Voleybolcu kızlar iyi de ayrı okul isteyenler kötü mü?
Yaşar Değirmenci, laik-Kemalist çevrelerin Voleybol A Milli Takım üzerinden yürüttükleri cadı avına dikkat çekiyor.
Yaşar Değirmenci / Yeni Akit
Voleybolcu kızlar iyi de ayrı okul isteyenler kötü mü?
A Milli Kadın Voleybol Takımı, FIVB Milletler Ligi finalinde Çin’i 3-1 mağlup ederek tarihinde ilk kez şampiyonluğa ulaştı. Tebrik ederiz. Sanki yenilen Çin değil de Türk halkının bir kesimi. AK Partililer, muhafazakârlar vs. ‘Voleybol Bayan A Milli Takımın Çin’i yenerek, dünya birincisi olması üzerine. Meğer o smaçlar da birilerinin suratına suratınaymış’ı yazanlar; basın diyemeyip ‘gazete paçavrası’ diyeceğim.“gericilerin derslerinin verildiği”ni iddia ederek, “Atatürk’ün kızları” tanımı yapmışlar. Ayyıldızlı forma altında LGBT gibi sapkın anlayışın temsilcileri (sosyal medya hesapları, saç rengi, dövmelerinden bunu anlamak mümkün) yaptığı medya paylaşımıyla da tavrını ortaya koyabiliyor.
Geçmiş yıllarda özel hayatıyla da gündem olan bu ve benzeri şahıslara milli sporcu deniliyor ve halen Milli Takımlarda yer almayı sürdürüyorlar, maalesef. Bugüne kadar yaşadığı gayr-i ahlaki hayat tarzıyla medyanın desteğini arkasına alıp rol model olduğu gençleri zehirleyen bu eşcinsel için Türkiye Voleybol Federasyonu hiçbir yaptırımda bulunmadı. Ülkemizi dünyada temsil eden bu kadın kadına yaşadığı sapkın ilişkileri magazin haberlerine konu olup normalleştirilmeye çalışıldı. Ne yazık ki küresel LGBT lobisinin tutunduğu en sıkı dal haline geldi. Gazetemiz Yeniakit.com.tr rezilliği gündeme getirdiği bir haberinden dolayı bu haber üzerine Akit’e linç kampanyası başlatıldı.
‘Üç beş tane, beyni örümcek bağlamış Taliban kafalı yobazın oylarını alabilmek için mi? Memleketi 100 yıl geriye götürdüğünüz yetmedi, 500 yıl daha mı geriye götürmeyi amaçlıyorsunuz?’ cümlelerini manşetten verdiler. Siz hani sporcunun ahlâklı olanını seviyordunuz. Toplumda masum çocuklar var. Spor yapıyor diye sapkın-lezbiyen ilişki biçimini milyonların gözüne sokmaya kimsenin hakkı yoktur. Spor aracılığıyla toplumda oluşturulmaya çalışılan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği adı altındaki ‘cinsiyetsizlik’ sapkınlığına çanak tutulmaya çalışılıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü, Voleybol Federasyonu yetkililerinde önemseyip, harekete geçmeleri gerekmektedir. Bu şarttır, elzemdir. Fıtratımızla oynamaya çalışanlara, küresel gücün emrinde hareket edenlere ‘durma ve direnme’ zamanıdır.
Voleybol Federasyonu’nun, A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın tartışılan oyuncularından eşcinsel sapkına ilişkin sessizliğine son vermelidir. Ayrı okul meselesine gelince. “Kızların ayrı okula gitmelerini savunanlar Şeriatçı yobaz gericilerdir.
Karma eğitime uzanan eli kırarız.” Gibi bir sürü sapkının sözleri bitmiyor. Ayrıca ayrı okullar, müstakil kaliteli eğitimin Osmanlı’ya mahsus olduğunu da unutturuyorlar. Kemalist tarihçiler ve Atatürkçü çevreler yakın tarihimizin bu mühim kısmını özellikle karartmaya çalışıyorlar. Yapılan her şeyi de asıl sahibine bakmadan Mustafa Kemal’in hanesine yazmaya çalışarak geçmişin mirasının üzerine oturmaya çalışıyorlar. Halbuki “eğitimin olumlu ve olumsuz yanlarının farkında olarak”, geleceğin vatandaşlarına yeni bir zihniyet kazandırmaya çalışarak, geleneği modernliğe ezdirmemeye azami gayret göstererek, asri eğitim usullerini tüm Osmanlı coğrafyasına yaymaya çalışan Sultan Abdülhamid’i, Ahmet Cevdet Paşa’yı, Tunuslu Hayrettin Paşa’yı, Sait Paşa’yı, Kıbrıslı Kâmil Paşa’yı öncüler olarak en başta anmak gerek.
Bugün okullarımızdan mezun olan öğrencilerin kaçı bu ülkede eğitim seferberliğinin Mustafa Kemal daha doğmadan çok önce Osmanlı yöneticileri tarafından başlatıldığını biliyorlar mı?
Okullarda “eğitim seferberliğinin” Mustafa Kemal tarafından başlatıldığı, ondan önce memlekete bir çivi bile çakılmadığı, Sultanların eğitim düşmanı insanlar olduğu öğretiliyor çocuklara.
Bu yüzden de insanlar Osmanlı yöneticilerine, sabahtan akşama kadar küfrediyorlar.
Tarihimizi bu ideolojik bağnazlıktan kurtarmadan yeni nesilleri tarihin gerçek aktörleriyle tanıştırmamız mümkün olmayacak! (Ali Osman Aydın kardeşimizin de bu ve diğer yazılarına bakılabilir.) Dünyaca tanınan pek çok politikacı, bilim adamı, yazar ve oyuncu kadın üniversiteleri mezunu. Amerika’da 96 kız üniversitesi bulunuyor, yüzlerce kız lisesi var. Çin, Japonya, Güney Kore, Malezya, Pakistan, Avustralya, Kuveyt, Hindistan’da da bayanlara özel üniversiteler ve liseler bulunuyor. Almanya’da ayrı eğitim yapan bir dizi özel okul var. Almanya’da resmi okullarda karma eğitimi ön gören yönetmelik değiştirildi.
İsteyen veliye çocuğuna ayrı eğitim alma fırsatı tanındı. Kilise ve özel okullar zaten ayrı eğitim yapıyordu. Araştırmalar, kızların ve erkeklerin ilgi alanlarının, yeteneklerinin, öğrenme biçimlerinin farklı olduğunu ortaya koydu.
Karma eğitim çok önemli iki konuda sakıncalıydı: Karma eğitimde kız ve erkekler yeteneklerini geliştiremiyor, ayrı okullara göre öğrenci başarısız oluyor. Karma eğitim cinsel tacizlere zemin hazırlıyor, okullarda cinsel tacizler önlenemiyor. (Almanya’da öğretmenlik yapmış Ali Erkan Kavaklı kardeşimizin bu ve diğer yazılarına bakılabilir.)
MEB Prof. Yusuf Tekin’den beklentimiz, çocuklarına ayrı eğitim aldırmak isteyen velilere ayrı eğitim fırsatı sunması.
“Yüz yılın pedagojik yanlışı” olarak nitelediği karma eğitim kaldırılamıyorsa; karma eğitim, sadece kızların ve sadece erkeklerin gittiği okullar. Üç tercihin ailelere, velilere bırakıldığı tercih. Gelelim MEB’in ayrı kız okulları beyanatına karşı yapılan hücumlara. İlim, fikir ve siyasilerin düşünce özetlerine. “EVET kız okulları hatta üniversiteleri açılmalıdır.
Birkaç yıl önce Cumhurbaşkanımız, Japonya örneğinde olduğu gibi kızlara mahsus üniversite açılmalı demiş ve sanıyorum YÖK’e tavsiyede bulunmuştu. Bu düşünce mutlaka gerçeğe dönüşmeli. Yetkilileri ve sayın Millî Eğitim Bakanımızı candan destekliyoruz. Ülke menfaati için bunda sosyal zaruret hasıl olmuştur. Behemehal BESMELE çekilmelidir.” “Kız çocukları için ayrı okul açılmasına laiklik adı altında karşı çıkanların asıl niyetleri din düşmanlığıdır.
Onların zırvalarına aldırmadan çalışmalar süratle başlamalı.” Sadece okulla kalmamalı, her ile en az bir kadın hastanesi de planlamalıyız.
Hayatımızı, eğitim sistemimizi, üniversitelerimizi ya da hastanelerimizi emperyalist batıya ya da sola göre dizayn etmek zorunda değiliz. İlim nerede ise gidip alırız. Lâkin, yöntemi kendi inanç ve kültür değerlerimize göre kurgulayıp uygulamalıyız.” “Laiklik, kız çocukları için ayrı okul açılmasına engelse, o laikliği kaldırmak gerekir.” Bütün mesele şu: Sporda, eğitimde, kültür ve sanat hayatımızda millî ve manevî değerlerimize uygun bir tavır almalıyız.
HABERE YORUM KAT