Umran Dergisinin Şubat 2024 sayısı çıktı
Umran Dergisinin Şubat 2024/354. sayısı "TÜRKİYE NE ZAMAN KENDİNE GELECEK? Sürüp Giden Dünya Savaşları, Tuhaf Hadiseler ve Sekülerleşme" manşetiyle çıktı.
Derginin sunuş yazısından:
Devam eden Gazze Savaşı, öte yandan sırasıyla 7,7 ve 7,6 şiddetinde iki depremin meydana geldiği 6 Şubat sarsıntılarının seneidevriyesi, şehirlerimizin kimin tarafından ve nasıl yönetileceği üzerine karar vereceğimiz mahalli seçim sürecine rastladı. Yaşadıklarımız, bizi var eden temel sorularla küresel ve yerel ölçekte sınandığımız olayların gölgesinde cereyan ediyor.
Gazze savaşı, dünya çapında Filistin’e ilgiyi canlandırdı. Bilhassa Batı’da, İsrail'in Filistinlilere yönelik süregelen suçlarına ve ABD ve Avrupa’nın, sömürgeci zihniyetiyle bağlantılı mutlak desteğine karşı büyük halk hareketlerine yol açtı. Bu destek, İsrail’i soykırım suçlamalarıyla Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) getiren benzersiz bir savaşa yol açtı. Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı davada UAD 26 Ocak 2024’te açıkladığı kararında İsrail’in soykırımı engellemek zorunda olduğuna hükmetti.
Türkiye 6 Şubat 2023 günü hem şiddet hem de büyüklük bağlamında son yüzyılın en büyük beşinci depremine maruz kaldı. Karadeniz’den Orta Anadolu’ya geniş alanda hissedilen deprem sonrasında farklı alanlarda hayat kurtarma ve depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması başta olmak üzere farklı sahalarda kriz yönetimi uygulandı. Şüphesiz Türkiye’de çok sayıda deprem kuşağı var. Gerekli tedbirleri almak bizlerin elindedir. Bu ise, büyük ölçüde afet yönetiminden ziyade risk yönetimine ağırlık vermesi gereken hükûmetin ve belediyelerin sorumluluğunda.
Öte yandan Türkiye’de 28 Mayıs 2023’teki genel seçimlerden bugüne kadar başta futbol maçları olmak üzere birçok alanda ilginç olaylar vuku bulmaktadır. Meydana gelen bu olayların bir kısmı 28 Şubat, bir kısmı da Taksim kadife darbe sürecindekilere benzemektedir. Anlaşılan o ki Türkiye’de Kemalizm’in, otokolonizasyon projesi olarak gördüğü işlevi tüm yönleriyle teşrih masasına yatırmadan kimlik sahibi bir toplum olma vasfı kazanamayacağız. Zıvanadan çıkan futbol taraftarlığı, mülteci karşıtlığı, İslâm düşmanlığı üzerinden “sokak Kemalizm’ine” alan açmaya çalışan Şer İttifakı’nın pis oyunu, stratejisi ancak uzun vadeli, uzun soluklu ve kuşatıcı bir stratejinin uygulamaya sokulması ile çok rahat bir şekilde bozulabilir. Şer İttifakı’na karşı şuurlu geniş bir cephe kurmak gerekmektedir.
Bazı Başlıklar:
Futbol Kadife Darbe Süreci/Burhanettin CAN
Batı’nın Ahlaksız Siyasetinin Sonu ve Türkiye’nin Tarihsel Misyonu/Mustafa AYDIN
Otokolonizasyon Projesi Olarak Kemalizm/Kâmil ERGENÇ
28 Yıl Sonra 28 Şubat/Mehmet Furkan ÖREN
Filistin, Endülüs Olmayacak, Olmamalıdır!/Kamil YEŞİL
Tarık Buğra’yı Düzyazılarıyla Hatırlamak/Halim SEZER
Şeriati Marksist mi?/Kürşad ATALAR
HABERE YORUM KAT