HAKSÖZ-HABER

Hüsnü Mahalli adlı Muhaberat elemanı Korkusuz adlı seviye yoksunu gazetede şebbihalığın utanmazlık anlamına geldiğini bir kere daha ayan beyan ortaya koyan bir yazı yazmış. Yazısında İdlib’de yaşanabilecek korona salgınının çok büyük boyutlara ulaşabileceğini, bundan Türkiye askerlerinin de zarar göreceğini, bu yüzden derhal bölgeden çekilmesi gerektiğini falan söylüyor. Bu arada İdlib’de katil rejime karşı savaşan mücahitlere de alçakça hakaretlerde bulunuyor.

Şebbihanın yazısının bir bölümü şöyle:

“5 Mart Moskova toplantısından sonra İdlib konuşulmaz oldu.

Olan 50 şehide ve onların ailelerine oldu.

Şimdi artık ne İdlib’i, ne Fırat’ın doğusunu ne de Suriye’yi konuşan var.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de herkes sinsi virüsün peşinde.

Oysa İdlib’teki tipler koronadan çok daha tehlikeli.

Umarım koronavirüsü bölgede bulunan Türk askerine bulaştırmazlar.

Bölgeden gelen haberlere bakılırsa herkes diken üstünde.

Beslenme, sağlık ve hijyen koşullarının çok kötü olduğu bölgede her an her şey olabilir.

Lafa bakın! Olan 50 şehide ve ailelerine olmuş! Bu insanlar virüsten falan ölmedi Hüsnü Efendi! Sizin mensubu olduğunuz katil rejim tarafından alçakça hedef alınarak, taammüden katledildiler. Bunu gizleyemezsiniz! Türk askerini çok düşündüğünü ima eden şebbiha, kendisinin, o askerleri katleden rejimin adamı olduğunu herkesin bilmediğini mi sanıyor? 

İdlib’de salgının çok tehlikeli hal alabileceği iddiası el-hak doğru bir söz. Peki, bunun nedeninin ne olduğunu da belli değil mi?

İdib’de milyonlarca insanı bombalayarak, işkence ederek, katlederek sefil şartlarda kamplarda yaşamak zorunda bırakan Esed rejiminin, Rusya ve İran’ın canavarlığı bilinmiyor mu? Buralarda yaşanabilecek insani bir felaket tehdidini sopa gibi kullanmaya kalkanların,  hastaneleri vahşice bombalayan zalimlerin suç ortakları olduğunu bilmiyor muyuz?