Ve Bugün!
Ve nihayet Askerî Şura başladı..
Bugün çok merak edilen konu, haklarında tutuklama kararı verilen muvazzaflar ne olacak? Ne zaman tutuklanacaklar?
Ve tabii buna bağlı diğer soru da şu: Yasalara rağmen bu kişiler görevleri başında tutulmaya devam edecek mi ve daha da vahim olanı terfi ettirilecekler mi?
Referanduma doğru en kritik eşik bu..
Bana kalırsa yükselen terör dalgasının arkasında bu sürecin etkisi vardı. Dahası, son günlerde İnegöl ve Hatay’da yaşanan olayların arkasında da bu derin gerçeğin olduğunu düşünüyorum..
Hatta SP’deki kriz bile bu süreçle ilişkilendirilebilir.
Şimdi ben SP gerçeğinden yola çıkarak BBP’yi uyarıyorum.. Özellikle Osmaniye, Adana, Maraş üçgenine dikkat.. Ergenekon bu bölgede sorumluluğu BBP’ye yıkacakları bir eylemin hazırlığı içinde olabilir..
BBP’nin son söylemi, birilerinin canını sıkmış gibi.
Aslında ulusalcı sol eylem için MHP’li Ülkücüleri sokağa çekmeye çalışıyor. Dergilerinde bunu açık açık yazıyor, çiziyorlar.. Bahçeli bu konuda ihtiyadlı bir yol izliyor. Bir yandan kışkırtıcı şeyler söylerken, öte yandan sokağa çıkılmaması konusunda uyarıda bulunuyor.. İnsanın bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyeceği geliyor..
Kurtulmuş da öyle. Referandum sürecinde “Evet” çağrısı yapması ve bu yönde aktif bir sorumluluk üslenmeye hazırlanması, birilerinin canını fazlası ile sıkmış gibi sanki..
Kurtulmuş’a karşı olan kanada bakar mısınız, referandum konusu ile hiç ilgilenmiyor gibi gözüküyorlar.. Bu da düşündürücü.. Birileri SP için sanki “küçük olsun, benim olsun” anlayışı ile hareket ediyor..
Bakalım Kurtulmuş; Sav, Kazan, Asiltürk, Fatih Erbakan’dan yakasını kurtarıp gündeme sahip çıkabilecek mi, yoksa kongre tartışması içinde boğulup gidecek mi?
Bu arada benim anlamakta zorluk çektiğim bir başka nokta ise Balyoz Darbe Planı’nda irtica bahanesi ile tutuklanmaları, tasfiye edilmesi planlanan o kadar siyasi kişi, vakıf, dernek olmasına, MGV suç örgütü olarak takdim edilmesine, bu kadroların bürokrasiden tasfiye edilmemesine ilişkin planlar ortaya çıkmasına rağmen, SP de ihtiyarların bu konudaki sessizliği ile ilgili..
TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi ile ilgili tartışmalar sırasında SP kendi iç sorunlarına odaklanmış gözüküyor.. Bana göre bu konu Kurtulmuş’un birkaç açıklaması ile geçiştirilemeyecek kadar ciddi bir gündem maddesi olarak SP’nin gündeminde yer alabilirdi..
Bu YAŞ, TSK açısından tarihi bir milad anlamı taşıyor..
ASDER’in YAŞ’dan beklediği, daha önceki fişleme ve kıyımı, darbe planlarını yapan, çeteleşmiş kadroların sistemden tasfiye edilmesi yönünde..
Çetenin elinden gelse, bu YAŞ’da da irticaya dayalı tasfiye yapmak isteyeceklerdir.. Dahası fırsat bulurlarsa, referandum öncesi bir muhtıra da vermek isteyeceklerinde kuşku yok.
Özellikle de referandumda YAŞ kararlarına karşı yargıya başvurma yolunun açılması önemli..
Zaten Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısının değiştirilmesi, parti kapatmanın zorlaştırılması ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı, eski zamana ilişkin son derece radikal değişiklikleri gündeme getiriyor..
Kim ne yapacaksa şimdi yapacak.. Birileri bu YAŞ’tan da umudunu kesecek olursa ve eğer bu referandumu bir kırılma noktası olarak görüyorlarsa, ellerinden geleni arkalarına koymayacaklar..
Bu hafta sonunda önce ne olacağını göreceğiz..
Eğer haklarında tutuklama kararı çıkartılanlar, hâlâ tutuklanmadıkları gibi görevlerinin başlarında kalmaya devam ediyorlar, o da yetmiyormuş gibi bir de terfi ettirilmek isteniyorsa, hükümetin bu konuda takınacağı tavır önemli..
Sonuçta YAŞ kararları, MGK kararları gibi istişari bir değer taşıyor..
Bu arada bu YAŞ da hükümet, Kozmik Oda ve o kamyon dolusu bombalarla ilgili konuyu masaya getirecek mi, bu belli değil.. İddialar vahim.. Bir zamanlar Meclis Başkanlığı da yapan, bugün Başbakan Yardımcısı olan bir kişiye karşı ordu içinde bir suikast planı olduğu iddiası gündeme geldi ve sonra bu konunun üzeri örtüldü..
Hükümet sanki kendi üyesine sahip çıkamıyor gibi görünüyor ama Genelkurmay, Balyoz Darbe Planı ile ilgili olarak haklarında tutuklama kararı verilen kişileri yargıya teslim etmemeye çalışıyor. Genelkurmay bu kişileri Orduevlerinde, en azından YAŞ sürecinde misafir etme, yargıya teslim etmeme çabasında.. Bu da TSK’nın bu konuyu YAŞ’da pazarlık konusu yapacağını gösteriyor.
Bu noktaya gelinene kadar Erdoğan’la Başbuğ arasında aslında birtakım görüşmeler oldu. Bu konularda neler konuşulduğunu bilmiyoruz ama, bu süreçte basında son derece önemli yazılar yer aldı..
Nihayet o gün geldi. Şimdi ne olacağız, onu hep birlikte göreceğiz..
Selam ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT