan beri hazırlanıyordu: Her türlü iç muhalefeti bastırmak için baskıcı aygıtlar geliştirdi, ülke ekonomisini her türlü yaptırıma direnecek şekilde tahkim etti ve Rus devletinin tümüyle güvenlik şemsiyesi altına aldı…
Rus oligarkları, Rus devletine bağımlı oldukları için Putin’in politikasına direnebilecek konumda değiller.
Sistemde Putin’in yaptıklarından şok olanlar olsa da şu anda ya vatanseverliğe ya da umursamazlığa kapılıyorlar.
Yaptırımlar orta vadede işe yarayacak. Ancak o zaman artık bir Ukrayna devleti olmayabilir ve Rusya o kadar izole olabilir ki Batı’nın yaptırımlarının herhangi bir etkisi kalmayabilir. Ukrayna, Avrupa güvenliği için savaşıyor ve Rus saldırısına direnmek için her türlü araca ihtiyacı var. Yaptırımlar tek başına Putin’i durduramaz.
Clara Portela, Valencia Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü
Yaptırımları Ukrayna’daki savaşı bitirip bitirmeyeceği, Vladimir Putin’in Ukrayna’yı yeniden “kazanma” kararlılığını pekiştirip pekiştirmeyeceği veya Rusya’da Putin karşıtı veya savaş karşıtı gösterileri artırıp artırmayacağı bilinmiyor. Sorunun bir yanıtı, yaptırımların teorik olarak bunların hepsine yol açabileceğidir.
Yaptırımlar genellikle savaşı durdurmaya yeterli değildir: Hız açısından askeri güç kullanımıyla boy ölçüşemez. Askeri güç anında etki yaratabilir, yaptırımların işe yaraması için ise zamana ihtiyaç vardır. Yaptırımların yarattığı şok etkisine rağmen bu her zaman doğrudur. Son dalganın en büyük kısmını oluşturan mali yaptırımlar, uygulanmadan önce bile borsaları olumsuz etkiler.
Yaptırımlar ekonomiyi sarsmaya başladığında Ukrayna’da savunulacak çok az toprak kalmış olabilir. Kaldı ki Rusya yaptırımlara karşı bir kalkan oluşturmuştu.
Yine de yatırımlar ekonomiyi boğmadan işe yarayabilir. Zira Rus elitlerini zarara uğratıp liderlerine karşı çıkmalarına yol açabilirler. Hiçbir zorba yönetici seçkinlerin desteği olmadan iktidarda kalamaz. Seçkinler, zorba yöneticileri kârlı oldukları sürece desteklerler, aksi halde ona bir saniye bile tahammül etmezler.
Seçkinler, Kremlin’in yaptırımları “Rus karşıtı” olduğu yönündeki resmi söylemini boşa çıkarmak için kullanılabilirler. Batı’nın eşgüdümlü yaptırımları, Rus halkına bunların Rusya’ya değil Ukrayna’nın işgaline karşı bir tepki olduğunu açıkça gösteriyor.
Tatiana Romanova, Rus Siyaset Bilimci
Yaptırımlar Batı için önemli bir rol oynuyor, ancak Rusya’nın “özel askeri operasyonu” üzerinde kısa vadede bir etkisi olmayacak.
Birincisi Batı’nın yaptırım tehditleri zaten bu yılın başlarında biliniyordu. Bu, Rusların kendi ülkeleri ne yaparsa yapsın yaptırımların uygulanacağına inanmasına yol açtı.
İkincisi, yaptırımların çoğu Kremlin’in seçmenlerinin çekirdeğini oluşturan “derin insanlar” olarak adlandırılan kesimi etkilemesi güç.
Söz konusu kesimin Batı ile işi yok. Yurt dışına seyahat etmiyorlar. Kentlerinde Batılılara ait dükkânlar yok. Enflasyon ve işsizliği iliklerinde hissedecekler, ama buna alışıklar ve hayatta kalmaya odaklanacaklar. Çünkü ulusal güvenlik için fedakârlık yaptıkları inanıyorlar. Bayrak etrafında toplanacaklardır.
Asıl orta sınıf en çok etkilenecektir. Kendilerini çapraz ateşin ortasında bulacaklar: Hem barış yanlısı tavırları nedeniyle Rusya’da dışlanma tehlikesi altında kalacaklar hem de Batı’nın “iptal etme” kültürünün kurbanı olacaklar.
Üçüncüsü, Kremlin’in şu anda önceliği ekonomi değil. Bu nedenle, iş dünyasının ve hükümetin ekonomik kanadının etkisi asgari düzeyde kalacak gibi görünüyor.
Kremlin, Batı yaptırımlarının ekonomik sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacak, ancak bu, askeri ve siyasi hedeflere ulaşıldığı kabul edildiğinde gerçekleşecek.
Tommy Steiner, Çin-İsrail Küresel Ağı ve Akademik Liderliği (SIGNAL) Siyaset Direktörü
Yaptırımları başarılı olacağını söylemek zor.
Yaptırımların savaşı sona erdirmedeki rolü, Putin’in hesaplarını nasıl şekillendireceğine bağlı. Son birkaç hafta bize hiçbir şey öğretmediyse bile, Putin’in karar alma tarzına ilişkin tahminlerin çok sınırlı sonuçlar vereceğini öğretti.
Yine de hızlı, yaygın ve giderek artan yaptırımların yanı sıra birçok küresel şirketlerin Rusya’daki operasyonlarını kesmesi Rusya, Çin ve diğer otoriter rejimlere çok önemli bir mesaj gönderdi: Batı’nın kırmızı çizgilerinin aşmanın mutlaka ağır bir bedeli olacaktır.
Otoriter liderler demokrasilerin kararlılığını hafife alma eğilimindedir. Batı’nın tepkisinin bu kadar güçlü bir şekilde ifade edilmesinin nedeni budur. Yaptırımlar kendi başına Ukrayna’daki savaşı durdurmayabilir, ancak otoriter liderleri gelecekte Batı’ya meydan okumanın artılarını ve eksilerini yeniden gözden geçirmeye sevk edebilir.
Doç. Monika Sus, Polonya Bilimler Akademisi
Yaptırımlar, Avrupa bunları bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsa ve acı çekmeye razıysa etkili olabilir.
Rusya’nın tetiklediği savaş Avrupa’nın güvenlik mimarisini paramparça etti. Rusya, Putin tarafından yürütülmeye devam ettiği müddetçe Moskova ile işbirliğine dönüş mümkün olamaz ve böyle bir değişim olacağına dair işaret yok.
Ukrayna savaşıyor ve Avrupa değerlerini savunmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu nedenle AB, Ukrayna’ya yardım etmek için mutlaka her şeyi yapmalıdır. Ayrıca binlerce kişi her gün açı çektiği için bunu tez elden yapmalıdır. Bu, Avrupa’nın yaptırımları olabildiğince ağır ve hızlı uygulamaya geçirmesi gerektiği anlamına geliyor.
Bunun için Avrupalı liderlerin yaklaşan Paris zirvesinde yaptırımları bir üst düzeye taşıması ve Rusya’dan doğalgaz ve petrol ithalatını durdurması gerekiyor.
Böyle bir eylemin AB’ye, bilhassa Rusya’nın enerji kaynaklarına bağımlı Orta Avrupa ülkelerine maliyeti yüksek olacak. AB üyesi ülkeler birlikte hareket ederler ve birbirlerini desteklerse, enerji tedariki sorununun üstesinden gelebilirler.
Zaten Kremlin çoktan Avrupa’ya Kuzey Akımı 1 boru hattından sağladığı doğalgazı kesmekle tehdit etti. Bir saldırganın zorbalığına daha fazla katlanmak zorunda mıyız? Bizim yerimize başkalarının yapmasını beklemek yerine saldırılara kendimiz karşı koymaya başlamalıyız.
HABERE YORUM KAT