Yahudi düşmanlarına Amerikan desteği
Bu ülkede 'yeni anti-Semitizm'in babası sayılabilecek bir kişi Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınınca kıyamet koptu.
İçerde yükselen itirazlara şaşırmıyorum. Ama Odatv ve Soner Yalçın'a dışarda en fazla arka çıkanların İsrail lobisi, New York Times gazetesi ve Amerikan 'neo-con'lar olması izaha muhtaç. Demek ki bu çevreler Soner Yalçın'ın 'Efendi'leriyle başlattığı 'yeni Yahudi düşmanlığı' ikliminden hiçbir rahatsızlık duymamışlar. Oysa bilinir ki bu işin bütün dünyada amansız takipçileri bunlardır. Neden?
Neden Amerikan Büyükelçisi Ricciardione bizim 'ulusalcılar'a arka çıkıyor? Bizim ulusalcı Yahudi düşmanlarının İsrail lobisi ve 'neo-con'larla işleri ne? Bu tuhaf birlikteliğin yegâne sebebi AK Parti düşmanlığı olamaz. Öyleyse bu ruh hali içerde olduğu gibi dışarda da insanların kimyasını bozuyor demektir. Son derece sağlıksız. Bir o kadar sağlıksız olan da 'nefret söylemi'...
Anti-Semitizm ve her türlü ırkçılık bir insanlık suçu, bir cinnet ve cinayet fikri... 2004'te Soner Yalçın'ın 'Efendi' kitabıyla bu fikir 'Türk popüler kültürü'nün bir parçası haline geldi adeta. Bu 'onur'da aslan payı da kitabı basıp mağazalarının başköşelerinde pazarlayan Doğan Kitapçılık ile, kitap çıktığında tanıtım ve reklam kampanyasının tavan yaptığı bu grubun gazete ve televizyonlarına ait.
Tebrik edilesi işlere imza attılar. Yeni kuşak bir anti-Semitler topluluğu yarattılar; bunlar kentli, eğitimli ve laik ulusalcılar. Her şeyden ve herkesten korkan, memleketin satıldığına iman eden, irrasyonel insanlar grubu...
Bu 'büyük gazeteci'nin yaptığı kafatası avcılığı ve şecere çöpçülüğü. Memleketin neredeyse tüm aydınlarını, gazetecilerini, akademisyenlerini, işadamlarını ve siyasetçilerini 'Yahudi' kökenli dönme/Sabetayist olmakla suçluyor. Evet suçluyor; onun için Yahudi kökenli olmak 'anormal', nefret edilesi bir durum. Soner Yalçın'ın kitapları adeta fişleme listesi. Ulusalcı bir hükümet kurulduğunda ilk 'temizlenecekler' listesi sanki. 'Liste'de yer almak için adının şu veya bu olması, kökeninin şu veya bu şehirden geliyor olması yeterli. Kitaplarda isminiz geçiyorsa kapınıza Yahudi yıldızı çakılmıştır artık. Hareket, Hitler'ini bulduğunda kaderiniz bellidir... Ama kimse de bu ırkçıların 'karalama, itibarsızlaştırma ve etkisizleştirme' kampanyalarına ses çıkarmadı. 'İtham' edilen insanlar, bir atasözüne uygun davranmayı tercih ettiler: 'İte dalaşacağına çalıyı dolaş'! Sindirmişler insanları...
Bu yayınlarla amaçlanan, 'ulusalcı refleksleri' uyarmaktı. Memleket adeta 'Yahudi kökenliler'in istilası altındaydı; dolayısıyla yeniden bir 'ulusal kurtuluş savaşı'na hazır olmak gerekiyordu... Meseleyi o kadar abarttılar ki, onlara göre Türkiye Cumhuriyeti bile bir 'Yahudi' projesiydi. Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan hakkında bile 'Musa'nın çocukları' yalanları yazıldı. Dün bu yayınlara çanak tutanlar bugün Soner Yalçın'ı büyük gazeteci ilan ettiler. Şaşırmadık tabii. Onlar ırkçılığı, Yahudi düşmanlığını, hakaret ve iftirayı savunmaya devam etsinler; gazetelerinde yazmaya, bu tür kitapları yayınlamaya ve başköşelerde satmaya aman ara vermesinler.
Sonuçta; Goebbels'in ulusalcı çocukları işlerini yaptılar, hem de iyi yaptılar. Korku, kuşku ve çevrelenmişlik duygusu yaratarak, her taşın altında bir 'Yahudi parmağı' bularak, devletin ve toplumun önde gelen her ismine 'Yahudi kökenli' damgası vurarak modern, kentli, eğitimli ve fakat yalnız ve güvensiz kesimler arasında 'yeni anti-Semitik' bir dalga yarattılar. Şimdi yarattıkları o ruh hali ve o insanlar savunuyor 'modern ırkçıları'. Ben savunmam. Gazetecilik ırkçılık yapmayı hoşgörmez; hoşgörürse zaten saygı görmez.
İlginç olan Türkiye'de 'yeni anti-Semitizm'in öncüsü ve propagandisti olan bir kişiye ABD Büyükelçisi'nin ve Dışişleri Bakanlığı'nın destek çıkması, Yahudi lobisinin etkin kuruluşlarından olan New York Times'ın sayfa ayırması. Nasıl açıklanır bu bilmiyorum, belki bir komplo teorisine ihtiyaç var! [email protected]
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT