Uyuşturucu ve petrol kaçakçılığı önlenmeden..
Kayıtdışı siyasetin arkasında kayıtdışı ekonomi var. Kayıtdışı ekonominin arkasında ise, uyuşturucu, petrol ve arazi mafiası..
Gözünüz aydın (?!), Uyuşturucu Mafiası Kırgızistan’a kayıyor..
Dünya haşhaş üretiminin % 93’ü Afganistan’da yapılıyor.. ABD’nin dünyada 737 askerî üssü ve buna paralel istihbarat örgütleri ile ajanları, dünyayı uydudan izleyen gözleri var ama işgal altındaki Afganistan’ı bile kontrol edemiyor.
Garip değil mi?
Afganistan’daki eroini büyük ölçüde Rus Mafiası taşıyor..
Eskiden rota İran üzerinden Türkiye idi. Ya da Irak üzerinden Suriye ve Avrupa.. Şimdi rota toplam işin % 60’ı Kırgızistan/Bişkek üzerinden gerçekleşiyor.. Kalanı Gürcistan, Çeçenistan, Azerbaycan, Özbekistan ve Ermenistan üzerinden batıya taşınıyor. Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden gelen mallar, Türkiye ve Ukrayna üzerinden batıya gidiyor.. Balkanlar’da Romanya, Estonya, Litvanya, Bulgaristan, Hırvatistan en önemli geçiş noktaları..
Kırgızistan’da yaşanan kanlı Özbek olaylarının arkasındaki sebeblerden biri de bu gerçek olabilir mi?
Uyuşturucu trafiğinde Türkiye’nin önemi azalıyor.. Afganistan’da 1 kilo eroin 1500 dolara satılırken, bu ham sakız, Kırgızistan’da ilk elemeden geçirildiğinde 5000 dolara alıcı buluyor.. Moskova’ya ulaştığında rafine edilmiş eroinin kilosu 50.000 dolara kadar çıkabiliyor..
Bölgede altın, değerli maden ve taş kaçakçılığı da yapılıyor, silah kaçakçılığı da.. Bölge bu anlamda iyi bir pazar..
İran eroin girişlerini sert bir şekilde cezalandırmaya ve eroin trafiğini kendi toplumuna karşı bir saldırı olarak görmeye başladığından beri, bu koridor Mafia için artık cazip olmaktan çıkmıştı.
Uyuşturucu trafiğinin Rusya’ya kayması ile Türk ve Rus Mafiası arasında da bu konuda bir yakınlaşma ve işbirliği olabileceği tahmin ediliyor.. Bu şekilde Rus Mafiası’nın, yeni iş ortakları üzerinden yatırımlarını Türkiye’ye kaydırmaları da söz konusu..
Uyuşturucu trafiğinin rotasını değiştirmesi sonucu, bu bölgedeki uyuşturucu kullanımının da artması bekleniyor. Zaten ileri derecede alkol tüketen ülkelerde uyuşturucuya geçiş çok zor olmamaktadır..
Şimdi Türkiye’nin önündeki en önemli kaçakçılık konusu petrol ve tabii hazine arazilerinin yağmalanması..
Arazi yağması konusunda eskiye dönük sorunlar var. Yoksa yeni bir durum söz konusu değil. Terör ve silah kaçakçılığı ile sıkı bir mücadele başladığına göre, o zaman geriye petrol kaçakçılığı kalıyor..
Bu konudaki kaçakların adresi belli:
- Solvent ithalatını sıkı takibe alacaksınız.
- Kamu ihalelerindeki fiyatları ve alımları denetim altına alacaksınız.
- Biodiesel olarak kullanılan bozuk yemeklik yağ ithalatını kontrol altına alacaksınız.
- Kaçak petrol girişini kontrol edeceksiniz..
Aslında bu işi herkes yapamaz. Dolayısı ile takip edilmesi gereken şirket sayısı belli.. En büyük kaçakçılık denizden yapılıyor. Gemilerin yanaştığı kaç liman var? Gemiler, limanlar, depolar kimin?
Ben bu konuda bilgi eksikliği olduğunu sanmıyorum..
Petrol kaçakçılığı sadece terörün beslendiği bir alan değil. Bir kısım büyük sermaye gruplarının ve kimi petrol şirketlerinin asıl işi bu. Daha da önemlisi kayıtdışı siyaset, derin devlet, terör örgütü, Mafia bu çöplükten besleniyor..
Kaçakçılık piyasa dengelerini bozan, şantaj, rüşvet, tehdit sarmalına alıp siyaset ve bürokrasiyi boğan karanlık ilişkiler bu kaynaktan besleniyor..
Kaçağı polisiye tedbirlerle önlemek mümkün. Tabii önce ciddi bir istihbarat gerekli.
Ama petroldeki yüksek vergileri kaldırın, kaçak biter.
Sadece kaçak bitmez, piyasaya canlılık gelir. Enerji maliyetlerindeki düşüş, piyasayı harekete geçirir..
Kamunun geliri azalmaz. Aksine artar. Vergi düşünce, kaçak duruyorsa, kaçakta satılan ürün kayıt altına alınınca, kamunun mali açıdan kaybı da ortadan kalkar..
Kamu isterse ihtiyaç duyduğu kaynağı, arabalara yıllık enerji fonu katkı payı diye, yılda dört defada alabilir mesela.. Sonuçta yine devletle birlikte vatandaş bu işten kârlı çıkar..
Petrol kaçakçılığının asıl sebeblerinden en önde geleni, yüksek vergilerdir.. Yüksek vergi politikası sadece Mafianın ve bu kaynaktan beslenen terörün işine yarıyor..
Petrolde kâr marjı belli. Peki kredi kartı ile petrol alımında para puan promosyonuna bakın, ne demek istediğimi anlarsınız.. Bile bile lades der gibi.. Bu işler açık açık, ilanla, reklamla, davul çala çala yapılıyor..
Bu promosyonlar için neden EPDK ya da bir başkası çıkıp “Bu değirmenin suyu nereden geliyor” diye sormuyor.. BDDK, SPK, onca kurul var, neden kimse çıkıp bir şey demiyor?..
TBMM’nin petrol kaçaklığı ile ilgili araştırma raporunu kimse okumuyor mu?
RTÜK göz göre göre yapılan bu işlemden dolayı televizyonları uyarabilir mesela.
Sahi, tüketici dernekleri, odalar, işadamı dernekleri, Mali Müşavirler Odası, Barolar; kimsenin diyeceği bir çift söz yok mu?
Bakın, bu işlerin arkasında Yargı, Siyaset, Media, Bürokrasi desteği olmadan olmaz.
Ortada bir hukuksuzluk var. Ya da bir illüzyon, sonuçta göz göre göre bir aldatma söz konusu.. Reklam Denetleme Kurulu ne diyor bu işe..
Savcılığa suç duyurusunda bulunuyorum. Bu işi soruşturacak kimse yok mu?
Afganistan “neden böyle” sorusunu sorarken bu gerçekler üzerinde de düşünmek gerek..
Bu bataklık kurutulmadan PKK biter, ASALA çıkar, ASALA biter, bir başkası çıkar.. Bataklığı kurutmadığınız sürece bu bela bitmez..
Uyuşturucuya karşı kalkan oluşturmak istiyorsanız, alkolü ve fuhşu engelleyin.. Dinî değerlerin ve ailenin güçlenmesine fırsat tanıyın.. Yoksa alkol, fuhuş derken, uyuşturucu ve intihar kaçınılmaz.
Ama önce bataklığı sulamaktan vazgeçin. Maliye ve Enerji Bakanı, bu işi birlikte çözebilirler.. Ve tabii istihbarat, Emniyet ve yargı desteğinde..
Keşke MİT, önleyici istihbarat için Türkiye’nin dış açılım politikası paralelinde dışa doğru genişlemek için bölge devletleri ile eğitim ve istihbarat paylaşımı konusunda işbirliği yapmak için yeni bir proje başlatsa.. Çünkü bu iş tek başına üstesinden gelemeyeceğimiz kadar önemli bir iş.
Selam ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT