Ümidin Adı Ümmet Coğrafyası’dır
Üsküdar Belediyesi’nin “Kitap, Okur ve Yazarı Buluşturuyor” programlarının ilki 12 Ekim tarihinde Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Üsküdar Belediyesi’nin “Kitap, Okur ve Yazarı Buluşturuyor” programlarının ilki 12 Ekim tarihinde Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde yapıldı. Programın konuğu Adem Özköse; son kitabı ‘Ümmet Coğrafyası’nın yazılış süreci ile ilgili bilgiler verdi, tecrübelerinin bir kısmını dinleyicileriyle paylaştı.
Konuşmasına; her kitabın uzun ya da kısa bir “hikâyesi” olduğunu ifade ederek başlayan yazar, son kitabının oluşmasında çocukluğuna kadar uzanan bir serüvenin etkili olduğunu belirtti. İlkokula gittiği dönemlerde evlerine alınan İslam, Kadın ve Aile gibi bazı dergiler aracılığıyla İslâm coğrafyasına ilgi duymaya başladığını aktardı.
Yazar, çocukluk dönemlerinde Afgan ve Çeçen cihadının haberleri ve anlatılarıyla hemhal olduğunu, Ahmet Şah Mesut, Gulbeddin Hikmetyar, Burhaneddin Rabbani gibi isimlerin o dönemlerde öne çıktığını söyledi. Çeçen komutan Cevher Dudayev’in İslami ilmler öğrenmek üzere Türkiye’ye gönderdiği Çeçen çocuklarından Samsun Çarşamba’ya gelenlerini, babasının haftada bir evlerinde yemeğe davet ettiğini ve bu davetler sürecinde İslam coğrafyasına ve Ümmet kardeşliğinin tesisine yönelik duygularında ciddi bir olgunlaşma olduğunu ifade etti. Sonraki dönemlerinde Bosna cihadıyla ilgilendiklerini söyleyen Özköse, bir grup arkadaşıyla Bosna’da yaşananları radyodan takip ettiklerini, daha sonra da bir grup arkadaşıyla Bosna’da yaşanan dramı anlatan bir tiyatro hazırlayıp sahnelediklerini aktardı.
Marmara Üniversitesi’nde gazetecilik bölümünde okuduğunu ifade eden yazar, fakülteden sonra Vakit Gazetesi’nde muhabir olarak çalışmaya başladığını söyledi. Daha bu sonra bu vesileyle ilk yurtdışı ziyaretini gerçekleştirdiğini ve Şam’a gittiğini belirten Özköse, kendilerine yıllarca empoze edilen “Dört tarafımız düşmanlarla çevrili” söyleminin asılsız bir korkutmacadan ibaret olduğunu Suriyeli Müslümanları görünce daha iyi anladığını aktardı.
Özköse; Suriye’den sonra Lübnan, Irak ve Afganistan gibi bölgelere gittiğini, oradaki savaşları yakından takip etme imkânı bulduğunu söyledi. Afganistan’da Taliban kuvvetleri ile bulunduğu bir sırada NATO güçlerinin bombalamalarına maruz kaldığını, gözünün önünde Türkiyeli bir Mücahidin şehit olduğunu, kendisinin de omzundan yaralandığını ve dağlarda uzun zaman süren arayışlardan sonra ancak tedavi olmak ve karınlarını doyurmak üzere bir köye ulaştıklarını anlattı. Özköse burada Afgan halkının mücahitlere olan ilgi ve desteğini bizzat müşahede ettiğini de sözlerine ekledi. Özköse Taylandlı Müslümanlarla tanışmaları, Budist köylerini ziyaretler, putçuluğun yaygınlığı gibi gözlemlerini aktardı.
Özköse, İslam toplumlarının yakın tarihinin benzerliğine dikkat çekti ve emperyalistlerce aramıza çekilen sınırların bir anlam ifade etmediğini söyledi. Tarihi okumamız, öğrenmemiz gerektiğini vurgulayan yazar Hasan el Benna, Seyyid Kutup ve Mevdudi’nin tecrübelerinin yanı sıra Ali Ulvi Kurucu ve Ahmet Büyükçınar’ın hatıralarının okunmasını da tavsiye etti.
Arapça öğrenmek maksadıyla bir süreliğine Şam’a yerleştiğini kaydeden yazar, gençlere öncelikle dil öğrenmelerini tavsiye etti.
Suriye’de Baas zindanlarında kaldığı 70 günden de bahseden yazar, rejimin zalimce uygulamalarını müşahede ettiğini aktardı. Suriye devrim hareketinin tarihin en önemli olaylarından biri olduğunu kaydeden Özköse, “İnsanların kendilerini değiştirmesi bile zordur. Ancak Tunuz, Mısır ve Libya halkı despotik rejimleri yıkmak üzere meydanlara indi. Korku duvarlarını yıktılar. Bakın korkak ve tembel diye alay edilen Suriye halkı zalim ve katil Esed rejimine karşı 3 yıldır ne kadar da büyük bedeller ödeyerek mücadele ediyor. Her gün 100’den fazla şehit veriyorlar ancak Baas rejimini yıkma kararlılığından vazgeçmiyorlar.” şeklinde konuştu.
İslâm dünyasının güzel gelişmelere gebe olduğunu ifade eden Özköse, gençler olarak çok çalışmamız gerektiğinin; haberleri takip etmemizin, dua etmemizin ve eylemlere katılmamızın önemine dikkat çekti.
Son olarak namazlara dikkat edilmesini ve Kur’an’ın çokça okunmasını tavsiye eden yazar, katılımcılara ve programı düzenleyenlere teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.
Mücahit Gökduman / Haksöz Haber
HABERE YORUM KAT