1. YAZARLAR

  2. MUSTAFA ÖZCAN

  3. Vekalet savaşçıları!
MUSTAFA ÖZCAN

MUSTAFA ÖZCAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Vekalet savaşçıları!

09 Ekim 2013 Çarşamba 13:21A+A-

Hep vekalet savaşlarından bahsedilir. Gerçekten de Suriye’de bir vekalet savaşı yürütülüyor. Vekalet savaşları olduğuna göre bir de vekalet savaşçıları olmalı. Bunlar kimler ve kimin hesabına bir savaş yürütüyorlar? Arap Baharından sonra İsrail açısından yeni bir tehdit değerlendirmesinde bulunan ve İran ekseni tehdidinin ikinci plana düştüğünü ve birinci plana Sünni eksenli Arap Baharı kampının çıktığını söyleyen İsrailli General Amus Gilad, Sisi darbesinden sonra yeni bir değerlendirme daha yaptı. Sisi’nin bu ekseni kırdığını ve dolayısıyla İsrail’i bir İslam imparatorluğu projesinden kurtardığını ifade ediyor. Amus Gilad ilginç bir değerlendirmeyle, Körfez+Ürdün+Mısır uzantılı ‘Ilımlı Arap Ülkeleri Eksenini’ dolaylı müttefik kategorisine koyuyor. Düşmanların ortak olduğuna dikkat çekiyor. Netanyahu da benzeri bir değerlendirmeyle İslam dünyasında kendilerine en yakın eksenin veya bloğun Ilımlı Arap Ülkeleri Kuşağı olduğunu ifade ediyor. Sisi darbesiyle birlikte Mısır yeniden eski bloğuna geri dönmüştür. Mısır darbeyle birlikte kuşaklar arasında makas değiştirmiş; Arap Baharı kuşağından Mübarek döneminde olduğu gibi eski kuşağına avdet etmiştir. Bu ise hem İsrail’in hem de İran’ın çıkarlarına uygunluk arz etmiştir. Arap Baharı sonrası İran, Suriye devrimini dışlarken Mısır devrimi üzerine kendi damgasını vurmak istemiş ve bunu İslami uyanış ( Sahve) olarak adlandırmış bu suretle kendine mal etmek istemiştir. Lakin darbeden sonra bir defa dahi olsun bu ifadeyi ağzına almamıştır. Unutmuştur! Çünkü stratejik olarak, Türkiye’nin de içinde olduğu rakip ve dinamik ve Sünni referanslı bir eksen yerine ölü bir ekseni tercih eder.

¥

Ilımlı Arap Ülkeleri Ekseninin düşmanlığı ise baş tacıdır. Daha ziyade meşruiyet aracı olur. Bir söz vardır: Böyle dost varken düşmana hacet yoktur, diye. Tersi de geçerlidir: Böyle düşman varken dosta ihtiyaç yoktur. Bu ifade Araplarda meşhurdur. Arap şairlerinden Cerir ile Farazdek birbirlerine hasımdırlar ve birbirlerini çekemezler. Bu nedenle sürekli olarak birbirlerini hicvederler. Bunlardan birisinde Cerir hasmını şöyle hicveder:

Zaaama’l Farazdeku en seyektülü Merba’an/ Ebşir bituli selameti ya Merbeu Farazdek, Merba’ı öldüreceğini iddia etti/ Gözün aydın Merbau! Böyle bir düşman ve tehdidiyle sen daha çok yaşarsın! Araplar bu şiiri son yıllarda siyasi alana taşımışlar ve Farazdek’i İran’ın ve Merbau’yu da İsrail’in temsil ettiğini düşünmüşler ve yerine koymuşlardır. Bence bu doğru olmakla birlikte bunu tersinden (maklup) olarak kullanmak da caiz ve mümkündür. Arapların düşmanlığı ancak İran’ın gücünü pekiştirir. Keza ‘İran’ın düşmanlığı’ da İsrail’in gücünü artırmaktadır. İsrail ve İran bu karşılıklı düşmanlıklardan yarar sağlıyorlar ve güç devşiriyorlar. İsrail Mısır’da ve İran da Suriye’de Arap Baharı eksenini devre dışı bırakarak aslında birbirlerine hizmet etmiş oluyorlar. Körfez ülkeleri de Suriye’de sadece Esat’a karşılar. Asabiyet hariç, gelecek rejimin İslam’la ilişkisinde İran, Rusya veya ABD’den farklı düşünmüyorlar.

¥

Fehmi Huveydi SETA’nın İstanbul merkezinde yapılan, From Revolution to Coup forumunda Arap Baharı ekseninin devre dışı bırakılmasıyla birlikte bölgede Mısır ve Türkiye’nin rolünün gerileyeceğini ve Mısır’ın makas değiştirmesiyle bundan en fazla zarara uğrayan ülkenin Türkiye olacağını tahmin etmektedir. Buna mukabil, Mısır’daki gelişme İran ve İsrail’i yeniden parlatacaktır. Arap Baharı zincirinin Suriye’de yavaşlatılması ve Mısır’da da darbeyle kırılması ve makas değişimine alınması İsrailli General Amus Gilad tarafından İslam imparatorluğu hayalinin söndürülmesi olarak görülmektedir. Beşşar Esat da Mısır darbesini böyle okumuş ve ‘Siyasal İslam projesinin çökmesi’ olarak nitelendirmiştir. Kendi de Suriye’de Baas olarak 50 yıldan beri İslami hareketlerle savaş halinde olduklarını söylemiştir. Amus Gilad’a göre, Müslüman Kardeşler İsrail’in ortağı olan kurulu Arap rejimlerini devirmek istiyor. Sisi darbesiyle bu tehlikeyi savuşturmuştur. Maalesef Amus Gilad saptırma ile meseleyi çarpıtmaktadır. JP gazetesinde yer alan haberde şöyle bir ifade kullanmaktadır: “Güçlü Arap Sünni bloğu İsrail’i düşman olarak görmüyor (Amos Gilad: Strong Arab Sunni bloc doesn’t see Israel as enemy ). Bu bir saptırma ve bu bloğun adı Ilımlı Arap Ülkeleri Kuşağıdır. Buna Sünnilik katmak olsa olsa İsrail’in uyanıklığı ve marifeti olabilir. Amerikancı Araplar dese daha doğru olur ama kalbindeki marazdan dolayı demez! Olsa olsa buradaki Sünni takısı sosyolojik bir ifade olabilir. Aksi taktirde, neden Suriye’de Esat’ın yanında yer alarak Sünni devrimcilerin ilerleyişini bloke ediyor? Ayrıca, Arap Baharı ülkeleri niye nazarında Sünni olmuyor? Aksine, 2012 Mısır anayasasındaki Sünni atıf darbeciler tarafından değiştiriliyor. Hiçbirinin Şiilikle alıp veremediği yoktur hepsinin ortak derdi ve kaygısı siyasal İslam diye tarif ettikleri gruplardır. Suriye’de İran eksenli dikotomik ve tezatçı yapıyı ayakta tutmak İsrail’in stratejik hedefleri arasındadır. Halkına karşı kimyasalları kullanan Beşşar bunu İsrail isteyince hiç nazlanmıyor! AmusGilad Sisi’nin büyük bir adam olduğunu ve İslam imparatorluğunu kurmak isteyen Müslüman Kardeşleri durdurduğunu ifade ediyor. İsrail basınına konuşmasına İsrail’in bundan yararlandığını lakin Sisi’nin bunu kendi hesabına ve Mısır’ın çıkarlarına göre yaptığını savunuyor. Bizim için mi yaptı deseydi? Sisi kadar Beşşar da onların vekalet savaşçısıdır. Gilad, Esat’ın devrilmesini İsrail’in sonuna giden yolu açacağını söylemişti. Esat’ın varlığını İsrail’in çıkarlarına saymış aksi taktirde, Suriye’deki rejimin yıkılması ve Suriye, Ürdün ve Mısır’da Müslüman Kardeşlerin iktidara gelmesiyle birlikte İsrail’in sonunun geleceğini söylemiştir. Bundan dolayı Ürdün, bazı Körfez ülkeleri tarafından devrimcilere teslim edilmesi için kendisine tevdi edilen silahları alıkoyuyor. Suriye rejimini suçlayacak kimyasal delilleri karartıyor. Evet! İran’ın Suriye’deki ortağı ile Ilımlı Arap Ülkeleri Kuşağı, İsrail’in sigortası ve onun ötesinde Sisi ve Esat bizzat İsrail’in vekalet savaşçılarıdır (http://ejabat.google.com/ejabat/thread?tid=349f82fb55e082b3, http://www.jpost.com/ zDefense/Amos-Gilad-Strong-Arab-Sunni-bloc-doesnt-see-Israel-as-enemy-325553, https://www.facebook.com/ yanabeea/ posts/716684505012141 ).

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT