Ya eyyüheşşa babittürki!
Bu işe hiç girmeseniz..
“Arapça derslerinde Atatürk’e yer verilecek” haberini okuyunca doğrusu canım sıkıldı..
İngilizce dersinde de bu böyle mi? Arapça dersi için bu ayrıcalık niye?
Bu sanki biraz bir ironi gibi bir şey..
Arapçayı seçen çocuk, farklı.. Bazı konularda hassasiyet sahibidir..
Mesela hemen aklına “Mustafa Kemal niçin harf devrimi yaptı” sorusu gelecektir..
Muhtemelen o çocuğun ailesinde, mutlaka başörtüsü sorunu yaşayan, İmam-Hatip, Kur’an kursunda acı hatırası olan birileri vardır. Dedesinden dinlediği “geçmiş zaman hikayeleri” vardır. Şapka devrimi ya da hafızlık hatırası, ezanın Türkçeleştirilmesi falan filan..
Konu oraya geldi mi, ders kaynar.
Zaten çocuklar artık madem tablet kullanacak. Orada bu konuda o kadar çok bilgi, belge var ki... Bunları soran bir öğrenciye öğretmen ne diyecek?
İranlılar bir ara, Coca Cola talebi ile başedemeyince “Zemzem Cola” diye bir şey icad etmişlerdi.. Sonunda kolaya teslim oldular ama, adını zemzem yaptılar.. Sonunda bu iş tutmadı tabii..
Herhalde Arapça dersinde öğretmenler, çocuklara “Ey Türk Gençliği”nin Arapçasını ezberlettireceklerdir.. Gençler birbirine takılacaklar “Ya eyyüheşşebabittürki!” Öteki cevap verecek: “La. Ene Arabi” Ötekisi araya girecek: “Ya eyyüheşşebabilkürdi.”
“Mustafa Kemal o sözleri Türklere söylüyor, ben Kürdüm, beni bağlamaz” diyecek bir başkası..
İşin yoksa çık işin içinden çıkabilirsen.. Habertürk gazetesinin haberine göre, Arapça derslerinde Atatürk müfredatı şöyle olacak: 4. SINIF: Öğrenciyle basit cümleler ve görsellerle Atatürk’ün annesi, babası, kız kardeşi hakkında konuşulacak. ‘Ben Atatürk, babam Ali Rıza, annem Zübeyde’ gibi. 5. SINIF: Atatürk’ün doğum yerinden hayatına yön veren olaylara kadar tüm detaylarıyla kim olduğu konuşulacak. 6. SINIF: Atatürk’ün eğitim hayatı anlatılacak. Ayrıca “Egemenlik milletindir. Cumhuriyet fazilettir. Türk dili güzeldir” gibi bazı sözlerin okunup-yazılması öğretilecek. 7. SINIF: Atatürk’ün bilgisi, kültürü ve kitap okumak, müzik dinlemek, güreş ve doğa sevgisi gibi ilgi alanlarıyla “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözü işlenecek. 8. SINIF: “Okuyan ve Yazan Atatürk” teması üzerinde durulacak. Atatürk’ün okumaktan hoşlandığı kitaplar, dinlemekten zevk aldığı müzikler, şarkılar işlenecek. Atatürk’ün annesine yazdığı bir mektup da basitleştirilerek ele alınacak. “Nutuk, Geometri, Gençliğe Hitabe, Balıkesir Hutbesi” gibi eserlerine yer verilecek.
Mustafa Kemal’in, anne-baba, hala-teyze, amca-dayı, dede-ninesi, üvey babası ve akrabaları, çocukları ve kardeşlerini fazla karıştırmayın.. O her köşede birine rasladığınız Atatürk köşelerindeki bilgilerin doğruluğu tartışmalı..
Şemsi Efendi’nin gerçek adının “Şimon Zwi” olduğunu bilmeyen var mı? “Modern eğitim verildiği söylenen mektebin” Abdulhamid’in Selanik’e sürüldüğünde evinde ikamete mecbur bırakıldığı Yahudi iş adamı Alatini Efendi’nin sponsorluğunda kurulan, Sabatayların çocuklarına Kabbala eğitimi vermek için kurulan bir dini okul olduğunu internete bakan herkes bulur ve bilir. O zaman bu tartışmalı bilgileri çocuklara zorla öğretmenin ne anlamı olabilir?..
Anlaşılan talim terbiyede henüz değişim konusunda fazla bir değişiklik yok.. Resmi ideoloji ve resmi tarihin tek tip insan anlayışı devam ediyor..
Herşeyin içine Atatürk katmak zorunda mısınız? Tarih, spor, din, coğrafya, dil, herşeye Atatürk.. Her duvarda onun resmi, her meydana onun heykeli, her köşede onun büstü.. Her vesile ile ona bağlılık andı, her törende ona saygı duruşu..
İnternette var, bakın “Türkün dini Kemalizmdir” sözü ya da “Türkün yeni amentüsü..” Osman Nuri Çerman’ın “Dinde Reform” projesini okuyun.. Bunları duyan, bilen, okuyan insanlara bunları dayatmakla ne yapmış olduğunuzun farkında mısınız? İşte üniversite giriş sınav sonuçları. Hem de gece gündüz üniversiteye girmek için çalışan çocukların elde ettikleri başarı puanı bu!
Yazık değil mi?
Bu inkar ve asimilasyon politikası çocukları aklen ve ruhen bitiriyor..
Hani bu gibi konularda birileri gölge etmese, kimsenin himmet istediği yok. Bu tür çabalar da ayrıca Mustafa Kemal’e saygıyı artırmıyor. Kaş yaparken göz çıkartıyorsunuz.. Vazgeçin.
İnkar da bir işe yaramıyor. Yapılanları savunamazsınız. Gizleyemezsiniz de. Bu mızrak çuvala sığmaz..
Evet camiler kapatıldı. Ahır da yapıldı, meyhane de, parti ve halkevi lokali de yapıldı.. Sirkeci Tren İstasyonu’nun yanında cami mihrabında dansöz oynatılan pavyon yapılmıştı yahu! Daha Özal zamanında yeniden açıldı.. Yahu Suriçi İstanbul’da, hatırımda kaldığına göre 98 cami açık, 134 tanesi ya başka maksatlar için kullanılıyor ya da yeri bile belli değil bugün.. Eminönü’ndeki camilerin bazılarının girişinde bir harita var. Orada yeşil hilalle işaretlenenler açık, siyah hilalle işaretlenenler kapalı..
Özür dilemekten başka çareniz yok..
Geçen gün kardeşim Ümit Şimşek, Twitter’da Genelkurmay’ın 1981’de camilere gönderdiği genelgeyi yayınladı.. Camilerde Atatürk ilke ve inkılabları öğretilecek, kıyafet devrimi, harf devrimi anlatılacakmış. Bir yılın bütün haftalarını doldurmuşlar.. Vaaz ve hutbelerin içeriğini de kendileri düzenliyor. Sanırsınız ADD semineri.. CHP işte bu zihniyetin siyasi üssüdür.. Selam ve dua ile..
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT