1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Veli Paşa, İsak Baruh olayını niye açıklamadı?
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Veli Paşa, İsak Baruh olayını niye açıklamadı?

16 Aralık 2008 Salı 02:09A+A-

Nihayet gizemli Veli Küçük, mahkeme önünde ifade vermeye başladı.. Aylar öncesinden, Veli Küçük ile ilgili, somut bir konuşma metni verilip, bununla ilgili kendisine yöneltilen sorular, gazetelere yansımıştı..

Dünkü duruşmadan gelen haberlerde, o konuşma üzerine, Veli Küçük’ün yapacağı açıklamaları bekledim durdum.

Ama nafile.

Neydi o, aylar öncesinden gazetelerde haber olan, ama dünkü duruşmada yeterli açıklık getirilmeyen konu..

Daha önce gazetelere yansıdığı şekli ile, aynen aktarıyorum:

Soruldu: Aynı iletişim tesbit tutanağından anlaşıldığı üzere siz, MehmetGülkanat’a ‘Ben baştan söyledim. Benim önüme getirirler, koyarlar. Tapu bi tarafa.. Parayı vereceğim, 10 milyon dolar.. Hemen vereceğim ama, önce tapuyu getirir koyarlar.Sakın ha, öyle 250 bin dolar!

“…..Ben, bak Mehmet.Konuştum.Ben dedim ki, ben her şeyi çözersiniz, getirirsiniz.Ben 30 milyon dolar parayı veririm size. Onun dışında kesinlikle devreye.. Yok onla görüş, yok bunla görüş. Yok kaparo ver.. Hiçbir şey kabul etmem dedim..”

“Komisyona benim de, komisyonum var. Bizim de şeyimiz var. Ben oradan 8 milyon dolardan, en azından 4 milyon dolarını biz alacağız.Ben onu peşin söyleyeyim yani.”

Şeklinde beyanlarda bulunduğunuz anlaşılmıştır. Bu beyanlarla ilgili bildiklerinizi anlatınız.

Cevap: Kadir Boran’ın hiçbir faaliyete girmeden Alfa şirketinden 10 milyon dolar para istediğini öğrendim. Alıcısı Kayzın firmasındaki yetkili İsak Baruh’la da konuştum ancak haklı olarak peşin böyle bir para verilemeyeceğini belirttiler, alınan kararda; “tapu bir yerde para bir yerde olur” şeklinde beyanları oldu.. Mevzu budur.

Dünkü duruşmada, kendi halinde emekli bir general; emekliliğinde de özel bir güvenlik şirketinin hissedarı olarak gün doldurduğu şeklinde bir fotoğraf veren Veli Küçük Paşa, yukarıdaki konuşmalarda bahsi geçen tapu işi ve milyon dolarlık komisyonlarla ilgili tek kelime etmedi..

Oysa, mahkeme heyet de, savcılar da, tüm Türkiye de, kendisinin emekli maaşı ile geçindiği, dışarıdan sürekli pencereleri kapalı bir evde oturduğu, evinin giriş kat olduğu bilgilerinden ziyade, milyon dolarlık komisyon olayını merak ediyordu...

Kayzın firmasını merak ediyordu..

İsak Baruh isimli kişiyi merak ediyordu!

Evet evet, kimdi acaba, bu İsak Baruh?

Öyle ya, Veli Paşamız, dört dörtlük bir Atatürk milliyetçisi olduğuna göre, İsak Baruh ile ne işi olabilir?

Hatta dünkü savunmasında da “ülkeyi satıyorlar” merkezli açıklamalar yapan Veli Paşa, İsakBaruh’a nereyi satıyordu acaba?

Nereyi satıyordu ve ne komisyon karşılığında?

Danıştay cinayeti ile bağlantılandırılmayı, “kendi hayat felsefesi”ne aykırı buluyordu, dünkü savunmasında Veli Paşa..

Her şey, öyle hayat felsefesi ile birebir aynilik gösterse, zaten her şeyi şıpadanak çözmemiz lazım..

Ama çözülemiyor işte..

Bir bakıyorsunuz, “Ülke satılıyor. Ülke elden gidiyor.Yabancılar parsel parsel Türkiye’yi satın alıyor” diyerek yakınanlar, milyon dolarlık komisyonlar eşliğinde, Türk topraklarının yabancı şirketlere satışının aracılığını yapıyorlar!..

Hani, kendi emekleri ile kazandıkları bir taşınmazı satıyor olsalar, 300-500 metrekarelik bir parseli satıyor olsalar 25-30 milyar liraya, tüm birikimlerini değerlendirmeye çalışıyor olsalar, “Adamın kendi malı değil mi, ister ona satar, ister buna” diyecek olanlar çıkabilir belki..

Ama araştırdığımızda görüyoruz ki, satılmak istenen yer, hazineden aktarımlı bir taşınmaz..

Hayret ki, ne hayret..

“Ülke topraklarının yabancılara satışı”ndan şikayetçi milliyetçiler, kendi elleri ile, milletin malının pazarlanmasından alacakları milyon dolarlık komisyonların peşinde “Anlamam ben.. Para önüme, tapu önüme” muhabbeti içine girmişler..

O zaman soruyorum kendi kendime, ülke topraklarının satışından şikayet ederken komisyonun hesabını yapanlar, “Danıştay’a saldırıda bulunulması, benim hayat felsefeme aykırı” derken de, aslında alttan alta saldırının planlamasını yapmış olmasınlar?

Ne dersiniz?

“Bir emekli maaşım var” diyen Veli Paşa’nın, “4 milyon dolar gelmeden olmaz” demesinden, daha mı vahimdir; “Danıştay cinayeti’ni de, kendisinin azmettirmiş olması?”

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT