Yanlışlar İslâm’a Yüklenir, Elbette!
31 Temmuz günlü Keyhan gazetesi, manşetten, kocaman harflerle, ‘Irak’da katliâmının, Amerika ve İsrail’in yönlendirmesiyle olduğunu’ duyuruyordu; Hizbullah lideri Nasrullah’ın ağzından..
Yanlışlar Müslümanın Olsa da İslâm’a Yüklenir, Elbette!
Selahaddin E. Çakırgil
Bir doktor arkadaşım var, yıllardır Çin’e gidip geliyor, işi gereği..
Dünyadaki her dört insandan birisini bünyesinde toplayan bu korkunç denecek derecedeki büyük ülkenin insanları, dünyaya nasıl bakıyorlar, dünyayı nasıl değerlendiriyorlar; özellikle de müslüman coğrafyaları ve halklarını..
Arkadaşım, Çin’de ekranlardan halka gösterilen haberlerin kesin bir sansürden geçtiğini, rejimin, halka neyi göstermek isterse, onu yayınladığını söylüyor.
Müslüman coğrafyalarındaki haberler de nasibini alıyormuş, bu sansür ve yönlendirici yayınlardan.. Ama, genel olarak, devamlı savaşlar, kan, gözyaşı, bombardımanlar, isyanlar, suikasdler, yoksulluk, açlık vs.. Böyle olunca da, insanlar, ‘Bu müslümanlar hep mi böyle ?’ diye sormaktan kendilerini alamıyorlarmış..
Gerçi, iki dünya savaşına da ana savaş alanlığı yapan Avrupa’daki büyük ekseriyeti hristiyan olan halklar birbirlerini korkunç şekilde boğazlarken, müslümanlar, bu korkunç durumu onların inançlarına atfetmemişti, herhalde..
Yine de, bugün müslüman toplumların dışarıya verdiği mesaj, genel hatlarıyla böylesine, hepimizin yüzünü kızartacak ve karartacak cinsten..
O halde, her müslüman, yaptığı her yanlışın kendi şahsıyla sınırlı tutulmayacağını, kendisinin mensub olduğu dine, inanca, dünya görüşüne, ideolojisine göre bir değerlendirmeye vesile olacağını unutmamalıdır.
Biz de öyle yapmıyor muyuz?
Başka bir dinden bir kişinin çirkin bir hareketini gördüğümüzde, bu çirkinliği, onun şahsına değil de, dinine, ideolojisine hamletmiyor muyuz? Buna da şaşmamak gerekir.
Çünkü din, inanç, ideoloji vs. insan yaşayışında etkisi olmayacaksa, o zaman niçin vardır ki?
O halde, dışımızdakilere, ‘Benim hatalarımı , yanlışlarımı, benim inancıma verme..’ hatırlatması yapsak bile; asla unutmamalıyız ki, yaptığımız her hata ve yanlışımız bizim şahsî kusurumuz olarak değil, hemen inancımızın hânesine yazılacaktır.
Bu hatırlayışlardan sonra gelelim, günlük hayatımızın etrafımızda devamlı cereyan ettiği için artık kanıksamaya başladığımız, tabiî bir hal gibi gördüğümüz, ama, başkalarını bizim bağlısı olduğumuz dünya görüşünü sorgulamaya da götüren küçük-küçük (!) hadiselere..
*
Pakistan’da yıllardır devam eden bombalı saldırıların sonuncusuna, 28 Temmuz günü şahid olundu. Kuzeydoğu’daki Paraçinar şehrinde bir bombanın patlatılması sonunda, 59 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce de yaralı, mübarek Ramazan gününde.. Ölenlerden bir kısmı şiî, bir kısmı sünnî imiş.. Şiî olanların yakınları, bu bombalamanın sünnîler tarafından; ölenlerin sünnî yakınları ise, şiîlerce yapılmış olabileceğini hemen ’belirlemiş’ler. Tıpkı, geçmişteki patlamalarda yapılan suçlamalar gibi..