HAKSÖZ HABER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye siyaset arenasında; popülist, şovenist ve algıya dayalı paylaşım ve söylemleri ile dikkat çeken bir isim.

Toplumun neredeyse tüm kesimlerine karşı giriştiği algı operasyonlarını, kara propaganda söylemlerini, ırkçı ve yabancı düşmanlığı yaptığı siyasi salvolarını “helalleşeceğiz” kisvesi altında yumuşatarak sunan Kılıçdaroğlu bu defa da kendisinin “en çok algıya maruz kalan kişi” olduğunu iddia etti.

Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından, “Türkiye’de üzerine en çok algısal operasyon yapılan kişiyim. Bu değişmez, ben alışığım. Ancak yurttaşlarımıza önerim, sureti muhalif görünen ama psikolojik harp dahilinde kurulmuş yapılara dikkat etmeleridir. Sarayın troll içeriklerini yayanlara bakmak yeterli olacaktır kanımca.” paylaşımında bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun siyasi arenada geçirdiği süre göz önüne alındığında, bu kadar kısa zamanda ve muhalif bir partinin liderliğinde yaptığı algıya dayalı paylaşımlardan sadece birkaç tanesini içerdiği tezatlarla beraber aktarıyoruz.

28 Şubat’ın arkasındaki MGK toplantılarını savunan, darbeci askerlere partisinde kucak açan, üstüne bir de AK Parti’yi 28 Şubat’tan beter davranmakla suçlayan Kılıçdaroğlu şöyle demişti: “28 Şubat mağdurlarından biri de benim”, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez, başörtülü kadınlar bu kadar ağır bir zulümle karşı karşıya kaldılar”

2023 seçimleri öncesinde son bir yıla girilirken algı operasyonlarına ağırlık veren ve iddialarını destekleyecek hiçbir kanıt sunmadan topluma kara propaganda satan Kılıçdaroğlu SADAT için: “SADAT paramiliter bir kuruluştur... Burası terörist yetiştiren bir kurumdur” demişti.

Irkçı ve yabancı düşmanı söylemleriyle Araplara, Afganlara, Suriyelilere, Pakistanlılara nefret kusan, Türkiye’ye gelen yabancıların Türkiye’de yeri olmadığını iddia eden ve her zaman en ‘güzel, iyi ve adil’ partinin kendi partileri CHP olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu yabancı düşmanlığında bulunurken farklı tarihlerde benzer şu söylemleri yinelemişti: “Sığınmacılar konusunda netim, gidecekler”, “Bakalım el mi yaman bey mi!”, “Ensarlığı bırakın. Göndereceğiz. Nokta.”, “Milletimiz ırkçı değildir, olmayacaktır da”…

“4 milyon hanede elektrik yok” diyerek kendi elektrik faturasını ödemeyeceğini ilan eden, protesto ettiğini belirterek herkesi aynı şekilde davranmaya çağıran, evine misafir olduğu sözde elektrikleri kesilmiş yurttaşlarla dayanışan Kılıçdaroğlu’nun elektrik konusundaki algı operasyonu ortaya çıkan, kanıtlar sonrası iddiaları tuzla buz olurken, geriye büyük bir kara propagandanın kirlilikleri ve söylemini bıraktı.

Üniversite sınavına hazırlanan gençlere, “Katarlılar bedava tıp okuyacak” diyerek kara propaganda malzemesi ile ‘yeis’ aşılayan, Katarlılara karşı nefret dalgası oluşturan, üniversiteye hazırlanan gençleri karamsarlığa mahkum ederek oy devşirmeye çalışan Kılıçdaroğlu büyük bir pişkinlikle başvurduğu algı operasyonunun sahte olduğu ortaya çıkmasına rağmen: “Sevgili gençler, birkaç genç beni dava etmiş, bunun üzerine size seslenmek istedim. Gençler, iktidarımızda öyle güçlendireceğim, özgürleştireceğim ki sizleri, siyasetçiler sizi manipülasyonlarına araç etmeyi cesaret edemeyecek. Size zerre dokunanın canına okuyacağım. Ss alın!” diyerek kendilerinin ‘umut’ olduğunu iddia etmişti.

“Helalleşeceğiz”, “Biz düşünce ve inanç özgürlüğüne saygılıyız” diyerek topluma sevgi pıtırcığı olduklarını iddia eden, dini özgürlüklere hakaret eden, başörtüsünü aşağılamaya çalışan partililerine müsamahakar davranan, bir de üstüne Kemalizm’in katı distopyasını dayatan Kılıçdaroğlu, partisinin özünde hiç değişmediğini defalarca başvurduğu algıya dayalı mesajları ile kanıtlamadı mı?