Yaşasın!.. Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kazanmış! “Ne seçimi?” diyeceksiniz..

Üç ayda bir kurultay yapıyorlar ya..

Kurultay’daki seçimi..

“Yaşa varol Kemal Abi!”..

“Var mı senin kadar, ‘seçim kazanan’ başka genel başkan!”

Yok tabii.

Genel Başkanlık koltuğuna oturalı sadece 2 yıl oldu ama..

Bu kaçıncı, genel başkanlığa seçilme?

Eminim, kendisi de unutmuştur, sayısını..

Ne yapsın Kemal Abi?

Baktı ki milletvekili seçimlerini önde bitirip başbakan olmayı rüyasında bile göreceği yok..

O da, partisinin kurultayını toplayıp, üç ayda bir genel başkan seçilerek, “Seçim kazandım” havası veriyor.

Seçimi kazanıyor ama..

İşe yarayan seçimi değil!

Aynı şekilde, “dava”ları da kazanıyor Kemal Abi!

Ama.. Kazandığı dava, kendisinin altını oyuyor..

“Keşke kazanmasaydım” diyecek kadar, partisini de, kendisini de pişman ettirecek bir “kazanma” bu!

Neydi o dava?

CHP’nin, Anayasa Mahkemesi’ne açtığı, “tam gün yasası” diye bilinen, Kanun Hükmünde Kararname’nin iptali davası..

Anayasa Mahkemesi, KHK’yı, “Düzenlemenin kanunla yapılması gerekirdi. En azından, bu konuda TBMM’den yetki alınmalı idi” gerekçesi ile iptal etti.

Yani, CHP davayı kazandı..

Kazandı da..

Sandıkta bu kazanmanın karşılığı ne?

Hani “doktorlar arasında bir seçim” yapılsa, CHP’nin sandıkları silip süpüreceği kesin de..

Ama ne yazık ki, Türkiye’nin büyük çoğunluğu doktor değil.. Tam aksine, “tam gün yasası”ndan şikayetçi olan, doktorların istismarına isyan eden gariban insanlar..

Ve o gariban insanlar; doktorların, hem üniversitede çalışıp, hem de saat 15.00’ten itibaren “Muayenehanemde hizmetindeyiz.Tabii ücreti mukabilinde” uygulamasından rahatsız..

Onun için de “tam gün yasası” çıkınca, gariban vatandaşlar derinden bir “Oh” çekmişlerdi..

İlk günler, CHP medyası kıyameti kopartmıştı:“Üniversiteler boşalıyor. Derse girecek öğretim üyesi bulanamayacak” diye..

Gerçekten de, birkaç para delisi öğretim üyesi istifa etti ama..

Zaman içinde, her şey yerli yerine oturdu. Vatandaş memnun. İdeolojik bakanlar hariç, doktorlar memnun..

Tam da vatandaş, CHP’nin “Tam gün yasası iptal olsun.Doktorlar hem kamu hastanesinde çalışsın, hem de muayenehanede vatandaştan ücret alsın” talebi ile açtığı davayı unutmuştu ki..

Kemal Abi’nin genel başkanlığa bilmem kaçıncı defa seçildiği gün, Anayasa Mahkemesi’nden haber geldi..

“Düzenlemenin iptaline..” Yani, doktorun “ya memuriyet, ya da muayenehaneyi seçme” mecburiyeti artık olmayacak.

Memuriyet sürerken, kamu imkanları ile tanıdığı hastalardan, muayene ücreti de almaya tekrar başlayacak.

Böyle dava kazanma, düşman başına..

Şimdi ne yapsın Kemal Abi?.

“Davayı kazandık” diye, çıkıp övünse.. Gariban vatandaş, “Bak hele.. Övündüğün şeye bak.. Biz sana, doktorları zengin edesin diye mi oy vereceğiz? Sen garibanları mı düşüneceksin, yoksa doktorları mı?” dese, ne cevap verecek?

“Nerde senin ‘Sosyal devlet’ sözün?. Sosyal devlette, bir avuç doktor mu düşünülür, yoksa gariban vatandaşlar mı?” denilse ne cevap verecek?

İnsanın şansı olmalı.. Şans olmazsa insanda, kazandığı dava ile bile, böyle kaybeder işte!

YENİ AKİT