
Umran dergisinin 368. Sayısı çıktı
Umran dergisinin Nisan 2025 tarihli 368. sayısı dünyadaki değişimlere odaklanan “Dünya Nereye Gidiyor?” konulu bir manşetle çıktı.
Umran dergisinin Nisan 2025 tarihli 368. sayısı dünyadaki değişimlere odaklanan “Dünya Nereye Gidiyor?” konulu bir manşetle çıktı. Dergide dünyada olup bitenler jeopolitik dönüşümler, yaklaşan çatışmalar ve Batı’nın geleceği bağlamında işleniyor.
Derginin sunuş yazısı dur durak bilmeden Siyonizm’in Gazze’deki barbarlıklarının konuşulup yazılması gereken zamanlarda Türkiye’de ve dünyada çok ilginç gelişmelerin yaşandığı tespitiyle başlıyor. ABD’nin küresel rolü, Çin’in yükselişi, İngiltere + Avrupa Birliği’nin stratejik geleceği, Yemen, Rusya-Ukrayna etrafında şekillenen gündem ne olursa olsun, Gazze daima hatırlamalı ve hatırlatılmalı vurgusu ile sürüyor.
Ümmet Şuuru, İslâmofobi ve Fay Hatları
Gündem sayfalarında Burhanettin Can 21. asırda ümmet şuurunun yeniden inşası çerçevesindeki yazılarını “Kavmiyetçilik Hastalığından Kurtulmak” başlıklı yazısıyla sürdürüyor. Metin Alpaslan Kürt meselesi özelinde hatalardan ders alarak barışa tutunmak gerektiğini vurguluyor. Ömer Behram Özdemir, Suriye’de fay hatlarına yönelik provokasyonları ve Şam’ın tutumunu irdeliyor.
Saraçhane sürecinde sokaklar ve sosyal medya mecraları Müslümanlığı hedef alan İslâm karşıtlığının rutin hâle geldiği İslâmofobik bir dünyada yaşadığımızı bir kere daha gösterdi. Baş döndürücü ve akıl bırakmayan bir nefret sarmalının içindeyiz. Buna karşı müşterek bir cephe oluşturmanın gerekliliği her geçen gün artıyor. Salman Sayyid yaşadığımız günlerde yükselişini sürdüren İslâmofobiye karşı müşterek bir cephe kurulması gerektiğini kaydediyor.
Ortadoğu’dan sayfalarında Abdulvehhab Bedirhan ABD-Rusya yakınlaşması ve değişen uluslararası sistemi analiz ederken, Hasan Ebu Haniye İsrail’in yeni Suriye’den ne istediğini yorumluyor. Ziyad Bereket İran ve Türkiye arasında bir çatışmanın olup olmadığını ele alıyor. Selahaddin El-Corşi siyasi manipülasyon ile acı gerçek arasında Muaviye dizisini irdelerken, Şerif Eymen ümmetin birliğinin ya da parçalanmasının kapısı bağlamında Suriye’de yalananları analiz ediyor.
Jeopolitik Dönüşümler, Yaklaşan Çatışmalar ve Batı’nın Geleceği
Avrupa’nın doğuda Rusya tehdidi ve güneyde Ortadoğu ve Afrika’dan gelen göçün yol açtığı siyasi çalkantılarla zayıflayıp bölündüğü görülüyor. Dünyayı hallaç pamuğu gibi attıran Trump’ın ve elinde kesim motoruyla dolaşan tekno-oligark Musk’ın dünyasında Avrupa’nın öneminin giderek azaldığı ortada. Trump’ın coğrafi genişleme arzusu, ABD’nin geleneksel sınırlarının ötesinde stratejik olarak önemli bölgeleri kontrol altına alma ya da nüfuzunu artırma fikrine dayanıyor. Bu strateji ABD’nin geleneksel müttefikleriyle arasını açarak, NATO ittifakının geleceğine dair tartışmaları da körüklemiş durumda. Dergi bu çerçevede yaşananları farklı bakış açılarıyla sayfalarına taşıyor. Derginin dosya yazıları şöyle: Mustafa Aydın “Dünya Düzeninin Değişme İmkânı”, Robert D. Kaplan “Trump’ın Yeni Haritası”, Emmanuel Todd “Entelektüel Dünyadaki Hâkim Oligarşinin Muhalifiyim”, Alexandr Dugin, “Trumpizm Dünyayı Sarsabilir”, Mehmet Furkan Ören, “Ukrayna Savaşından Payımıza Düşen”.
Kritik ve Kültür Sanat
“Yaşayan İslâm” sayfalarında Aytaç Ören “Cuma Kayıt”larına “Eksik Tefsir” yazısıyla devam ediyor. Kritik sayfaları Cevdet Kavsara’nın “Dünden Bugüne Kanal 7: Özgünlük Arayışından Şiraze Kaybına” yazısıyla açılıyor. Mustafa Akman’ın “Müdekkik ve Münekkid Bir Âlim: Muhammed Tayyib Okiç” metniyle devam ediyor.
Ahmet Yasin’in “Osman Sınav: Bu Toprakların Yönetmeni” başlıklı yazısıyla başlayan kültür sanat sayfaları Halim Sezer’in “Bir Kemal Tahir Dostu: Cengiz Yazoğlu” analiziyle sürüyor. Bunu Mevlüde Acartürk’ün “Hasan Çelebi: Hattın İzinde Bir Ömür” yazısı takip ediyor. Kaan Küçük Yaşar Bedri’nin roman mesaisine odaklanırken, Gülşen Özer Yankı: Görünmez El dizisi üzerinden 28 Şubat döneminin farklı yüzlerine ve dinamiklerine dikkat çekiyor. Nazgülü Çarkanat ise Yusuf Özaslan’ın senarist ve yazar kimliğini ele alıyor.
HABERE YORUM KAT