Haksöz Haber

Uludağ Üniversitesi İnsani Değerler Topluluğu geçen hafta yaptığı tanışma toplantısı ve film gösteriminden sonra bu hafta, dönem içerisinde de devam edecek olan Kur’an’ın Anlamıyla Buluşma Dersleri'nin ilkini Öğrenci Kültür Merkezi (Mediko) Kırmızı Salon’da gerçekleştirdi.

“Vahyin Diriltici Soluğu - Alâk Sûresi”  konu başlığıyla gerçekleştirilen programı, topluluk yönetim kurulu üyelerinden Mahmud Batuk sundu.

Batuk, "Kur’an’ın anlamıyla buluşma dersleri başlığı altında yapacağımız dersler, yapılmasının son derece elzem olduğunu düşündüğümüz alternatif bir eğitim programıdır. Alâk Sûresi, Fatiha Sûresi ve Lokman Sûresi olarak gerçekleştireceğimiz bu derslerde asıl amaçladığımız, bizlere Rabbimiz tarafından indirilen, içinde hiçbir çelişkinin ve çarpıklığın bulunmadığı temel kaynağımız olan Kitab’ı en doğru şekilde anlamak ve anladıklarımızı hayatımıza/pratiğimize aktarmaya çalışmaktır. Bu minvalde iyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı, adili-zalimi, hakkı-batılı değerlendirirken, sadece sınırlı aklımızı ya da nefsimize hoş geleni/kolayımıza kaçanı değil küllî bilgiye sahip olan Rabbimizin bildirdiklerini/belirlediklerini ölçüt olarak almamız gerekmektedir." diyerek vahyin inzal olmaya başladığı dönemdeki Mekke toplumunun genel yapısı ve Hz. Muhammed'in (S.) o dönemdeki yaşantısı hakkına bilgiler verdi.

 Akabinde Alâk Sûresi’nin anlamını okuyan Batuk’un sunumundan başlıca notlar:

- “Oku yaratan Rabbin adına” ile başlayan vahyin, okumaktan kastının salt bir dergi, gazete, kitap vb. olmayıp aslında hayatı, insanı, olayları, yaratılışı, varlığı Allah merkezli bir okumaya tabi tutmak demektir.

- Bir embriyo/alâk’tan yaratılmış insan yeryüzünde başıboş bırakılmamıştır. Sonsuz kerem sahibi Allah tarafından kendisine değer verilmiş/isimler öğretilmiş, bilmedikleri bildirilmiştir.

- Kendisini yeterli gören insan önce kendisini diğer insanlardan üstün görür (Kehf / 32-42) ve bunun bir sonucu olarak nefsini/aklını/sahip olduğu gücü ilahlaştırarak, kendisini Allah’ın konumuna oturtmaya çalışarak kendisine en büyük zulmü yapar.

- İbadete kalkan kulları engellemeye çalışanların aslında günümüzde de kol gezdiklerini söyleyebiliriz. Bunun da yine salt anlamda namaz kılmayı engellemek olmadığını, İslami kimliğimizle toplumda var olmamızı/rengimizi belli etmemizi hazmedemeyenlerin her türlü engelleme ve baskı kurma girişimleri olduğunu söyleyebiliriz.

- Kendisine ilahlık addeden taraf ne kadar güçlü/gösterişli/zengin olursa olsun; Rabbimizin bizlere emrettiği, asla ve asla onlara itaat etmememiz, onların hayat tarzlarını benimsemememiz ve onlarla aramızda sürekli bir mücadelenin olması gerektiğidir. Bu durumda Rabbimiz tarafından destekleneceğimizin müjdesi de verilmektedir.

- Her şeyden önemlisi yaratıcımız olan Allah’la, hiç kopmayacak ve devamlı bir irtibatımızın/itaatimizin/ibadetimizin olması gerektiğidir.

Soru-cevap ve katkılarla interaktif bir şekilde geçen program, ileride yapılması planlanan etkinlikler hakkında bilgi verilmesiyle son buldu.