Artık o sorunun cevabını biliyorum: Amerikalılar da oyumuzu CHP'ye vermemizi istiyor...

İngiliz 'Economist' dergisinin CHP'ye oy vermemizi istediğini kayda geçiren son yazımı, "Acaba Washington hangi partiye oy vermemizi ister?" sorusuyla bitirmiştim. New York Times (NYT) gazetesi fazla merakta bırakmadı. Amerikalılar da oyumuzu CHP'ye vermemizi istiyor. İyi mi?

Economist dergisiyle NYT gazetesinin konuya ilişkin yazıları birbiri ardına okunduğunda aradaki müthiş benzerlik göze hemen çarpıyor. Yazılar birbirinin karbon kopyası sanki. İki yazıda da, Ak Parti'nin başarıları övülüyor, iki yazı da CHP'yi göklere çıkarmıyor... İkisinin dediği de aslında aynı kapıya çıkıyor: Ak Parti bu seçimden anayasayı tek başına değiştirmeye kalkışacak kadar güçlenerek çıkmasın...

Belli ki, dünya seçkinleri, sözcüsü konumundaki bu iki yayın organıyla, Türkiye'deki seçime müdahale kararı almış...

Ak Parti sözcüleri ve özellikle de Başbakan Tayyip Erdoğan yabancıların seçime müdahalesine karşı çok sert tepki verdiler. Haklılar. Ancak böyle bir müdahaleye kendilerinin yol açtığını sevinerek görmeleri gerekir.

Son sekiz yılda, ekonomisi güçlü, demokratik altyapısı sağlam, dış politikası iddialı 'birinci lig oyuncusu' bir ülke haline geldi Türkiye; böyle olduğu için bizdeki gelişmelere seyirci kalamıyor yabancılar...

İstediklerinin yerine gelmesi için yabancıların eskiden sürece doğrudan müdahalesi gerekmiyordu; aynı sonucu verecek iç mekanizmalar vardı çünkü... Şimdilerde 'darbeci' kimliğiyle mahkeme önüne çıkarılma endişesi yaşayan Kenan Evren, 12 Eylül (1980) sonrasında, "Turgut Özal'ın partisine oy vermeyin" konuşmasıyla seçime müdahale etmişti. En son müdahaleyi de, askerler, 27 Nisan 2007 tarihinde internet sitelerine koydukları 'e-muhtıra'yla cumhurbaşkanı seçiminde gerçekleştirmişlerdi.

Şimdi Kenan Paşa yok, askerler de müdahaleye iştahlı görünmüyor; istedikleri sonucu almak için kendileri doğrudan müdahale etmek zorunda yabancıların...

Önce İngilizler sonra Amerikalılar, iki etkili yayın organı aracılığıyla "Oylar CHP'ye" mesajını verdilerse, bunun bir sebebi Türkiye'nin artık 'birinci lig' oyuncusu sayılması, diğer sebebi de alışılmış yerli müdahalelerin bugünün Türkiye'sinde artık yapılamıyor olmasıdır.

"Kendim ettim, kendim buldum" dünyası bu Ak Parti için...

Yabancıların müdahalesi etkili olabilir mi?

Gerçek kaygılarla hareket etseler, makul gerekçeler ileri sürebilseler etkili olabilirdi; ancak "Ak Parti anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde ederse felâket olur" iddiası, etki uyandıracak bir mantığı yansıtmıyor. Yıllardır değişmesine çaba gösterdiğimiz darbeci anayasayı sıfırdan yazma fırsatı doğurabilecek bir gelişmeden neden korkalım, çekinelim ki?

En büyük şansı tanıyan kamuoyu yoklaması seçimle doğrulansa bile, Ak Parti'nin anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğu yakalaması imkânsız...

Böyle bir durumda, yabancıların "Aman ha!" uyarısı gerçekten anlamsız kaçıyor.

Darbecinin uyarısı, askerin korkutması geride kaldı, şimdi de yabancının müdahalesini geçersiz kılabilirsek...

Yalnızca kendi dinamikleriyle çalışan çağdaş bir demokrasimiz olacak diye umutlanabiliriz.

ZAMAN